Hesabım
    A Ghost Story
    Ortalama puan
    3,5
    13 Puanlama
    A Ghost Story hakkında görüşlerin ?

    5 Kullanıcı yorumları

    5
    1 Eleştiri
    4
    1 Eleştiri
    3
    1 Eleştiri
    2
    0 Eleştiri
    1
    1 Eleştiri
    0
    1 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Turgay Buğdacigil
    Turgay Buğdacigil

    Takipçi 2.099 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    19 Ağustos 2021 tarihinde eklendi
    “A Ghost Story”, senaryosunu da yazan David Lowery’nin yönetmen koltuğunda oturduğu fantastik bir drama…

    100 bin dolar gibi son derece sembolik bir bütçeyle çekilen ve prömiyeri 22 Ocak 2017’de Sundance Film Festivalinde yapılan filmin 1,9 milyon dolarlık gişesi de oldukça sembolik…

    Bağımsız Amerikan dağıtım şirketlerinden A24 tarafından 7 Temmuz 2017 tarihinde vizyona sokulan filmin, 6.8/10 (41.469 oy) ve 3.5/5 (16.209 oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 7.9/10 (244 yorum) ve 84/100 (46 yorum) olan Rotten Tomatoes ve “Mutlaka İzlenmeli” özel etiketine de sahip olan Metacritic yorum ortalamalarının özellikle de yüksek puanlı “yorum ortalamaları” kısmı son derece etkileyici…

    Gelin isterseniz sinema eleştirmenlerinin, verdikleri yüksek puanlarla büyük bir ilgi ve alaka göstermiş oldukları bu filmi, her zamanki gibi önceliği yine oyuncu kadrosuna vermek suretiyle bir de biz mercek altına alarak inceleyelim ve sonrasında da puanlayalım…

    Yukarıda hemen girişte yazmıştık; filmin, 100 bin dolar gibi son derece sembolik bir bütçesinin olduğunu…

    Aslına bakarsanız filmde sembolik olan tek şey sadece bütçesi değil…

    Bize göre, Casey Affleck ile Rooney Mara’nın performansları değil ama aldıkları süre itibarıyla verdikleri katkı da son derece sembolik olmuş…

    Zira başrolün gerçek sahibi, Casey Affleck için özel olarak tasarlanarak üretilmiş olan beyaz renkte bir yatak çarşafı…

    Bu, sakın bir küçümseme olarak algılanmasın…

    Tam tersine, bir filmin merkezine, yemeyen, içmeyen, konuşmayan ve hatta bakışları dahi görülemeyen ancak öfke ve hüzün dâhil bütün duyguları bütün çarpıcılığı ile hissettirilen çarşaflı bir hayaleti almak ve buna rağmen 92 dakika boyunca izleyicinin ilgisini diri tutabilmek, sadece son derece parlak bir zekânın ürünü olabilir…

    Tabii ki filmimiz itibarıyla bu da, bizzat David Lowery’nin kendisi oluyor…

    1.33.1 formatında ve büyük bir bölümü tek bir mekânda (aynı evin içinde) çekilen filmin teknik ekibi için de söylenilecek çok fazla bir şey yok… Şartların ve imkânların, bütçe olanakları çerçevesinde büyük bir ustalıkla kurgulandığı teknik bölümde, filmin editörlüğünü de bizzat Lowery’nin kendisinin üstlendiğini görüyoruz…

    Bize göre karşımızdaki, Avrupalı beyaz adamın Amerika kıtasındaki, vahşi batı ile başlayıp rezidanslardaki vahşi kapitalizm ile devam ettirdiği acımasız işgal ve yıkım serüvenini, Daniel Hart’ın hüzün dolu dramatik müzikleri eşliğinde, sessiz bir hayaletin gözünden anlatan son derece etkileyici bir film…

    Sonuç olarak, arşivimize de dâhil ettiğimiz bu çok özel film için puanımız 3,5 önerimiz ise, “mutlaka izlenmeli” şeklinde olacak…

    Keyifli seyirler,

    Son bir not:
    Tüm hakları bize ait olan bu yorumun orijinali; bir başka mecrada tarafımızca, 10 Kasım 2018 günü saat 00.13’de yazılarak paylaşılmıştır...
    rudeonerudeone
    rudeonerudeone

