Glass: en yeniler yorumlar

Gerçekten inanılmaz sürükleyici ve düşündürücü bir baş yapıt niteliğinde.Sadece basit bir düşüncenin ötesinde insanı acaba dedirttiği filmlerden birisi.İnsan beyninin sınırlarının aslında var olmadığını mümkünse bu temel cizgilerin aşılabileceğinin anlatıldığı bir senaryo

Bu filmi beğenip de "beğenmeyenlerin anlamaya kapasitesi yetmez" falan gibi fikirlerini yorumlarda bu şekilde belirtilenler var, onlara aldanmayın. Saçma sapan bir filmdi. Ömrümden 2 saat gitti boşu boşuna. Sonunu kadar izlemedim. Bu kadar kaliteli kadroyu nasıl olup da bu kadar berbat bir filmde bir araya getirmişler anlamadım. IMDb puanı 6,6. İnanın o bile çok.

Gerçekten vakit kaybından başka birşey değil. Sonu ne olacak diyerek izledim tabi ki filmin sonuda fos çıktı. Bence izleyip vaktinizi heba etmeyin.

Serinin diğer iki filmi ile kıyaslandığında bu film biraz daha sonük kalmış. Ama "kırılmış" kavramı üç filmden sonra burada vurgulanınca çok etkileyici olmuş. Bir de diğer filmlerdeki bazı taşların yerine oturmasını sağlayan tamamlayıcı bir film olması açısından değerlendirilmeli. İlk olarak sinemada izlemiştim ve televizyon filmi gibi sonük bulduğumu düşünmüştüm. Tavsiyem diğer filmlleri izlemeden bunu izlememeniz. Arkasındaki mesajlar ve oyuncular çok iyi ama basit bir dovüş filmine benzemese farklı mekanlarda çekilse çok daha etkili olabilirdi.

glass özellikle ilk yarım saat itibariyle seyir zevki ve gerilim düzeyi yüksek başlasa da gittikçe bu azalmaya başladı. filmi aslında kalite açısından ikiye ayırmak lazım. ilk kısım ne kadar iyiyse son kısım da bir o kadar etkisiz ve anlamsızdı. ilk 2 filmi beğenen biri olarak bu film beklentimden uzak kaldı. özellikle son yarım saatteki yüzleşme ve kapışma sahneleri baya baya sıradan bir süper kahraman filmi izliyormuşuz gibiydi. saçma sapan bir sekanstı. spoiler: david reis resmen bir kaşık suda boğuldu.
son sekans ise bu serinin devam edebileceğinin göstergesiydi ve en azından farklılık getirmiş oldu seriye. night shymalan aslında sevdiğim bir yönetmen ancak et mi balık mı tam çözemedim. inişli çıkışlı bir kariyerin orta sınıf bir filmi. normalde daha düşük alması gerekirdi benden puan olarak ama kadronun hatrına 8/10 veriyorum.

Muhteşem bir filmdi. Standart filmler izlemekten sıkılanlar için süper öneririm 👏👏👏 Kötü yorum yapanlar filmi anlayamayanlar bence onlar gidip Superman falan izleyebilir 😁

Çok sönük kalan bir film olmuş.

Kötü yorum yapanları ciddiye almayın arkadaşlar kötü yorum yapan insanlar bilin ki kapasitesi yetmediği için filmi anlamamıştır ya da kendisinin sevdiği tarza hitap etmediğindendir. Çünkü kendi alanında yapılmış en iyi filmlerden biri keşke devam filmi çekilse çok isterdim. Zaten 3 bölüm olarak yapılmış ve inanılmaz umarım Unbreakable’dan sonra bizi yine 11 sene beklettileri gibi bekletmezler. Gerçekten güzel bi şekilde hikayeyi bize geçiriyor ve yaşanan her olayda özellikle filmin sonunda oyuncularla birlikte kalbim çarptı diyebilirim . Muhteşem ve alanının en mükemmel yapımlarından biri kötü yorumları ciddiye almayın ve bu filme ne olursa olsun şans verin. Pişman olacağınızı asla düşünmüyorum

