Hesabım
    Blaze
    Ortalama puan
    3,0
    2 Puanlama
    Blaze hakkında görüşlerin ?

    1 Kullanıcı eleştirisi

    5
    0 Eleştiri
    4
    0 Eleştiri
    3
    1 Eleştiri
    2
    0 Eleştiri
    1
    0 Eleştiri
    0
    0 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Turgay Buğdacigil
    Turgay Buğdacigil

    Takipçi 2.068 değerlendirmeler Takip Et!

    3,0
    30 Haziran 2021 tarihinde eklendi
    Gerçek adı Michael David Fuller olan Austin, Texas'lı country müzik şarkıcısı ve söz yazarı Blaze Foley’in yaşam öyküsünün anlatıldığı “Blaze”:

    Senaryosunu, “Living in the Woods in a Tree: Remembering Blaze” isimli kitaptan, (aynı zamanda anlatılan hikâyenin ana karakterlerinden birisi de olan) kitabın yazarı Sybil Rosen ile birlikte uyarlayarak yazan Ethan Hawke’nin yönetmen koltuğunda oturduğu biyografik bir drama…

    Prömiyeri, 21 Ocak 2018’de Sundance Film Festivalinde yapılan ve 17 Ağustos 2018 tarihinde Amerika’da vizyona giren filmin, 6.6/10 (2.913 oy) ve 3.6/5 (500 üzeri oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 7.8/10 (91 yorum) ve 75/100 (29 yorum) olan Rotten Tomatoes ve Metacritic yorum ortalamaları, her ne kadar oylamaya katılan sayıları çok yüksek olmasa da, izlenmeye değer bir filmle karşı karşıya olduğumuzu söylüyor gibi…

    Yine de isterseniz 1.2 milyon dolarlık mütevazı bir bütçeyle çekilen bu bağımsız Amerikan filmini, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle birde biz inceleyerek yorumlayalım, ardından da puanlamaya çalışalım…

    Ancak, artık neredeyse yorumlarımızda geleneksel bir özellik halini aldığı üzere ayrıntılı incelemeye geçmeden önce filme ilişkin ilk tespitimizi, sonrasında da naçizane ilk önerimizi paylaşalım istiyoruz…

    Bu bağlamda da işe; karşımızdakinin, kısaca country müzik olarak da adlandırılan Amerikan folk müziğinden hazzetmeyenler ile o tarzın müzisyenlerinin hikâyelerini merak etmeyenleri memnun etmesi çok da kolay olmayan bir film olduğunu söyleyerek başlayabiliriz…

    Gerçi bu filmi, RogerEbert.com gibi ciddi film eleştirileriyle tanınan önemli bir mecrada, biraz da maksadını aşar bir biçimde, “Inside Llewyn Davis” (2013) e benzetenlerde olmuş…

    Fakat bizce hiçbir alakası yok…

    Tamam, Coen biraderlerin o filminde de hâkim tema country müzikti ve Oscar Isaac’de elindeki gitarla canlı canlı bu müziği icra ediyordu…

    Ama hepsi bu kadar…

    Bunun dışında, Amerika’da çekilmiş olmaları haricinde iki film arasında başka da bir ortak nokta bulmaya çalışmak oldukça anlamsız bir zorlama olur…

    Tekrar filmimize dönecek olursak…

    Vitrini, bir görünüp bir yok olan Kris Kristofferson, Richard Linklater, Sam Rockwell ve Steve Zahn ile zenginleştirilmeye çalışılan oyuncu kadrosunun, henüz bu işlerde oldukça yeni olan baş roldeki Ben Dickey’e rağmen filmi kazasız belasız tamamladığını söyleyebiliriz…

    Aynı şeyleri, canlandırılan dönemin (1989) ruhuna uygun olarak tasarlanan dekor, kostüm ve makyajlar içinde söylemek pek ala mümkün…

    Sıkıntı konusu olan tek şey, başta da vurgulamaya çalıştığımız gibi, filmde hikâyesi anlatılan Blaze Foley’in ve müziklerinin Amerika dışındaki tanınırlığı…

    Ki sırf bu nedenle bile olsa, cesareti için Ethan Hawke’yi ve filme kaynak ayıran yapımcıları tebrik etmek gerekiyor…

    Zira durumun, “Müslüm” (2018) filminde hikâyesi anlatılan Müslüm Gürses ve müziğinin Kapıkule’nin ötesinde yarattığı etkiden çok da farklı olmayacağı, daha işin en başından herkesçe biliniyor olmalıydı…

    Nihayetinde bu, popülaritesi tartışma konusu dahi olmayan Freddie Mercury’nin ön planda olduğu bir “Bohemian Rhapsody” (2018) veya Ray Charles’ın hikâyesinin anlatıldığı “Ray” (2004) yahut yine bir Amerikalı country müzik şarkıcısı olan Johnny Cash’in Folsom hapishanesindeki unutulmaz konserinde yeri göğü inlettiği “Walk the Line” (2005) da değildi…

    Belki, yine klasik bir laf olacak ama diğer yorumlarımızda da olduğu gibi yazılmayanları yazmaya, anlatılmayanları anlatmaya, söylenilmeyenleri söylemeye çalıştığımız bu satırlar filme ilişkin ilk tespitimiz olsun…

    İlk önerimize gelince:

    O hakkımızı da bu kez; “The Professor” (2018) filminin yorumundaki ilk önerimizi tekrarlamış olmak pahasına da olsa, nitelikli film izlemeyi seven sinemaseverlere, “Bu türden, farklı lezzetler de sunan düşük bütçeli bağımsız filmlere daha fazla zaman ayırmayı unutmayın” diye seslenerek kullanmış olalım…

    Sonuç olarak, kendi değerlendirme sistemimiz içinde puan olarak 3 verdiğimiz bu film için önerimiz de, her ne kadar 129 dakikalık süresi biraz uzunmuş gibi görünse de “bir şans da siz verin” şeklinde olacak…

    Keyifli seyirler,
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top