"Temel ile Dursun İstanbul'da" filminden sonra, "Temel ile Dursun Sinematik Evreni"nin bir nevi yeni filmi olan Parayı Bulduk, 2 hafta önce "Yılın Son Komedi Filmi" başlığı altında vizyona girdi. Ben de geçtiğimiz yıl Kötü Çocuk, Cumali Ceber ve Sevimli Emojiler gibi birbirinden kötü filmleri sinemada izlemiş birisi olarak, kafamdaki "Ne kadar kötü olabilir ki?" düşüncesiyle bu filme gitmeye karar verdim. Çünkü bazen iyi filmleri takdir etmek için kötü filmleri izlemeyi seviyorum. Ve özellikle de konu Türk filmleri olunca bazen hiç beklenmedik sürprizler ortaya çıkıyor ya da çıkan sonuç o kadar kötü oluyor ki, filmi anlatmaya nereden başlayacağınızı bilemiyorsunuz. Eğer filme bu açıdan bakacak olursak, Parayı Bulduk beni tatmin etmeyi başardı.
Parayı Bulduk, hiç tartışmasız hayatımda izlediğim en tembelce filmlerden birisiydi. Şimdi ben yönetmen İhsan Taş'ın bir önceki filmi "Temel ile Dursun İstanbul'da"yı izleme fırsatı bulamadım (ama fragmanı bana yetti de arttı bile) ama sırf o filmin fragmanı ile bu filmin fragmanını karşılaştırdığınızda bile aradaki fark yeterince görülüyor. Bu filmin fragmanında gördüğünüz o garip ses efektleri, sürekli ekranda çıkan animasyonlar gibi şeyler var ya? İşte bunların hepsi filmin her saniyesinde mevcut. Ve ilk 5 dakikadan sonra bu iyice can sıkıcı bir hal almaya başladı. Üstelik filmin 90 dakika uzunluğunda olduğunu düşünürsek, Çin işkencesi diye buna denir işte.
Madem bu film hakkında söyleyebileceğim hiç iyi bir şey yok, ben de size direk kötü olan şeyleri sırasıyla saymaya başlayayım:
1-) Prodüksiyon dizaynı: Parayı Bulduk'un tamamı sadece belirli lokasyonlarda geçiyor ve her sahne hızlıca geçiştirilmiş hissi veriyor. Filmin neredeyse 30 dakikasının geçtiği "dizi" seti bölümünün dışında, hikayenin geçtiği bütün diğer mekanlar sanki; "Abi biz film çekeceğiz de, acaba 2 dakikalığına şu bölgeyi kamerayla çekebilir miyiz?" gibi bir izinle alınmış hissi veriyor.
2-) Ses editlenmesi: Bu bölüm için ayrı bir parantez açmak istiyorum çünkü bu filmdeki konuşmaların kulağa nasıl geldiğine inanamayacaksınız. Ben bile inanmakta zorluk çektim doğrusu. Size şöyle izah edeyim; bu filmde ne zaman bir karakter bir kelime söylese, sanki bütün konuşmalar bir cep telefonuyla kaydedilmiş gibi veya kamera arkasında olan ses yükselmiş gibi geliyor. Karakterler konuşurken arka tarafta cızırtı sesleri geliyor ve ses kaydı bittiğinde filmde 3 saniyeliğine bir sessizlik oluşuyor. Başka birisi konuşmaya başladığındaysa her şey kendisini tekrarlıyor. Üstelik bütün bunlar olurken yönetmen İhsan Taş, konuşulanlarla dudak oynamasını senkronlamak için görüntüyü sürekli yavaşlatmış veya hızlandırmış. Çok garip bir kombinasyon doğrusu. Bir de filmde herkesin kart oynadığı bir sahnede karakterin konuştuğu sırada, o ses kaydının arkasından okey oynama sesleri geldiğini duydum resmen. O kadar amatörceydi ki!
3-) Oyunculuklar ve yönetmenlik: Yönetmen İhsan Taş'ın bütün filmi iMovie'den editlemiş gibi bir his uyandırmasının yanı sıra, bu filmdeki oyunculukların hiçbirini iyi veya en ufak bir şekilde komik bulmadım. Bu çok kötü oldu çünkü eğer filmin afişine bakarsanız, BKM Mutfak ekibinden Ersin Korkut, Metin Keçeci ve Gülsüm Alkan gibi komik oyuncuların filmde olduğunu görürsünüz. Sırayla başlayayım; Ersin Korkut, filmde gerçekten bir şeyler yapmaya çabaladığını düşündüğüm tek oyuncuydu. Tek sorunsa, onun filmde en fazla 5 dakika gözüküyor olması ve performansının komik değil, dramatik oluşuydu. Bu yıl kendisini Düzensiz Düzenbazlar'da izlediğim Metin Keçeci'nin bu filmi sırf maaş için çektiği ise her halinden belli oluyor. Keçeci, sırf sete gelip diyaloglarını biraz garip bir şekilde söyleyip gitmek istiyormuş gibiydi. Gülsüm Alkan ise bu filmin pazarlamasında en çok yer alan kişiydi ve onu bir anlığına bile komik bulmadım. Karakteri bir kişilikten ziyade bir tipleme gibiydi ve komik olmak yerine ciddi olmaya çalışıyordu aslında. Çıkan sonuçsa kimse için hayırlı değildi. Oyuncu kadrosundan Afrikalı Ali, Alay Cihan ve Sami Çelik gibi kişiler de pek iyi sayılmazdı.