“Unbreakable” (2000) ve “Split” (2016) ile birlikte “Unbreakable Üçlemesi” olarak da adlandırılan serinin üçüncü filmi olarak projelendirilen “Glass”, M. Night Shyamalan’ın üçlemenin ilk iki filminde olduğu gibi yine hem hikâyesini yazdığı hem yapımcılığını üstlendiği hem de yönettiği zihinsel aksiyonu yüksek bir drama…

Elbette üçlemenin ikinci filmi “Split” (2016) de olduğu gibi bu filmde de Shyamalan’ın yanı sıra bu projeyi yapımcı olarak sahiplenerek destekleyen bir diğer ismin Jason Blum olduğunu belirtmekte yarar var…

Yani bu bir Blinding Edge Pictures ve Blumhouse Productions ortak yapımı…

20 milyon dolarlık bir bütçeyle çekilerek 18 Ocak 2019 tarihinde vizyona giren ve şu ana kadar da 246.9 milyon dolarlık bir hasılata imza atan filmin, 6.7/10 (205.144 oy) ve 3.7/5 (12.606 oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 5.2/10 (389 yorum) ve 43/100 (53 yorum) olan Rotten Tomatoes ve Metacritic yorum ortalamalarının, özellikle de olumsuz sinema eleştirmeni puanları tam bir hayal kırıklığı…

O yüzden gelin isterseniz bu filmi, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle birde biz inceleyerek yorumlayalım, ardından da puanlamaya çalışalım…

Belki böylelikle, o düşük yorum puanlarının ardındaki nedenlere de ulaşmış oluruz…

Ancak, artık neredeyse yorumlarımızda geleneksel bir özellik halini aldığı üzere ayrıntılı incelemeye geçmeden önce bu filme ilişkin ilk tespitimizi, sonrasında da naçizane ilk önerimizi paylaşalım istiyoruz…

Bu bağlamda da işe, karşımızdakinin alışageldiğimiz, o herkese normal bir filmmiş gibi görünen sıradan bir yüzü olan ve bir de sadece fark edene ciddi mesajlar yollayan klasik M. Night Shyamalan filmlerinden biri olduğunu söyleyerek başlayabiliriz…

Yani, eğer Shyamalan sinemasına aşinaysanız:

Bu filmde de gerek hikâyesi ve gerekse de kurgusuyla sizi bekleyen herhangi bir sürpriz olmadığı gibi yine “ters köşe” olmaktan da kurtulamayacaksınız…

O nedenle, film için, “beklediğim gibi çıkmadı”, “olmamış”, “çok sıkıcı”, “bu da ne ya?” türü yakınmalarda bulunmak son derece anlamsız bir durum…

Zira dediğimiz gibi, Shyamalan cephesinde yıllardır değişen hiçbir şey yok…

İlk gün ne yapmışsa, bu filmde de onu yapmaya devam etmiş…

Hele birde, filmde aradığı aksiyonu bulamadığını söyleyen (Shyamalan sinemasından tamamen habersiz olduğu apaçık belli olan) bir izleyici kitlesi var ki…

Gerçekten inanılmaz ve üzerinde durmaya da değmez...

Hâlbuki diğer Shyamalan filmlerinde olduğu gibi bu filmde de yapmanız gereken tek şey, vermeye çalıştığı mesajı yakalamak ve yaptığı “ters köşelerin” tadını çıkarmaktı…

Tam da bu noktada, kimilerinin, “on bir değil de on iki” dediklerini duyar gibi oluyoruz…

Haklısınız, yönetmen olarak Shyamalan’ın filmografisinde “Glass” ın dışında on iki sinema filmi daha var…

Ancak istisnai bir durum olarak “After Earth” (2013) filminin hikâyesi kendisine değil filmin başrol oyuncularından Will Smith’e ait…

Shyamalan ise Gary Whitta ile birlikte bu hikâyeyi esas alarak filmin senaryosunu yazmış…

İşte o yüzden de mesaj verdiği filmler için on iki yerine on bir sayısını bilinçli olarak verdik…

