“Unbreakable” (2000) ve “Split” (2016) ile birlikte “Unbreakable Üçlemesi” olarak da adlandırılan serinin üçüncü filmi olarak projelendirilen “Glass”, M. Night Shyamalan’ın üçlemenin ilk iki filminde olduğu gibi yine hem hikâyesini yazdığı hem yapımcılığını üstlendiği hem de yönettiği zihinsel aksiyonu yüksek bir drama…
Elbette üçlemenin ikinci filmi “Split” (2016) de olduğu gibi bu filmde de Shyamalan’ın yanı sıra bu projeyi yapımcı olarak sahiplenerek destekleyen bir diğer ismin Jason Blum olduğunu belirtmekte yarar var…
Yani bu bir Blinding Edge Pictures ve Blumhouse Productions ortak yapımı…
20 milyon dolarlık bir bütçeyle çekilerek 18 Ocak 2019 tarihinde vizyona giren ve şu ana kadar da 246.9 milyon dolarlık bir hasılata imza atan filmin, 6.7/10 (205.144 oy) ve 3.7/5 (12.606 oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 5.2/10 (389 yorum) ve 43/100 (53 yorum) olan Rotten Tomatoes ve Metacritic yorum ortalamalarının, özellikle de olumsuz sinema eleştirmeni puanları tam bir hayal kırıklığı…
O yüzden gelin isterseniz bu filmi, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle birde biz inceleyerek yorumlayalım, ardından da puanlamaya çalışalım…
Belki böylelikle, o düşük yorum puanlarının ardındaki nedenlere de ulaşmış oluruz…
Ancak, artık neredeyse yorumlarımızda geleneksel bir özellik halini aldığı üzere ayrıntılı incelemeye geçmeden önce bu filme ilişkin ilk tespitimizi, sonrasında da naçizane ilk önerimizi paylaşalım istiyoruz…
Bu bağlamda da işe, karşımızdakinin alışageldiğimiz, o herkese normal bir filmmiş gibi görünen sıradan bir yüzü olan ve bir de sadece fark edene ciddi mesajlar yollayan klasik M. Night Shyamalan filmlerinden biri olduğunu söyleyerek başlayabiliriz…
Yani, eğer Shyamalan sinemasına aşinaysanız:
Bu filmde de gerek hikâyesi ve gerekse de kurgusuyla sizi bekleyen herhangi bir sürpriz olmadığı gibi yine “ters köşe” olmaktan da kurtulamayacaksınız…
O nedenle, film için, “beklediğim gibi çıkmadı”, “olmamış”, “çok sıkıcı”, “bu da ne ya?” türü yakınmalarda bulunmak son derece anlamsız bir durum…
Zira dediğimiz gibi, Shyamalan cephesinde yıllardır değişen hiçbir şey yok…
İlk gün ne yapmışsa, bu filmde de onu yapmaya devam etmiş…
Hele birde, filmde aradığı aksiyonu bulamadığını söyleyen (Shyamalan sinemasından tamamen habersiz olduğu apaçık belli olan) bir izleyici kitlesi var ki…
Gerçekten inanılmaz ve üzerinde durmaya da değmez...
Hâlbuki diğer Shyamalan filmlerinde olduğu gibi bu filmde de yapmanız gereken tek şey, vermeye çalıştığı mesajı yakalamak ve yaptığı “ters köşelerin” tadını çıkarmaktı…
Tam da bu noktada, kimilerinin, “on bir değil de on iki” dediklerini duyar gibi oluyoruz…
Haklısınız, yönetmen olarak Shyamalan’ın filmografisinde “Glass” ın dışında on iki sinema filmi daha var…
Ancak istisnai bir durum olarak “After Earth” (2013) filminin hikâyesi kendisine değil filmin başrol oyuncularından Will Smith’e ait…
Shyamalan ise Gary Whitta ile birlikte bu hikâyeyi esas alarak filmin senaryosunu yazmış…
İşte o yüzden de mesaj verdiği filmler için on iki yerine on bir sayısını bilinçli olarak verdik…
Belki, yine klasik bir laf olacak ama bu söylediklerimizin hepsi, filme ilişkin ilk tespitimiz olsun…
İlk önerimize gelince:
O hakkımızı bu kez, ilk film “Unbreakable” 19 yıllık bir film olduğu ve yakın zamanda yeniden izlenilmediyse kısmen unutulmuş da olabileceği için üç filmin tamamının dizi izler gibi (aynı gün içinde olmasa da) peş peşe izlenmesinin, “Unbreakable Üçlemesi” ni daha bir anlaşılır kılacağını söyleyerek kullanmış olalım…
Bu arada bitirmeden, rollerine "cuk" diye oturan James McAvoy, Bruce Willis, Samuel L. Jackson, Anya Taylor-Joy ve Sarah Paulson’ın yanı sıra “Unbreakable” (2000) çekildiğinde on üç yaşında küçük bir çocuk olan Spencer Treat Clark’ı, bu filmde yeniden Joseph Dunn karakterinde izlemenin oldukça iyi geldiğini de belirtelim…
Sonuç olarak, sağlam bir entelektüel derinliğe sahip olduğunu bildiğimiz M. Night Shyamalan’ın bu filmi için puanımız 3, önerimiz ise gerçek sinema tutkunlarının kesinlikle kaçırmaması gereken bir film olduğu şeklinde olacak…
Keyifli seyirler…
Son bir not:
Filmdeki flashbackler de “Unbreakable” (2000) filminin silinmiş sahnelerin kullanıldığı söylenilmektedir…