“Piercing”; senaryosunu, Japon Ryû Murakami’nin aynı isimli romanından (1994) uyarlayarak yazan Nicolas Pesce’nin yönetmen olarak “The Eyes of My Mother” (2016) sonrasında çektiği ikinci uzun metrajlı sinema filmi…
Prömiyeri, 20 Ocak 2018’de Sundance Film Festivalinde yapılan ve 1 Şubat 2019’da ABD’de vizyona girmesi planlanan filmin, hâlihazırda IMDB, Rotten Tomatoes ve Metacritic gibi mecralarda ciddiye alınacak miktarda oydan oluşan bir izleyici ve yorumcu puanı ortalaması mevcut değil…
O nedenle bizde bu filmi, her zamanki gibi önceliği yine oyuncu kadrosuna vermek suretiyle bizzat kendimiz mercek altına alarak incelemeye ardından da puanlamaya çalışacağız…
Evet, en başta da belirttiğimiz gibi bu Pesce’nin hem senarist hem de yönetmen olarak çektiği ikinci uzun metrajlı sinema filmi…
Bu yıl Haziran ayı içinde vizyona girmesi planlanan üçüncü filmi “Grudge”u henüz görmedik…
Ancak şu ana kadar izlediğimiz ilk ikisi, onun farklı bir tarzının olduğunu anlamamıza fazlasıyla yetiyor zaten…
Pesce’nin ilk filmi “The Eyes of My Mother” (2016) için yazdığımız yorumda, “Nicolas Pesce gibi 26 yaşındaki (film çekildiğinde öyleydi) genç bir yönetmen için bu filmin, sinema dünyasına biraz ‘sert’ ama bir a kadar da başarılı bir giriş olduğunu söyleyelim ve başlayalım…”şeklinde bir ifade kullanmıştık…
“Piercing” de ise, ilk filmdeki o kanlı sertliğin yerini bu kez akıl oyunlarının sergilendiği “kurnazca bir sertliğe” bıraktığını görüyoruz…
Ki bizce bunda, filmin senaryosunun uyarlandığı Ryû Murakami’nin romanının da önemli bir rolünün bulunduğu çok açık…
Neden derseniz, (ne yazık ki) Türkçe çevirisi yapılmayan (yapıldıysa da biz göremedik) ve zamanında Times tarafından, “Ürpertici ve sürükleyici”, Daily Mail tarafından da, “Karanlık bir psikolojik – gerilim” olarak tanımlanan romanın kendi özgün kurgusu böyle…
Rol deyince de elbette, filmin başrollerindeki Christopher Abbott ile Mia Wasikowska’ya da kesinlikle bir bakmak lazım…
Zira her ikisi de, canlandırdıkları Reed ve Jackie karakterlerini tiyatro sahnesinde seyirci önünde oynar gibi hakkını vererek oynamışlar…
Öyle ki, eğer filmi bütün ışıkların kapalı olduğu karanlık yahut yeterince loş bir ortamda izlerseniz, onlar “birbirleriyle kedi - fare gibi oynarlarken” sizde kendinizi, onlarla aynı mekânda ve gizlice bir köşeye büzüşmüş bir biçimde, olan bitene canlı canlı tanıklık yapıyormuş duygusuna dahi kaptırabilirsiniz…
Sonuç olarak, takibe aldığımız yönetmenlerden biri olan Nicolas Pesce’nin nefes kesen bu psikolojik gerilimi için puanımız 3 önerimiz ise, eğer türün meraklısıysanız (olası olumsuz yorumlara kulak asmadan) “kesinlikle izlemelisiniz” şeklinde olacak…
Keyifli seyirler,
Son bir not:
Tüm hakları bize ait olan bu yorumun orijinali; bir başka mecrada tarafımızca, 25 Ocak 2019 günü saat 00.26’da yazılarak paylaşılmıştır...