Belki, yine klasik bir laf olacak ama bu söylediklerimizin hepsi, filme ilişkin ilk tespitimiz olsun…

İlk önerimize gelince:

O hakkımızı bu kez, ilk film “Unbreakable” 19 yıllık bir film olduğu ve yakın zamanda yeniden izlenilmediyse kısmen unutulmuş da olabileceği için üç filmin tamamının dizi izler gibi (aynı gün içinde olmasa da) peş peşe izlenmesinin, “Unbreakable Üçlemesi” ni daha bir anlaşılır kılacağını söyleyerek kullanmış olalım…

Bu arada bitirmeden, rollerine "cuk" diye oturan James McAvoy, Bruce Willis, Samuel L. Jackson, Anya Taylor-Joy ve Sarah Paulson’ın yanı sıra “Unbreakable” (2000) çekildiğinde on üç yaşında küçük bir çocuk olan Spencer Treat Clark’ı, bu filmde yeniden Joseph Dunn karakterinde izlemenin oldukça iyi geldiğini de belirtelim…

Sonuç olarak, sağlam bir entelektüel derinliğe sahip olduğunu bildiğimiz M. Night Shyamalan’ın bu filmi için puanımız 3, önerimiz ise gerçek sinema tutkunlarının kesinlikle kaçırmaması gereken bir film olduğu şeklinde olacak…

Keyifli seyirler…

Son bir not:
Filmdeki flashbackler de “Unbreakable” (2000) filminin silinmiş sahnelerin kullanıldığı söylenilmektedir…

Birinci film güzeldi ikinci film muhteşemdi üçüncüsü eh işte oldu. Eğer ikinci filmde çıtayı bu kadar yükseltirseniz üçüncü ve son film olağanüstü olmalıydı. Ama olmadı ne beklentimi ne hayallerimi karşılamadı. Bunun yanı sıra iki filmi birleştirip bi sona ulaştırması açısından gerekli bir filmdi. Splitle kıyaslanmazsa güzel denilebilir. Final beni mutlu etmesede güzel oldu en azından seri bi son buldu fena olmadı. Seriyi izleyin mutlaka. Tavsiye edilir...

berbat bir filim izlemeyin zaman kaybı boş leş bir film spliti ilk izleyin diyolarmış onuda izlemeyin bence

Film öncekilere göre çok fazla görsele hitAp etmiyor olumsuz yorumların bundan kaynaklı olduğunu düşünüyorum, akıl içgüdü ve spiritüel kaynaklı . Ben çok beğendim özellikle sonunu çok bAşarılı bir şekilde bağlamışlar , son yıllarda çekilen çoğu filmin sanal aleme bağlaması ayrı bir ironi Teknoloji çağını işaret ediyor , başarılı ✌️

Parçalanmış filmini izledim. Fena degil ancak olağanüstü sahneleriyle bir başkalaşım oluşturuyor. Gerçekçilikten çok çıkmasada bir an ouw canavar geldi gibi adamın şeklinin değişeceğini felan düşünmeden edemiyor insan. Glass izlemeden önce ilk filmi izlemeyi düşünüyorum.

Bu adamın en güzel filmi brothers fakat ona olan hayranlıgım yuzunden split glass onume gelen hangı fılmı varsa ızlıyorum splıt ve glass bu iki filmin ortak sorunu akıcı olmaması filmin biraz daha akıcı olması gerek seyırcı bırcok yerde kopma yasıyor olayları bırbırıne baglarken anlam kargasası oluyor sahsen bende bu sekılde

Girişi çok iyiydi ancak Split'in aksiyon dolu ve akılcı sahneleri kendini daha çok psikolojik gerilimi bırakmış diyebiliriz. Unbreakable ve Split filmlerini izlemeyen bir seyirci için oldukça manasız gelebilir. Aynı zamanda eleştirmenlerin ve kötü yorum yazanların, yerden yere vuran insanların da bu iki filmi izlemediğini düşünüyorum. Split kadar iyi değil ancak onun kardeşi olarak görülebilecek kalitede bir film. Üçlemenin son filmi olması da ayrı bir hüsran yaratıyor bende.