En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
Turgay Buğdacigil
Takipçi
2.094 değerlendirmeler
Takip Et!
2,5
1 Şubat 2021 tarihinde eklendi
Senaryosunu, Cameron Bloom ve Bradley Trevor Greive’in aynı isimli yaşanmış bir gerçek olaylar zincirinin anlatıldığı kitaptan (2016) uyarlayarak Shaun Grant ve Harry Cripps’in yazdıkları “Penguin Bloom”, yönetmen koltuğunda Glendyn Ivin’in oturduğu bir drama…
Sıradan bir TV filmi olmanın çok da ötesine geçemeyen “Penguin Bloom”u bize göre:
O güne kadar sörften kaykaya kadar neredeyse bütün outdoor sporlarla iç içe olan ancak geçirdiği kaza sonrasında yatağı ve tekerlekli sandalyesine bağlanmak zorunda kalan Sam Bloom’ı canlandıran Naomi Watts’ın varlığı ve performansı ayakta tutuyor…
E hadi, uzunca bir süre “The Walking Dead” (2010 – 2018) dizisinin Rick Grimes’ı olarak sinemaseverlerin hafızalarına kazınmış olan Andrew Lincoln’ün de hakkını yemeyelim…
O da oynadığı sabırlı ve şefkatli evin babası fotoğrafçı Cameron Bloom rolünde, hiç de fena bir iş çıkartmamış…
Ama ne yazık ki hepsi bu kadar…
Zaten geride de Sam ve Cameron çiftinin oğulları Noah (Griffin Murray-Johnston), Rueben (Felix Cameron) ve Oli’nin (Abe Clifford-Barr) yanı sıra anneanne Jan (Jacki Weaver) ile teyze Kylie (Leeanna Walsman) var…
Haklısınız…
Siyah beyaz olduğu için Noah tarafından kendisine Penguen adı verilen saksağan ile spor eğitmeni Gaye’yi de (Rachel House) atlamamak lazım…
Zira bu son ikisi, özellikle Sam’in ve ailenin diğer üyelerinin hayatlarında “kilit rollere” sahip olacaklar…
Ana karakterleri tanıdıktan sonra gelin isterseniz şimdi de filmin hikayesine biraz daha yakından bakalım…
Tabii ki, “spoiler” oluşturacak detaylara değinmeden…
Mutlu ve mesut bir hayat sürmekte olan Bloom ailesi, çocukların tercihi Disneyland olmasına karşın tatil için Tayland’a giderler…
Orada yaşanan talihsiz bir ölümcül düşüş sonrasında omurgasında ciddi bir hasar oluşan Sam’in belden aşağısının “felç” olmasının yanı sıra doğal olarak aynı Sam büyük bir “depresyonun” esiri haline de gelmiştir…
Bu kaza sadece hayata büsbütün küsen Sam’i değil bütün Bloomlar ile annesi ve kız kardeşini de derinden etkileyerek serseme çevirmiştir…
Artık ne olursa, bir şeyler yaparak hayatı yeniden rayına oturtabilmek amacıyla başta Cameron olmak üzere herkes çaresizce çırpınırken…
Bir gün her zamanki gibi sahilde kardeşleriyle beraber oynayan Noah, ağaçtaki yuvasından düşerek yaralanmış olan bir saksağan yavrusu bulur ve onu alarak eve götürür…
Yukarıda da belirttiğimiz gibi işte bu kuşun varlığı bir süre sonra, Sam’in hayata tutunmasındaki önemli figürlerden biri halini alacaktır…
Elbette diğeri de Kayaking’deki Gaye’dir…
Ailecek de izleyebileceğiniz bu Netflix filmi için bizim söyleyeceklerimizin hepsi bu kadar…
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.