Eski tarz değişim rüzgarı!
Yazar: Banu BozdemirLiu Jian, Have a Nice Day / İyi Günler’de kara film tadında bir suç trafiğinin akışında kaybolan ve tüketim toplumunun çürüyen değerlerini anlatıyor. Başarısız bir estetik operasyon geçiren kız arkadaşını mutlu etmek için, patronuna ait yüklü miktar parayı çalan genç adam Xiao Zhang ve onun peşine takılan bir avuç insanın bakış açısıyla değerler zincirimizi sorguluyor. Bunu yaparken çevresel özellikleri, geleneksel yapıların boş bir harabeye dönüşüp, yanı başlarında yeni yaşam alanları kurulmasını da hikayenin içindeki geçişler olarak kullanıyor. Bunları da gerçekçi, gri tonlamalarla sunuyor.
Klasik şehir görüntüleri yerine otobanlar, ara sokaklar, terk edilmiş fabrikaların karanlığı ve boş otel odalarının depresifliği eşlik ediyor sakince kaçışan insanların hikayesine.. Menşei Çin olsa da karakterler anime karakterlerine bir hayli uzak, karikatürize edilmiş gerçek tiplemeler, filmi olduğundan daha farklı ve gerçekçi bir havaya sokuyor. O yüzden herkesin izleme zevkine hitap etmeyebilir, ince çizgilerle / eski usül yapılmış hikayeleme herkese ilginç gelmeyebilir uyarısını da yapalım baştan!
74 dakikalık filmin dili bir hayli acı aslında. Tüketim toplumunun, har vurup harman savurmanın ve yitip giden insani değerlerin altını bir hayli kalın çizen film, gerilim öğelerini de kara filmle iyi harmanlıyor, zaman zaman bir yol hikayesine dönüşüyor. Bir çanta dolusu para hikayesi şehrin varoşlarında, kırsalında dolanarak genel bir panorama çiziyor. Zaman zaman Kore filmlerinin absürd gerçekliğine, bazen de Fargo’vari bir döngüye hatta Tarantino’nun klişelerine dönüşen İyi Günler müzikleriyle de dikkat çekiyor.
Aynı zamanda karakterden çok tipleme yaratan Liu Jian, şiddetin ve tekinsizliğin kol gezdiği bir atmosfer resmediyor. Öyle ki, yerde hareketsizce yatan adamın yanından geçen köpek bile ona saygı göstermek yerine saksı muamelesi çekiyor, bu da filmin göstermek istediği ruha minik bir hizmet oluyor! Bu arada Güney Kore’nin estetik merkez cenneti olduğunu öğreniyoruz, kahramanlarımızın kaçmak istediği rota olarak! Buna serbest piyasa ya da kapitalizm etkileri diyebiliriz, o değişimi göstermeye çalışma hikayesi biraz da! Berlin Film Festivali’nde prömiyerini yapan film karakterlerine ve mekanlarına yorgunluğun, mutsuzluğun sindiği bir film, bir atmosfer filmi, animasyonu… Eski tarz çizimleriyle temposuna ağırlık katan filmi, daha önce de dediğim gibi herkesin sevmesi düşünülemez, o yüzden ilgililerine duyurulur, tavsiye edilir!
twitter.com/banubozdemir