Senaryosu Guillaume Lemans, Jimmy Bemon ve Mathieu Delozier tarafından yazılan “Dans la brume” yahut nam-ı diğer “Just A Breath Away”, Daniel Roby’nin yönetmen koltuğunda oturduğu bir bilim kurgu drama…
4 Nisan 2018’de Fransa’da ardından 27 Nisan 2018’de de Türkiye’de vizyona giren bu Fransız filminin, hâlihazırda IMDB, Rotten Tomatoes ve Metacritic gibi mecralarda ciddiye alınacak miktarda oydan oluşan bir izleyici ve yorumcu puan ortalaması mevcut değil…
O nedenle bizde, her zamanki gibi önceliği yine oyuncu kadrosuna vermek suretiyle filmi bizzat kendimiz mercek altına alarak incelemeye ardından da puanlamaya çalışacağız…
Ancak başlamadan hemen söyleyelim…
Bu film, sinemayı ve özellikle de fantastik bilim kurgu tarzında çekilen filmleri, hoplamalı zıplamalı aksiyon gerilim, aksiyon gerilimi de bilgisayar başında yaklaşık yüz kişilik görsel efekt ekibince kotarılmış devasa bütçeli Hollywood ve üçüncü sınıf uzak doğu prodüksiyonlarından ibaret zannederek ekran başına geçenleri kesinlikle tatmin etmeyecek ve hatta eminiz bayağı bir rahatsız da edecektir…
O yüzden, bu tür beklentilere sahip olanlara, bu filmden kesinlikle uzak durmalarını öneriyoruz…
Filmin kendisine gelince…
Doğrusunu ifade etmek gerekirse, bugüne kadar hiç bu kadar ürkütücü bir Paris manzarası gördüğümüzü hatırlamıyoruz… Kentin her yerini, içinde yaşayan insanları yok eden bir sis bulutu kaplarken, aynı sis bulutu; insanların yaşamının temel kaynakları olan elektrik, su, gıda ve en önemlisi solunacak temiz havaya erişimini de ciddi bir biçimde engelliyordu…
Bu durum sadece Paris’te mi böyleydi, yoksa dünyanın diğer bölgelerinde de benzer bir durum yaşanıyor muydu bilmiyoruz…
Film, bize bu konuda bilgi vermiyor… Bildiğimiz ve gördüğümüz tek şey, bugüne kadar kendisine zarar veren insanlara dünya gezegeninin de zarar vermeye başladığıydı…
Peki, bunu nereden mi anlıyoruz?
Elbette, söz konusu sis bulutunun yer altından gelmesinden… Yani ortada, gökyüzünden daha doğrusu uzay boşluğundan gelen (yahut saldırı amaçlı olarak dünya dışı yaratıklarca / uzaylılarca gönderilen) herhangi bir şey söz konusu değil…
Ancak filmde sisler altında kalan bu yenidünya insanlara, insanların birbirlerine ve kendisine davrandığı kadar acımasız davranmayarak çocuklar ile hayvanların bir kısmına ve kafes içinde tutulmaları koşuluyla büyüklere de bir şans daha veriyor…
Filmin oyuncu kadrosuna da şöyle kısaca bir bakacak olursak; baş roldeki Romain Duris ve Olga Kurylenko’nun yanı sıra kadrodaki en önemli ismin Michael Haneke’nin “Happy End” (2017) filminde de rol almış olan genç yetenek Fantine Harduin olduğunu söyleyebiliriz… İnanıyoruz, bu ismi yakında daha çok duyacak ve konuşacağız…
Teknik ekibe gelince…
Başta filmin müziklerini yapan Michel Corriveau olmak üzere bu ekibin içinde yer alan herkesin çok temiz bir iş çıkarttığını söyleyebiliriz… Öyle ki, 89 dakikalık bu filmde, neredeyse insanı rahatsız eden tek bir fotoğraf karesine rastlamak mümkün değil gibi…
Sonuç olarak, büyük bir ilgi ve beğeni ile izlediğimiz, duygusallık da içeren bu film için puanımız 3,5 önerimiz ise, olumsuz yorumlara aldırmadan “bir şans vererek izleyin” şeklinde olacak…
Keyifli seyirler,
Son bir not:
Tüm hakları bize ait olan bu yorumun orijinali; bir başka mecrada tarafımızca, 12 Aralık 2018 günü saat 03.31’de yazılarak paylaşılmıştır...