“Hold the Dark”, “Murder Party” (2007), “Blue Ruin” (2013) ve “Green Room” (2015) gibi filmlerinden de tanıdığımız Jeremy Saulnier’in yönetmen koltuğunda oturduğu dördüncü uzun metrajlı sinema filmi…
Bu kez, ilk üç filmden farklı olarak filmin senaryosunu da yine bizzat kendisi yazmak yerine, William Giraldi’nin aynı isimli romanından (2014) uyarlamak suretiyle, yönettiği ilk üç filmde oyuncu olarak Macon, Dwight ve Gabe, bu filmde de Shan karakterlerini canlandıran Macon Blair yazmış…
Prömiyerini, 12 Eylül 2018’de Toronto Uluslararası Film Festivalinde yapan ve ardından da 28 Eylül 2018 tarihinde Netflix tarafından yayın akışına dâhil edilerek vizyona sokulan filmin, 6.2/10 (533 oy) ve 3.3/5 (107 oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 6.4/10 (37 yorum) ve 64/100 (19 yorum) olan Rotten Tomatoes ve Metacritic yorum ortalamaları, oylamaya katılan izleyici ve yorumcu sayıları yetersiz olduğu için film hakkında doğru bilgi vermekten oldukça uzak…
O nedenle, oldukça düşük bir bütçeyle çekildiği her halinden belli olan bu filmi, her zamanki gibi önceliği yine oyuncu kadrosuna vermek suretiyle mercek altına alarak biz kendimiz incelemeye ve sonrasında da puanlamaya çalışacağız…
Jeffrey Wright, Alexander Skarsgård, Riley Keough, Julian Black Antelope ve James Badge Dale…
Filmin, karanlık, soğuk ve rahatsız edici atmosferiyle birebir uyum içinde olan bir oyuncu kadrosu…
Düşük bir bütçeye rağmen bu kadar doğru bir oyuncu kadrosu nasıl oluşturulabilmiş diye düşünürken, filmin casting direktörünün “Brokeback Mountain” (2005) ve “Syriana” (2005) dâhil toplam 256 projede aynı işi yapan Primetime Emmy ödüllü Avy Kaufman olduğunu öğrenince, normaldir dedik…
Jeremy Saulnier ile kafa kafaya veren Avy Kaufman, gerçekten de çok iyi bir kadro kurmuşlar…
Teknik kadroya gelince… Aynı zamanda kendisi de bir görüntü yönetmeni olan Jeremy Saulnier, bu filmde kamerayı “Lean on Pete” (2017) in de görüntü yönetmeni olan Magnus Nordenhof Jønck’a teslim etmiş…
Sanat direktörlüğü işi de daha önce “Inception” (2010) ve “Interstellar” (2014) gibi filmlerde de aynı işleri yapan Abdellah Baadil ile Paul Healy’nin güvenli ellerinde… Aynen makyaj işinin de benzer iklim koşullarında çekilen “The Revenant” (2015) da olduğu şekilde Sharon Toohey’e verilmiş olması gibi…
Bütün bu doğru hamleler de aslında, sadece dört filmlik bir filmografisi olmasına rağmen Saulnier’in doğru yolda, ağır ama emin adımlarla ilerlemekte olduğunu gösteriyor…
Kabul etmek lazım ki; filmin, doğaya iliştirilmiş kör karanlık içindeki şiddet ve "maskelenmiş" kötülüğün anlatıldığı hikâyesi hem zor hem de bayağı bir akıl karıştırıcı…
Özellikle de, binlerce kilometre öteden gelip Irak’taki masumları gırtlaklayan emperyalist işgalciler veya zamanında resimleri mağara duvarlarına kazınmış olan ilkel güdüleriyle kendi çocuklarını boğazlayarak kurban eden vahşi ebeveynler yahut kendilerine benzemeyen (“kendileriyle aynı değerleri paylaşmayan”) insanları gözünü dahi kırpmadan öldürebilen yığınla canavar ruhlu insan dururken, sırf haklarında akıl almaz efsaneler uydurulmuş diye zorlu doğa koşullarında hayatta kalma mücadelesi veren kurtların katil ilan edilebildiği bir dünyada…
Sonuç olarak, diğer Jeremy Saulnier filmleri gibi estetik kaygıların ön planda olduğu bu film için puanımız 3 önerimiz ise, “izlenebilir” şeklinde olacak…
Keyifli seyirler,
Son iki not:
1. Brooke ve Will Blair ikilisi, "Blue Ruin" (2013) ve "Green Room" (2015) da olduğu gibi bu filmde de müzikleriyle Jeremy Saulnier'in kurgusuna ciddi bir derinlik kazandırmışlar...
2. Tüm hakları bize ait olan bu yorumun orijinali; bir başka mecrada tarafımızca, 29 Eylül 2018 günü saat 01.37’de yazılarak paylaşılmıştır...