4-) Komedi: Bu filmin düzgün bir espri anlayışı yok. Bu filmdeki bütün komedi sahneleri, ya karakterlerin saf ve aptalca davranmasından veya bütün o saçma ses ve görsel efektlerin ekranı kaplamasından kaynaklanıyor. Filmdeki hiçbir şakaya gülmedim, karakterleri iyi bulmadım. Ama görsel efektler ise bir yerden sonra sinirimi bozmaya başladığı için gülmekten yerlere yattığımı söyleyebilirim. Bu da bir başarı olsa gerek.
5-) Senaryo: Ayrıca bu filmin düzgün bir senaryosu da yok. Hikaye, Temel ile Dursun'la başlarken birdenbire film ana karakterini değiştiriyor ve neredeyse bütün filmi onun gözünden izliyoruz. Arada sırada hikayeye hiç katkısı olmayan yan karakterler de filmde 2-3 dakika görünüp çıkıyor. Bütün filmin konusu ise sürekli kendisini tekrarlayan sahnelerden ibaret. Gerçi filmin finali biraz dramatik olduğu için bu bölümün yaratıcı olduğunu söyleyebilirsiniz belki. Eğer filmin finalini gelmiş geçmiş bütün Yeşilçam filmlerinin bir karması olduğunu düşünmezseniz haklı olursunuz da. Mesela bu yıl çıkan Düzensiz Düzenbazlar filminin hiç olmazsa bir senaryosu vardı. Ortaya çıkan sonuç düşük bütçesinden dolayı rezalet gözükse de, hiç olmazsa film ekibinin elinden geleni yaptığını görebiliyordunuz. O filmde komik olabilecek şakalar, başı ve sonu belli olan bir hikaye ve gerçekten farklı lokasyonlarda çekilen sahneler vardı. Bu filmin en kötü yanı ise, film ekibinin en başından itibaren hiç denememiş olması. İyi veya hiç olmazsa akılda kalıcı bir film yapmak için biraz emek harcamak lazım, değil mi?
6-) Amatör işlenişi: Yukarıda saydığım bütün elementler burada toplanıyor aslında. Ama burada, filmin neden amatörce olduğu hakkında bir şeyler yazmak yerine, Parayı Bulduk'u yine aşırı düşük bir bütçesi olan, başka bir filmle karşılaştıracağım; Çalgı Çengi. 2010 yılında çıkan ilk Çalgı Çengi filmi 6 günde çekilmişti ve sadece 30.000 liralık bir bütçesi vardı. Ve o filmin en büyük hayranı olmamama rağmen, eğlenceli hikayesi ve yeteneğini gösteren oyuncular filmi izlenebilir kılıyordu. Ufak ama etkili bir filmdi. Hatta daha büyük bir bütçesi olan devam filminden çok daha başarılıydı.
Parayı Bulduk da neredeyse aynı şartlar altında yapılmış. Filmin bütçesi tam olarak belli olmasa da (çok düşük olduğunu tahmin ediyorum), filmin tamamı 8 günde çekilmiş. Yapılan röportajlarda Ersin Korkut, "film ekibinin çok hızlı çalıştığını" ve "bir müzik klibinden daha kısa sürede bir film bitirdiklerini" söylüyordu. Ayrıca Korkut'un bu filmde bulunma sebebinin senaryoyu beğenmiş olduğunu söylemiş miydim?
Peki neden Parayı Bulduk başarısız oldu ama Çalgı Çengi başarılıydı? Çünkü Çalgı Çengi'nin düzgün bir senaryosu, nasıl komedi yapacağını bilen bir yönetmeni ve dengeli bir tonu vardı. Parayı Bulduk ise bunların hepsini yok sayarak en kısa sürede en fazla sonuç elde etmeye çalışıyor. Mesela Michael Bay de aynı şeyi Transformers filmlerinde uyguluyor ve o filmlerin nasıl sonuçlandığını hepimiz biliyoruz.
Kısacası bu filme bir sinema filmi diyesim bile gelmiyor. Eğer film ekibi alelacele bir iş yapmak yerine gerçekten insanların gülebileceği bir komedi filmi yapmaya çalışsaydı, ortaya daha iyi bir sonuç çıkardı. Bu yıl Cumali Ceber gibi sinema sektörüne hakaret eden filmlerin ve Düzensiz Düzenbazlar gibi kötü olmasına rağmen film ekibinin emek harcamış olduğu filmlerin tam ortasında yer alıyor Parayı Bulduk. Komedisi olmayan bir komedi filmi. Ortada bir oyunculuk veya bir senaryo ya da düzgün bir yönetmenlik olduğundan film olmayı unutan bir film. Kesinlikle hayatımda izlediğim en kötü filmlerden birisi ve Cumali Ceber'den sonra bu yılın en kötü komedi filmi. Hiç emek harcanmamış bir iş olduğundan, çıkan sonuç da olabilecek bütün iyi ve kötü yanları yok ediyor. Parayı Bulduk, dev bir boşluk adeta, bir hiçlik. Bu yüzden bu yazıdan sonra bu filmin var olduğunu unutacağım ve siz de unutmalısınız. Sakının, kaçının.
FİLMİN KÖTÜ YANLARI:
- Ortada bir senaryonun olmaması.
- Oyuncuların denemiyor olması.
- Zayıf yönetmenlik.
- Kendini tekrarlayan sahneler.
- Komedisi olmayan bir komedi oluşu.
- Can sıkıcı görsel efektler.
TOPLAM PUAN: 0/10