    Takipçi 1.698 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    5 Temmuz 2018 tarihinde eklendi
    Gösterişsiz gibi gözüken ancak çok gösterişli bir film. Bu gösterişi tam da sadeliğinden, yalınlığından, rafine tonundan geliyor. Hiç fark ettirmeden çok büyük konulara değiniyor. Çok da vurucu bir şekilde. Filmin ismi de cuk oturmuş. Bir hayalet hikayesi. Fakat daha önce gördüklerimize hiç benzemiyor. Her bir sahneye hüzün hakim. Bittikten sonra hayatı, ölümü, varoluşu sorgulamaya başlayabilirsiniz. İlk yarısının temposu pek çok platformda da belirtildiği üzere gerçekten düşük. Bu kısımlar genel izleyiciye biraz zor gelebilir. Ancak ikinci yarıda akıcılığın arttığı söylenebilir. Daha kolay izlenebilir, daha merak uyandırıcı bir ton tutturuyor. Özellikle ülkemizde arka planda kalmış ancak mutlaka görülmesi gereken filmlerden.
    Rogojin
    Rogojin

    Takipçi 30 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    22 Aralık 2018 tarihinde eklendi
    Ne kadar güzel bir filmdi. Yaşamak ve ölmek. Ölsen bile anlayamadığın bir muamma. Oturup baksan da zamanın akıp geçtiğini, var olan herşeyin bittiğini, zeval bulduğunu görüyorsun. Hakikat ne olabilir? Bana eşyanın hakikatini göster diyen peygamberin bile öğrenmek istediği o hakikat. Yönetmen burada bir aşk hikayesi üzerinden bu sorunun cevabına bizi muhatap kılıyor ve zamanın devasa bir makine gibi herşeyi tüketip geçtiğini, var olan herşeyi yok ettiğini , dönüştürdüğünü, var olan herkesin ve herşeyin bir gün ve bir an yok olduğunu ve artık var olmadığını söylüyor. Sadece burada ve elimizdeki bilgilerle değil, orada ve artık burada olmadığımız ölüm ötesinde bile sorular ve muammalarla karşı karşıya olduğumuzu söylüyor. Hayaletimizin evine yürüyerek döndüğü ilk sahneler muhteşemdi. Film boyunca hikayenin saçma sapan birşeye dönüşmesinden korktum; ancak hiç, ama hiç beklemediğim güzellikte görsel bir metinle karşı karşıya kaldık. Ölümlü olmamızın bütün inançlarımızın, tutunduğumuz bütün dalların ötesinde kesinliği, ürkütücülüğü, bilmediğimiz sayısız şeyin arasında herşeyi anlamlı kılmak için ve bu anlamı sürdürmek için debelenişimizin bir onayı gibi bu film. Geçip giden, kaybolan zamana yakılmış bir ağıt gibi. Mutlaka izlemelisiniz.
    GS Muzaffer K
    GS Muzaffer K

    1 değerlendirme Takip Et!

    0,5
    17 Aralık 2018 tarihinde eklendi
    Hayatımda izlediğim en kötü film. Oscarlı oyuncu yerine dedemde oynasa olurmuş. Bir hayaleti çarşafla tasvir bizim üç yaşımızda vardı. Filmde neredeyse konuşma yok. Bu film ne anlam ifade ediyor tanrı aşkına. Bu film güzelse bizim Malkoçoğlu oscar alması lazımdı.
    Feyza Yerebakan
    Feyza Yerebakan

    1 değerlendirme Takip Et!

    1,5
    9 Ağustos 2023 tarihinde eklendi
    Konusu kötü diyemeyeceğim bir film. Sonu da etkileyiciydi fakat geneli çok sıkıcıydı. 5 dakika boyunca başrol karakterin yemek yemesini izletmişler. Diyalog sayısı iki elin parmağını geçmez. Evet, bu söylediklerim olmazsa olmaz değiller, diyalogsuz da çok güzel bir senaryo oluşturulabilir fakat hayır. Bu film öyle değil. Bir buçuk saat fakat resmen bir kısa film. 15 dakikalık çerezlik bile diyemeyeceğim bir şey olmalıydı. Bir buçuk saati, ×2'de izlemiş olmama rağmen tabiri caizse sürüne sürüne bitirdim.
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top