Her dergi ve gazetenin puanlama sistemi farklı olduğu için, Beyazperde, puanları 0.5 - 5 yıldız üzerinden, kendi barometresine göre vermiştir.
Basın Eleştirisi
T24
Yazar: Atilla Dorsay
Filmin yarattığı etkide oyuncuların da büyük payı var. Babada Ahmet Mümtaz Taylan, kuşkusuz hayatının rolünü oynuyor. Üstelik perdede yaratageldiği kişilerle yüzde yüz ters düşen, sanki kötülüğün cisimleşmesi haline gelen bir rolde... Hayat Van Eck kaynaklara göre “Hollandalı bir baba ve aslen Ankaralı bir annenin çocuğu olarak Amsterdam'da doğup altı yaşına kadar Hollanda'da yaşadıktan sonra ailesiyle İzmir'e taşınmış ve burada büyümüş”. Doğrusu gerçek bir yetenek karşısındayız. O yumuşaklıktan bir anda sertliğe fırlayan bakışlarıyla, giderek zirveye tırmanan öfkesini başındaki eski bir miğferle ayna karşısında, yemek pişirirken ya da dans edip ‘rap’ tarzı şarkı söylerken belirtiyor: “Hadi bak baba, Gaza burda... Bana bin vur, bir say... Bir, ki, üç, dört yetmez...Yetse de gitsek...Alayını si...k...Hadi baba, kafama kafama, bin vur, bir say” gibi sözlerle haykırırken, ... Kolay unutulacak sahneler değil bunlar. Sanki genç bir çocuğun acımasız bir faşiste dönüşmesi. Hayat’a içten bir ‘hoş geldin’ diyelim.
Eleştirinin tamamı için: T24
Sözcü
Yazar: Burak Göral
Baba-oğul mülteci sağlayan ikili de en başta çok iyi yazılmış karakterler ama Gaza'nınkaderini belirleyen o kritik icraatları, filmin ilk yarısında tanıdığımız kişiliklerine biraz ters düşüyor sanki. Ancak yine de elimizde güçlü bir film var. Savaş yüzünden canlarını ve ailelerini korumaya çalışan insanların bu umut ve umutsuzlukla dolu hikayeleri, bu ülkenin zaten acılı olan coğrafyasına bir katman daha ekledi. Saylak bunun sömürüsünü yapmadan, o insanların umutlarını sömüren insanlığın içindeki karanlığı gözümüze sokmadan ama yüzümüze vurarak anlatmayı başarıyor.
Eleştirinin tamamı için: Sözcü
Habertürk
Yazar: Mehmet Açar
“Daha” yönetmenliği ve Ahmet Mümtaz Taylan’la Hayat Van Eck’in oyunculuklarıyla öne çıkan bir film... Mültecilik gibi çağımızın önemli sorunlarından birinin, Gaza’nın babası gibi kötü adam karakterleri üzerinden ele alınması şüphesiz etkileyici olabilir. Oluyor da... Ancak bu tür zorba ayrımcılar, ırkçılığının farkında olmayan insanları daha da rahatlatıyor. Oysa asıl sorun, kibarlıkla kamufle olmuş, merhamet gösterileriyle karışmış ve gündelik hayatın her alanına sinmiş kibar ayrımcılıklar değil mi?
Eleştirinin tamamı için: Habertürk
Hurriyet
Yazar: Uğur Vardan
Hakan Günday’ın aynı adlı romanından uyarladığı bu ilk filminde Saylak, oldukça etkileyici bir dünya kurmanın ve bu dünya içinde hem baba-oğul hem de ikilinin göçmenlerle ilişkisi üzerinden meselelere derinlikli bir psikolojik bakış atmanın üstesinden geliyor. Filmin sert (öfkeli bakışı anlamında değil, üslup anlamında söylüyorum) ve yer yer bazı noktalarda altı çizili bir dili var. Tabii bu bir tercih; Saylak’ın bundan sonraki yönetmenlik yolculuğu nasıl biçimlenecek, üslubu nereye evrilecek; göreceğiz. Ama şunu rahatlıkla söyleyebiliriz: ‘Daha’ kendi yolunda, olgun ve derdini aktarmada başarılı bir film.
Eleştirinin tamamı için: Hurriyet
Star
Yazar: Serdar Akbıyık
Saylak’ın bence en başarılı olduğu şey Gaza’yı canlandıran Hayat Van Eck adlı oyuncuyu bulmuş olması. Hem farklı fiziği hem de oyunculuk becerisi ile unutulmaz bir performanstı. Babayı ise bizim emektar Mümtaz Taylan oynuyor. Kendisi sevdiğim, başarılı bir oyuncudur. Ama ne yazık ki bu role uygun bir fiziğe ve vücut diline sahip değil. Bu negatifliği geçmek için oyunculuğuna çok yüklenmiş. Bu da filmin diline zarar vermiş. Mümtaz Taylan diğer oyunculara nazaran ne yazık ki fazla tiyatro kokan bir performans göstermiş. Bütün bunlara rağmen Daha bir ilk film olarak ilerisi için ümit veren bir yapım yönetmen adına. Filmi seyretmenizi öneririm
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.
