Her dergi ve gazetenin puanlama sistemi farklı olduğu için, Beyazperde, puanları 0.5 - 5 yıldız üzerinden, kendi barometresine göre vermiştir.
Basın Eleştirisi
Hurriyet
Yazar: Uğur Vardan
Fransız Claire Denis’yi biz daha çok müziklerini Tindersticks’in yaptığı, başrollerini de Vincent Gallo, Tricia Vessey ve Beatrice Dalle’ın paylaştığı ‘Her Güne Başka Bir Bela’yla tanıdık. Deneyimli yönetmen ‘İçimdeki Güneş’te Isabelle’in anlık mutluluklarını ve genel mutsuzluğunu gayet güzel, ince ve dengeli anlatmış. Öyküyü bağladığı final de zekice olmuş...Başrolde Juliette Binoche’u izlememiz de ayrı bir mutluluk kaynağı. Fransız yıldız, üzerindeki hiç batmayan güneşiyle yer aldığı sahneleri parlatmayı sürdürüyor. Hâlâ çekici, güzel ve zarif...Son olarak ‘İçimdeki Güneş’in belli bir yaşın, belli bir kuşağın filmi olduğu gibi bir not düşersem, daha hakkaniyetli olur kanısındayım. Sonra, belli bir yaş kuşağındaki seyirci filmi izleyip salondan çıktığında, “Bunun neresi güzel, neresi çekici, neresi kaçış?” demesin, itirazlarını kabul etmem!
Eleştirinin tamamı için: Hurriyet
T24
Yazar: Atilla Dorsay
Finalde, anlayışlı psikiyatr rolünde müthiş bir dev adam, yani Gerard Depardieu var. O bu müstesna kadını tanımaya çabalarken kendi komplekslerini dışa vuruyor; ona aşkın yollarını ve özgüvenin önemini anlatırken, aralarında olası bir ilişkiyi bile ima ediyor!...Sanki pastanın kreması olan bu bölümde, Isabelle/Juliette’in onu kurnaz bir tebessümle, içten içe dalgasını geçerek dinlemesi ise antolojik bir bölüm!... Ve “İşte” dedirtiyor seyirciye, “Eğer bir kadın çok ünlü bir psikiyatrla bile dalgasını böyle geçebiliyorsa...Artık hiçbir şey onu yıkamaz!”...
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.
Hurriyet
Fransız Claire Denis’yi biz daha çok müziklerini Tindersticks’in yaptığı, başrollerini de Vincent Gallo, Tricia Vessey ve Beatrice Dalle’ın paylaştığı ‘Her Güne Başka Bir Bela’yla tanıdık. Deneyimli yönetmen ‘İçimdeki Güneş’te Isabelle’in anlık mutluluklarını ve genel mutsuzluğunu gayet güzel, ince ve dengeli anlatmış. Öyküyü bağladığı final de zekice olmuş...Başrolde Juliette Binoche’u izlememiz de ayrı bir mutluluk kaynağı. Fransız yıldız, üzerindeki hiç batmayan güneşiyle yer aldığı sahneleri parlatmayı sürdürüyor. Hâlâ çekici, güzel ve zarif...Son olarak ‘İçimdeki Güneş’in belli bir yaşın, belli bir kuşağın filmi olduğu gibi bir not düşersem, daha hakkaniyetli olur kanısındayım. Sonra, belli bir yaş kuşağındaki seyirci filmi izleyip salondan çıktığında, “Bunun neresi güzel, neresi çekici, neresi kaçış?” demesin, itirazlarını kabul etmem!
T24
Finalde, anlayışlı psikiyatr rolünde müthiş bir dev adam, yani Gerard Depardieu var. O bu müstesna kadını tanımaya çabalarken kendi komplekslerini dışa vuruyor; ona aşkın yollarını ve özgüvenin önemini anlatırken, aralarında olası bir ilişkiyi bile ima ediyor!...Sanki pastanın kreması olan bu bölümde, Isabelle/Juliette’in onu kurnaz bir tebessümle, içten içe dalgasını geçerek dinlemesi ise antolojik bir bölüm!... Ve “İşte” dedirtiyor seyirciye, “Eğer bir kadın çok ünlü bir psikiyatrla bile dalgasını böyle geçebiliyorsa...Artık hiçbir şey onu yıkamaz!”...