Hesabım
    Roza of Smyrna
    Ortalama puan
    3,2
    2 Puanlama
    Roza of Smyrna hakkında görüşlerin ?

    1 Kullanıcı eleştirisi

    5
    0 Eleştiri
    4
    0 Eleştiri
    3
    0 Eleştiri
    2
    1 Eleştiri
    1
    0 Eleştiri
    0
    0 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Turgay Buğdacigil
    Turgay Buğdacigil

    Takipçi 2.100 değerlendirmeler Takip Et!

    2,5
    3 Mayıs 2021 tarihinde eklendi
    Senaryosu, Yannis Yanellis – Teodosiadis’in “İsmail Kai Roza / İsmail ve Roza” isimli romanından uyarlanarak Christina Lazaridi tarafından yazılan “Roza of Smyrna”, Giorgos Kordellas’ın yönetmen koltuğunda oturduğu bir drama…

    Bütün film boyunca, “Kerem ile Aslı” veya “Leyla ile Mecnun”un aşkına benzer gizli kalmış bir “Roza ile İsmail” efsanesi deşelenerek ortaya çıkartılmaya çalışılıyormuş gibi dursa da olay aslında bu kadar basit değil…

    Zira verilmeye çalışılan mesaj bambaşka…

    Filmin kahramanlarından Roza (Leda Protopsalti) 1922, Dimitris (Tasos Nousias) ise 1955 yılında Türkiye’yi terk etmek zorunda kalan iki Anadolu Rum’u…

    Bunlardan İzmir’in “Gül’ü” Roza, İsmail ile olan aşkını bir türlü unutamazken, Dimitris’de, 6 – 7 Eylül olayları esnasında İstanbul’da başlarına gelenlerin etkisinden bir türlü kurtulamamakta ve hiçbir ayrım yapmaksızın bütün Türklere karşı da aynı ön yargının neden olduğu düşmanca bir tavırla yaklaşmaktadır…

    Ki, zaten filmde işlenen esas konu da (biriken gaz sıkışması gibi bir) “öfke” ve ardından koşuşturarak gelen “nefret dolu fanatizm” ile harmanlanan bu “milliyetçi önyargının”, kırılarak dağıtılması sürecinin gözlere sokulmasıyla alakalıdır…

    Öyle ki, başlangıçta bir çelik kadar eğilmez (ve doğal olarak da kırılgan) olan Dimitris, 97 dakikanın sonunda "normal" kıvama varmaktadır…

    Peki, bu nasıl mı oluyor?

    Elbette onu da filmi izleyince göreceksiniz…

    Tamam, 900 bin Avro gibi oldukça mütevazı bir bütçeyle çekilen filmin, aralarında Yılmaz Gruda ve Cem Aksakal’ın da bulunduğu gerek oyunculuk performansları gerekse de teknik kısmı, “şahane” denilecek kadar iyi değil…

    Fakat kesinlikle idare eder…

    Yalnız “Roza of Smyrna”yı, tarihi gerçeklerin mercek altına alındığı bir film olarak izlememekte de yarar var… Çünkü gerek 1922 yılında İzmir’de yaşanan büyük yangın ve gerekse de 1923’de başlanılan nüfus mübadelesi ile 1955 yılında İstanbul’da yaşananlar filmde hafiften bir değinilip geçilenlerle tamamen farklı şeyler…

    Eğer söz konusu o tarihlere ciddi anlamda odaklanılmış olsaydı, eminiz bu kez de bizim “yerli ve milli” Dimitrislerin ayranları kabaracaktı…

    O nedenle, bu filmi biraz “aşk – meşk” ve biraz da neredeyse ırkçılığa varacak oranda yapılan milliyetçiliğe verilen “ince bir ayar” olarak görüp izlemeli diye düşünüyoruz…

    Belki, yine klasik bir laf olacak ama diğer yorumlarımızda olduğu gibi “spoiler vermeden” yazılmayanları yazmaya, anlatılmayanları anlatmaya, söylenilmeyenleri söylemeye çalıştığımız bu son derece özgün satırlar, filme ilişkin aydınlatıcı tespitler toplamımız olsun…

    Sonuç olarak, kendi değerlendirme sistemimiz içinde puan olarak 2,5 verdiğimiz bu film için önerimiz de, olumsuz yorum ve puanlara aldırmadan, “bir şans da siz verebilirsiniz” şeklinde olacak…

    Keyifli seyirler,
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top