T24
Filmin yarattığı etkide oyuncuların da büyük payı var. Babada Ahmet Mümtaz Taylan, kuşkusuz hayatının rolünü oynuyor. Üstelik perdede yaratageldiği kişilerle yüzde yüz ters düşen, sanki kötülüğün cisimleşmesi haline gelen bir rolde... Hayat Van Eck kaynaklara göre “Hollandalı bir baba ve aslen Ankaralı bir annenin çocuğu olarak Amsterdam'da doğup altı yaşına kadar Hollanda'da yaşadıktan sonra ailesiyle İzmir'e taşınmış ve burada büyümüş”. Doğrusu gerçek bir yetenek karşısındayız. O yumuşaklıktan bir anda sertliğe fırlayan bakışlarıyla, giderek zirveye tırmanan öfkesini başındaki eski bir miğferle ayna karşısında, yemek pişirirken ya da dans edip ‘rap’ tarzı şarkı söylerken belirtiyor: “Hadi bak baba, Gaza burda... Bana bin vur, bir say... Bir, ki, üç, dört yetmez...Yetse de gitsek...Alayını si...k...Hadi baba, kafama kafama, bin vur, bir say” gibi sözlerle haykırırken, ... Kolay unutulacak sahneler değil bunlar. Sanki genç bir çocuğun acımasız bir faşiste dönüşmesi. Hayat’a içten bir ‘hoş geldin’ diyelim.
Sözcü
Baba-oğul mülteci sağlayan ikili de en başta çok iyi yazılmış karakterler ama Gaza'nınkaderini belirleyen o kritik icraatları, filmin ilk yarısında tanıdığımız kişiliklerine biraz ters düşüyor sanki. Ancak yine de elimizde güçlü bir film var. Savaş yüzünden canlarını ve ailelerini korumaya çalışan insanların bu umut ve umutsuzlukla dolu hikayeleri, bu ülkenin zaten acılı olan coğrafyasına bir katman daha ekledi. Saylak bunun sömürüsünü yapmadan, o insanların umutlarını sömüren insanlığın içindeki karanlığı gözümüze sokmadan ama yüzümüze vurarak anlatmayı başarıyor.
Habertürk
“Daha” yönetmenliği ve Ahmet Mümtaz Taylan’la Hayat Van Eck’in oyunculuklarıyla öne çıkan bir film... Mültecilik gibi çağımızın önemli sorunlarından birinin, Gaza’nın babası gibi kötü adam karakterleri üzerinden ele alınması şüphesiz etkileyici olabilir. Oluyor da... Ancak bu tür zorba ayrımcılar, ırkçılığının farkında olmayan insanları daha da rahatlatıyor. Oysa asıl sorun, kibarlıkla kamufle olmuş, merhamet gösterileriyle karışmış ve gündelik hayatın her alanına sinmiş kibar ayrımcılıklar değil mi?
Hurriyet
Hakan Günday’ın aynı adlı romanından uyarladığı bu ilk filminde Saylak, oldukça etkileyici bir dünya kurmanın ve bu dünya içinde hem baba-oğul hem de ikilinin göçmenlerle ilişkisi üzerinden meselelere derinlikli bir psikolojik bakış atmanın üstesinden geliyor. Filmin sert (öfkeli bakışı anlamında değil, üslup anlamında söylüyorum) ve yer yer bazı noktalarda altı çizili bir dili var. Tabii bu bir tercih; Saylak’ın bundan sonraki yönetmenlik yolculuğu nasıl biçimlenecek, üslubu nereye evrilecek; göreceğiz. Ama şunu rahatlıkla söyleyebiliriz: ‘Daha’ kendi yolunda, olgun ve derdini aktarmada başarılı bir film.
Star
Saylak’ın bence en başarılı olduğu şey Gaza’yı canlandıran Hayat Van Eck adlı oyuncuyu bulmuş olması. Hem farklı fiziği hem de oyunculuk becerisi ile unutulmaz bir performanstı. Babayı ise bizim emektar Mümtaz Taylan oynuyor. Kendisi sevdiğim, başarılı bir oyuncudur. Ama ne yazık ki bu role uygun bir fiziğe ve vücut diline sahip değil. Bu negatifliği geçmek için oyunculuğuna çok yüklenmiş. Bu da filmin diline zarar vermiş. Mümtaz Taylan diğer oyunculara nazaran ne yazık ki fazla tiyatro kokan bir performans göstermiş. Bütün bunlara rağmen Daha bir ilk film olarak ilerisi için ümit veren bir yapım yönetmen adına. Filmi seyretmenizi öneririm