Hesabım
    Kaçış Odası
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    2,5
    Geçer
    Kaçış Odası

    Tek odada tek ölüm!

    Yazar: Burçin Aygün

    Korku sineması her ne kadar kendini tekrara devam etse de, bazen pek denenmemiş hikayeler ve anlatım teknikleri ile bizi şaşırtabiliyor. Bu haftanın dikkate değer korkusu Kaçış Odası ise bu farklı yapımlar arasında yer almak için çabalayan ancak başarıyı ucundan da olsa kaçıran bir yapım. Hikaye bazında şimdiye kadar denk gelmediğimiz bir tercihte bulunan Kaçış Odası, son dönemin en meşhur ve en çok talep gören canlı etkinliklerinden biri hakkında derdini anlatıyor. Kaçış Odaları ve dehşet oyunları!

    Amerika'da sayısı gitgide yükselen bu eğlence merkezleri, genellikle standart bir apartman dairesi büyüklüğünde bir mekandan ibaret. Tabii bunun haricinde çok daha büyük alanlara sahip örnekler de mevcut. Filmin adını aldığı kaçış odaları, belirlenen bir süre içinde mekan ya da odadan çeşitli bulmacaları çözerek, ayrıca hayatta kalmayı da başararak arkadaşlarınızla birlikte gerçekleştirdiğiniz bir etkinlik türü. İçinde olduğunuz odanın sırrını çözmek ya da zombilerle dolu bir depoda kaçışmak gibi sayısız seçenek var. Filmimiz ise adından da belli olduğu gibi tek bir mekanda geçiyor. Tabii filmin tamamı tek bir odada değil, birden fazla mekanda hikayesini ilerletiyor lakin odak ölümden kaçan dört sıkı arkadaşta.

    Daha önce kısa filmleri ile kendini göstermiş olana Peter Dukes'un yönetmenliğini yaptığı Kaçış Odası'nın hikayesi ise şu şekilde: Jeff ve Ben ile kız arkadaşları Jess ve Angie yeni açılan bir kaçış odası merkezinin ilk müşterileri olacaklardır. Jeff ile Ben bu tür eğlence mekanlarını gezen, puanlayarak web üzerinden tanıtımını yapan, bu sebeple de işletmecilerin dikkat ettikleri iki isimdir. Korku sinemasına saplantı derecesinde bağlı olan iki genç adam ve kız arkadaşları açılışını yapacak olan çiçeği burnundaki eğlence merkezine gelir, malum kaçış odasına girer ve 1 saat dolmadan buradan çıkabilmek için kolları sıvarlar. Bu esnada buranın sahibi ise tüm varlığını buraya yatırdığı için her şeyin çok iyi gitmesini ummakta, odadaki her türlü detayın kusursuz olmasını istemektedir. Bu sebeple uyarıları dikkate almayarak lanetli bir kutuyu insanların dibine yerleştirmekten çekinmez.

    Kafadarlar süre bittiğinde zincirlerinden kurtulacak olan katilin, daha doğrusu ücretli bir oyuncunun gazabından kaçınmak için uğraşırken lanetli ahşap kutudaki kötülük, sözde tehlikeyi gerçek bir ölüm makinesine dönüştürür. Dört sıkı dost, olan bitenin farkına vardığında, ses geçirmez odadan kurtulabilmek için büyük bulmacayı çözmek gerektiğini hatırlarlar. Lakin daha büyük bir sorun vardır. Canlarını alacak olan adamın zincirleri her geçen dakika hızla çözülmektedir ve güvenliklerini sağlayacak kamera çoktan bozulmuştur.

    Hikayemiz her ne kadar bilindik gibi olsa da, olayın geçtiği alan ve eğlenceli karakterler işi keyifli hale getiriyor. Hem zamana karşı ciddi bir yarış, hem de tüm mal varlığını bu özel geceye yatırmış depresyondaki iş sahibinin ne yapacağını bilemez tavrı. Sözde bir oyunun gerçek bir yaşam mücadelesine dönüşerek seyircisini avucuna alışı. Yani hikayenin temelleri, yapımı ayakta tutmaya yetecek irili ufaklı kayalara tutunmuş. Bunun yanısıra oyunculuklar da göze batmayacak seviyede ve daha mühimi karakterler (özellikle de Jeff ve Ben) izleyicinin hemen kaynaşabileceği türden. Ele geçirilmiş ve ölmesi pek mümkün görünmeyen aktör - katil ise görünümüyle bile rahatsızlık yaratmayı başaran cinsten. Kısacası film elinde düzgün malzemeler ile karşımıza gelmiş.

    Lakin yönetmen Peter Dukes'un yer yer ağırlaşan anlatımı ve kedi fare oyununa dönüşmesi gereken sürecin genellikle "kötü adama dikkat, bulmacaya devam" ekseninde ilerlemesi Kaçış Odası'nı ciddi biçimde baltalıyor. Olayın gerçekleştiği alanın küçüklüğü, ölümün resmen burunlarının ucunda olduğu bir kaos ve bunlara rağmen yetersiz kalan gerilim. Filmin ilk yarısı büyük bir keyifle izlenirken, gelişmelerin zirveye çıkması gerektiği anlardaki ağırkanlılığı büyük bir fırsatın tepildiğini hatırlatıp duruyor size. Elden kaçan koca bir şans.

    Kaçış Odası eksikliklerine rağmen sıkmayan, ilgi çekici temasıyla dikkate değer ancak çok da büyük şeyler sunamayan çerezlik bir korku.

    burcinaygun@gmail.com

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top