“A Ghost Story”, senaryosunu da yazan David Lowery’nin yönetmen koltuğunda oturduğu fantastik bir drama…
100 bin dolar gibi son derece sembolik bir bütçeyle çekilen ve prömiyeri 22 Ocak 2017’de Sundance Film Festivalinde yapılan filmin 1,9 milyon dolarlık gişesi de oldukça sembolik…
Bağımsız Amerikan dağıtım şirketlerinden A24 tarafından 7 Temmuz 2017 tarihinde vizyona sokulan filmin, 6.8/10 (41.469 oy) ve 3.5/5 (16.209 oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 7.9/10 (244 yorum) ve 84/100 (46 yorum) olan Rotten Tomatoes ve “Mutlaka İzlenmeli” özel etiketine de sahip olan Metacritic yorum ortalamalarının özellikle de yüksek puanlı “yorum ortalamaları” kısmı son derece etkileyici…
Gelin isterseniz sinema eleştirmenlerinin, verdikleri yüksek puanlarla büyük bir ilgi ve alaka göstermiş oldukları bu filmi, her zamanki gibi önceliği yine oyuncu kadrosuna vermek suretiyle bir de biz mercek altına alarak inceleyelim ve sonrasında da puanlayalım…
Yukarıda hemen girişte yazmıştık; filmin, 100 bin dolar gibi son derece sembolik bir bütçesinin olduğunu…
Aslına bakarsanız filmde sembolik olan tek şey sadece bütçesi değil…
Bize göre, Casey Affleck ile Rooney Mara’nın performansları değil ama aldıkları süre itibarıyla verdikleri katkı da son derece sembolik olmuş…
Zira başrolün gerçek sahibi, Casey Affleck için özel olarak tasarlanarak üretilmiş olan beyaz renkte bir yatak çarşafı…
Bu, sakın bir küçümseme olarak algılanmasın…
Tam tersine, bir filmin merkezine, yemeyen, içmeyen, konuşmayan ve hatta bakışları dahi görülemeyen ancak öfke ve hüzün dâhil bütün duyguları bütün çarpıcılığı ile hissettirilen çarşaflı bir hayaleti almak ve buna rağmen 92 dakika boyunca izleyicinin ilgisini diri tutabilmek, sadece son derece parlak bir zekânın ürünü olabilir…
Tabii ki filmimiz itibarıyla bu da, bizzat David Lowery’nin kendisi oluyor…
1.33.1 formatında ve büyük bir bölümü tek bir mekânda (aynı evin içinde) çekilen filmin teknik ekibi için de söylenilecek çok fazla bir şey yok… Şartların ve imkânların, bütçe olanakları çerçevesinde büyük bir ustalıkla kurgulandığı teknik bölümde, filmin editörlüğünü de bizzat Lowery’nin kendisinin üstlendiğini görüyoruz…
Bize göre karşımızdaki, Avrupalı beyaz adamın Amerika kıtasındaki, vahşi batı ile başlayıp rezidanslardaki vahşi kapitalizm ile devam ettirdiği acımasız işgal ve yıkım serüvenini, Daniel Hart’ın hüzün dolu dramatik müzikleri eşliğinde, sessiz bir hayaletin gözünden anlatan son derece etkileyici bir film…
Sonuç olarak, arşivimize de dâhil ettiğimiz bu çok özel film için puanımız 3,5 önerimiz ise, “mutlaka izlenmeli” şeklinde olacak…
Keyifli seyirler,
Son bir not:
Tüm hakları bize ait olan bu yorumun orijinali; bir başka mecrada tarafımızca, 10 Kasım 2018 günü saat 00.13’de yazılarak paylaşılmıştır...