Her dergi ve gazetenin puanlama sistemi farklı olduğu için, Beyazperde, puanları 0.5 - 5 yıldız üzerinden, kendi barometresine göre vermiştir.
Basın Eleştirisi
Milliyet
Yazar: Nil Kural
Ozon’un “Tutku Oyunu”ndaki ilham kaynakları açık. Brian De Palma ve David Cronenberg’in bir dönemi özellikle de doktor ikizlere odaklanan filmi “Dead Ringers” (1988). Kendisini fazla ciddiye almadan izleyiciyi sinemanın tutkuya odaklanan gerilim türünün tanıdık referansları içinde gezdiren film, izleyiciyi sürekli tahmin etmeye zorluyor. Bilmecenin yanıtı ise psikolojik okumada bulunabiliyor. Ozon’un daha önce “Genç ve Güzel”de birlikte çalıştığı Marine Vacth, bu filmde de Chloe’de filmin ruhuna uygun bir performans sergiliyor. Sinemanın yakın dönemde gördüğü en üretken isimlerden biri olan Ozon’un zengin filmografisinde herkesin favorisi kendine. Ancak “Tutku Oyunu”, özellikle De Palma’nın ve türün sevenlerine bir armağan.
Eleştirinin tamamı için: Milliyet
Habertürk
Yazar: Mehmet Açar
Ozon, Chloe’nin çevresindeki karakter ve mekânları zihninde olup bitenleri yansıtmak için kullanıyor. Kadınlar annesiyle ilgili duygularını, koruma görevlisi olarak çalıştığı müzedeki eserler ise iç dünyasını yansıtıyor. Rüyalar da sürpriz finali önceden haber veren önemli ipuçları taşıyor. Ozon’un kurduğu görsel atmosfer ve kadrajların, bazen diyaloglardan çok daha fazlasını söylediği kesin. Mesela, Paul ile terapi seansları bir mutluluk düşü gibi çekilirken, Louis ile olan sahneler daha gerçekçi... Açılış sahnesindeki başkası olma arzusu da önemli.
Eleştirinin tamamı için: Habertürk
T24
Yazar: Atilla Dorsay
Ozon bu karmaşık öyküde sanki birçok yönetmenin birçok filminden yararlanmış ve ortaya karışık bir yapıt koymuş. Hitchcock’dan (özelikle Spellbound- Öldüren Hatıralar) Verhoeven’e (özellikle Basic İnstict- Temel İçgüdü), De Palma’dan (özellikle Body Double) Cronenberg’e (özellikle Dead Ringers- Ölü İkizler), Lars Von Trier’den (özellikle Melankoli) Aronofsky’ye (özellikle Black Swan- Siyah Kuğu) çeşitli klasiklerden esintiler var. Ama ayrıca son dönemin balon cinsellik filmi Grinin 50 Tonu’nu da akla gelmiyor değil...Özellikle Chloe’nin kardeşlerden biri üzerinde tecavüze varan bir sadizmi uyguladığı seks sahnesinde....Ayrıca aynalar kadar kedilerin de etkin olduğu ve filmin fetişist yanını beslediği söylenmeli. Ama sonuç olarak film mantığı ve sağduyuyu tümüyle es geçen yapısıyla seyircisini hayli zorluyor. Özellikle sonlara doğru ortaya çıkan ve Jacqueline Bisset’in hala etkili güzelliğine dayanan kadın kimliğinde olduğu gibi. Ve sonunda film seyirciyi isyan ettirecek bir düzeye bile varıyor.
Eleştirinin tamamı için: T24
Birgün
Yazar: Cüneyt Cebenoyan
Ve fakat ilgiyle izlenen bir film 'Tutku Oyunu.' Başrol oyuncuları Marine Vacth ve Jeremie Renier’ye bayıldım. İkisi de çok iyiler. Vacth kırılgan, seksi, soğuk, manipülatif ve androjen bir kadını nüanslarıyla canlandırıyor (Guardian gazetesinin eleştirmeni Peter Bradshaw’a bakmayın siz). Jeremie Renier de iki farklı karakteri çok başarılı bir şekilde canlandırıyor. Ayrıca filmin oldukça erotik olduğunu, 'Grinin Elli Tonu'nun gitmeye cesaret edemeyeceği yerlere gittiğini söylemeliyim. İyi bir görüntü yönetimi ve dozunda bir gerilim de cabası. Daha ne istenir ki? Eee, evet daha fazla anlam istenir...
