Senaryosunu da, Sean Gray'in desteğiyle kaleme alan nevi şahsına münhasır sinemacılardan Michael Winterbottom'ın yönetmen koltuğunda oturmakta olduğu "Greed"; Mısır'dan Bangladeş'e, Vietnam'dan Sri Lanka ile Hindistan'a...
Ve bunlara ilaveten, dünyanın dört bir yanına yayılmış kayıt dışı sığınmacı nüfusun da...
Karın tokluğuna çalışanlarının emekleriyle üretilen "artı değere", kapitalist üretim tarzına uygun bir biçimde; anlı şanlı markaların oluşturduğu Avrupalı moda devlerinin hunharca el koyuşlarının...
"Kara mizah (dark comedy)" tarzdaki bir belgesel lezzetinde kurgulanarak gözler önüne serildiği, sıra dışı bir drama olarak geliyor karşımıza...
***
Gelin isterseniz, 5 milyon Sterlinlik (GBP) bir bütçeyle çekilen ve 7 Eylül 2019 tarihindeki; Toronto Uluslararası Film Festivali'nde yapılan dünya prömiyerinin ardından da, Covid-19 pandemisinin azizliğine uğrayarak...
Sinema salonlarındaki izleyicisiyle, yeterince buluşma fırsatı bulamayan bu İngiliz filmine biraz daha yakından bakalım...
***
Film...
Sunucu Caroline Flack'in (Kendisi)...
Modanın öncülerinden Monda şirketinin...
Yıllık performanslarındaki başarı nedeniyle...
Amanda Conrad (Dinita Gohil), Philipe Walker ve Michael Harris gibi çalışanlarıyla, ortaklarından Samantha'ya (Isla Fisher) ödüllerinin takdim edildiği törendeki...
Patronları Sir Richard "Greedy" McCreadie'ye (Steve Coogan) ilişkin...
"Hepimizin beklediği o kişiyi buraya davet ediyorum...
Kendisi piyasanın kralı, perakende satışların Wolfgang Amadeus Mozart'ıdır... O, iş anlaşmalarının Da Vinci'sidir! O, para dünyasının Monet'sidir..."
Şeklindeki saptama eşliğinde...
Ödüllerini ait olduğu kişilere vermek üzere, kendisini sahneye davet ettiği görüntülerle başlar...
***
- 5 Gün Önce -
McCreadie'nin 60. doğum günü kutlamaları amacıyla Yunanistan'ın Mykonos Adası'nda...
Aslan ile dövüşen gladyatör temalı bir mizanseni de sergilemek gayesiyle...
Asistanı Melanie (Sarah Solemani) ile kaldıkları otelin müdürü Demetrious'un (Manolis Emmanouel) göz kulak oldukları büyükçe bir organizasyon tertiplenmekte olup...
***
Bu bağlamda da...
Sam'in (Tim Key) nezaretindeki...
Yerel müteahhitlerden Giannis'in (Giannis Gryparis), ucuz olduğu için...
Ağırlıklı olarak Bulgar kökenli işçilerden oluşturduğu ekip de...
Ahşap bir Roma arenası ile amfi tiyatrosunu inşa etmektedir...
***
An itibarıyla Demetrious...
McCreadie ile onun ikinci karısı Naomi'ye (Shanina Shaik) adayı gezdirirken...
Gözüne...
Sahilde çadır kurmuş olan Suriyeli sığınmacılar çarpar çarpmaz da McCreadie...
Avrupalı konuklarını rahatsız edeceği gerekçesiyle...
Onların acilen, ada dışına sürülmelerini isterken...
***
Bizde...
McCreadie'nin annesi Margaret (Shirley Henderson) ve oğlu Finn (Asa Butterfield) ile kendisinin biyografi yazarı Nick (David Mitchell) ve Clearence isimli aslanın terbiyecisi Frank'in de (Asim Chaudhry)...
Adaya gelmiş olduklarını görürken...
***
McCreadie'nin, kendilerini iflasa sürükleyerek...
Binlerce çalışanlarını da işsiz bırakacak kadar...
Rakipleriyle insafsızca rekabet ettiğini...
***
1973 yılına gitmek...
Ve Nick'e mülakat veren dönemin tanıkları olan...
Annesi, çocukluk arkadaşı Lewis Watson (Paul Ritter), öğretmeni (Will Smith) ve okulunun müdürü (Paul Clayton) sayesinde de...
Babası öldükten sonra okuldan ayrılmak mecburiyetinde kalan ve eğitimine devam edemeyen genç McCreadie'nin (Jamie Blackley)...
Risk almak suretiyle para kazanmayı sevmesinin yanı sıra "aç gözlü" lakabını nasıl edindiğini de öğrenmiş oluyoruz...
***
Ki...
1977 yılındaki...
Eski iş arkadaşlarından Eric Weeks'ten (Jack Shepherd) alınan bilgi de çok farklı değildir aslında...
Ve...
O da, McCreadie'nin...
Karşısındaki rakibini, ticari anlamda teslim olmaya zorlayan türdeki...
Kendini beğenmişliği de bünyesinde barındıran girişimcilik ruhunu...
Sonuna kadar onaylayacaktır...
***
Derken...
1980 yılı geldiğinde McCreadie...
Konfeksiyon imalatının...
Aynen Sri Lanka örneğinde olduğu gibi...
İngiltere ile kıyaslandığında...
Neredeyse bedava sayılacak bir işçilik ücretiyle...
Uzak doğuda çok daha ucuza yaptırılabileceği fason iklimini fark edecek...
***
Üstelik gittiği Sri Lanka'da...
Sadece konfeksiyon atölyelerinin patronlarını değil...
Kendisinin, şehir içindeki ulaşımını sağlayan triportör sürücülerini çarpmayı da ihmal etmeyecektir...
***
Yeniden günümüze döndüğümüzde...
Adadaki doğum günü partisinden 4 gün önce...
Bizzat McCreadie'nin kendisinin, rıhtımda karşıladığı tekneden...
Eski karısı Samantha ve onun yeni erkek arkadaşı François (Christophe de Choisy) ile kızı Lily (Sophie Cookson) ve onun sevgilisi Fabian (Ollie Locke) inecekler...
***
Ve...
Böylelikle de...
Planlanan parti başlamış olacaktır...
Dakika 24...
***
Benzeri uluslararası markalara emsal gösterilecek usul ve esaslar çerçevesindeki, filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; kapitalizmin çarklarındaki dişlilerin çalışma yönteminin, McCreadie'nin bireysel yükseliş ve düşüş hikayesi üzerinden anlatılmaya devam edeceği...
80 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...
***
Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...
"Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...
Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...
25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...
Keyifli seyirler,