Hakan Günday okumak, bu yorucu ve sıkıcı hayat temposunda insana sanki bir tatil köyündeymiş hissi yaratan şeydir. Kitaptan esinlenip filmi izlettiğiniz için çok teşekkürler. Ortada bir emek olduğu çok belli. Ahmet Mümtaz Taylan'a söyleyecek tek bir kelime yok. Hayat Van Eck role uygun muydu sorgulanabilir. Ama her şeyden önce kitabı okumayan birinin filmde kendine anlam bulacağını düşünmüyorum. Mesela kitabı okumayan biri için talaşlar sadece dekordur ama kitabı okuyan birine...spoiler: Senarist kitabın özetini okumuş olmalı ki, Hakan Günday'ın üstüne basa basa durduğu ve kaçak insanların öğrendiği tek Türkçe kelimeyi yani "Daha" kelimesini dedirtmesi bu kadar zor olmamalıydı. Yine de teşekkürler...
Daha da iyi bir final olabilirmis dedigim ama sonuna kadar buyuk bir merakla da izledigim bir filmdi.bir baba ogul hikayesi bir o kadarda yanlis hayat tercihinin anlatildigi film.genc oyuncu harika bir performansla oyunuyor
İzledigim en farkli filmlerin basinda geliyor.daha umut dolu bir finalle bitseydi daha da iyi bir film olabilirdi gibime geliyor.oyunculuk ve gorsellikler ise cok iyi.
Daha, sinemada çok geç izlememe karşın incelemesini yazmak istediğim bir filmdi. Demek o yazı bugüne kısmetmiş. Aslında Daha'nın filmini izlemeden önce hikayenin uyarlandığı, Hakan Günday'ın kitabını okudum. Daha'nın kitabı ise okurken en çok zorlandığım, zaman zaman tiksindiğim, en çarpıcı kitaplardan birisiydi. Okurken zorlanmama rağmen içerik öyle sürükleyiciydi ki, kitabın tamamını 2 günde bitirdim doğrusu.
Daha'nın filmi ise kitabı kadar karanlık olmasa da, kitapta yaşanan kötü durumlara verilen detaylardan ziyade atmosferi ön plana çıkarıyor ve başroldeki birbirinden farklı olan baba-oğul ikilisine odaklanıyor. Daha bu bakımdan son derecede farklı ve etkileyici bir çalışmaydı. Her ne kadar bazı bölümlerde filmin kitabı daha fazla takip etmesini istesem de (filmin bittiği yer kitabın yarısı sayılır), ortaya amacı net olan bir çalışma çıkmış. Sade ama etkili. Ahmet Mümtaz Taylan ile Hayat Van Eck'in performansları tek kelimeyle inanılmazdı. Bu ikilinin karşılıklı olduğu sahneler ise son derecede etkiliydi. Yönetmenlik koltuğunda oturan Onur Saylak ise filme kendi özgün havasını katmış. Daha, muhtemelen bir daha izlemek istemeyeceğim ama performansları ve içeriğiyle beni düşündürmeyi başaran bir filmdi. Son zamanların en iyi Türk filmlerinden.
yaşanan acıları sonuna kadar hissedeceğiniz şekilde beyazperdeye yansıtılan, tiksindirecek kadar gerçek bazen öfkeyle bazen gözyaşlarınızı tutamayacak ruh haliyle izleyeceğiniz iyi bir yapım 8/10
Film yokluğunda gittim yani ortada bir emek var ama konu yetersiz oyuncu kadrosu zayıf bir tv filmi olabilir ama sinemada izlemeye değmez aynı şeyler birbirini çok tekrarlıyor şu mülteci olayı zaten sinir bozucu beğenmedim.
Hepimizce "orman kanunu" olarak bilinen "güçlü olan hayatta kalır ve bu yüzden hayatta kalmak için güçlü olmalısın." mottosu filmin ana mesajı olarak karşımıza çıkıyor.Öyle ki hepimizin anası,babası,emmisi,dayısı bir yerde;"Ya ben ya o." dediği için hayattayız filme göre. Ama bana sorarsanız,adı üstünde bu bir orman kanunu.Ben bu hayatta "Ya ben,ya o." demeden onuruyla,şerefiyle,haysiyetiyle,sadakatiyle,emeğiyle hayatta kalan insanlar olduğuna inanıyorum. Mesajını beğenmedim diye Daha'ya kötü diyemem.Zira sinemasal açıdan harika bir iş.Biraz izlemesi zor o kadar. Kim bilir,belki de siz bu mesajdan etkilenirsiniz... İyi seyirler!
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.