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.
Milliyet
Ozon’un “Tutku Oyunu”ndaki ilham kaynakları açık. Brian De Palma ve David Cronenberg’in bir dönemi özellikle de doktor ikizlere odaklanan filmi “Dead Ringers” (1988). Kendisini fazla ciddiye almadan izleyiciyi sinemanın tutkuya odaklanan gerilim türünün tanıdık referansları içinde gezdiren film, izleyiciyi sürekli tahmin etmeye zorluyor. Bilmecenin yanıtı ise psikolojik okumada bulunabiliyor. Ozon’un daha önce “Genç ve Güzel”de birlikte çalıştığı Marine Vacth, bu filmde de Chloe’de filmin ruhuna uygun bir performans sergiliyor. Sinemanın yakın dönemde gördüğü en üretken isimlerden biri olan Ozon’un zengin filmografisinde herkesin favorisi kendine. Ancak “Tutku Oyunu”, özellikle De Palma’nın ve türün sevenlerine bir armağan.
Habertürk
Ozon, Chloe’nin çevresindeki karakter ve mekânları zihninde olup bitenleri yansıtmak için kullanıyor. Kadınlar annesiyle ilgili duygularını, koruma görevlisi olarak çalıştığı müzedeki eserler ise iç dünyasını yansıtıyor. Rüyalar da sürpriz finali önceden haber veren önemli ipuçları taşıyor. Ozon’un kurduğu görsel atmosfer ve kadrajların, bazen diyaloglardan çok daha fazlasını söylediği kesin. Mesela, Paul ile terapi seansları bir mutluluk düşü gibi çekilirken, Louis ile olan sahneler daha gerçekçi... Açılış sahnesindeki başkası olma arzusu da önemli.
T24
Ozon bu karmaşık öyküde sanki birçok yönetmenin birçok filminden yararlanmış ve ortaya karışık bir yapıt koymuş. Hitchcock’dan (özelikle Spellbound- Öldüren Hatıralar) Verhoeven’e (özellikle Basic İnstict- Temel İçgüdü), De Palma’dan (özellikle Body Double) Cronenberg’e (özellikle Dead Ringers- Ölü İkizler), Lars Von Trier’den (özellikle Melankoli) Aronofsky’ye (özellikle Black Swan- Siyah Kuğu) çeşitli klasiklerden esintiler var. Ama ayrıca son dönemin balon cinsellik filmi Grinin 50 Tonu’nu da akla gelmiyor değil...Özellikle Chloe’nin kardeşlerden biri üzerinde tecavüze varan bir sadizmi uyguladığı seks sahnesinde....Ayrıca aynalar kadar kedilerin de etkin olduğu ve filmin fetişist yanını beslediği söylenmeli. Ama sonuç olarak film mantığı ve sağduyuyu tümüyle es geçen yapısıyla seyircisini hayli zorluyor. Özellikle sonlara doğru ortaya çıkan ve Jacqueline Bisset’in hala etkili güzelliğine dayanan kadın kimliğinde olduğu gibi. Ve sonunda film seyirciyi isyan ettirecek bir düzeye bile varıyor.
Birgün
Ve fakat ilgiyle izlenen bir film 'Tutku Oyunu.' Başrol oyuncuları Marine Vacth ve Jeremie Renier’ye bayıldım. İkisi de çok iyiler. Vacth kırılgan, seksi, soğuk, manipülatif ve androjen bir kadını nüanslarıyla canlandırıyor (Guardian gazetesinin eleştirmeni Peter Bradshaw’a bakmayın siz). Jeremie Renier de iki farklı karakteri çok başarılı bir şekilde canlandırıyor. Ayrıca filmin oldukça erotik olduğunu, 'Grinin Elli Tonu'nun gitmeye cesaret edemeyeceği yerlere gittiğini söylemeliyim. İyi bir görüntü yönetimi ve dozunda bir gerilim de cabası. Daha ne istenir ki? Eee, evet daha fazla anlam istenir...