Her dergi ve gazetenin puanlama sistemi farklı olduğu için, Beyazperde, puanları 0.5 - 5 yıldız üzerinden, kendi barometresine göre vermiştir.
Basın Eleştirisi
Gazete Duvar
Yazar: Şenay Aydemir
Bart Layton, gerçek suç hikâyelerini nefes kesen, seyircide önce gerilim sonra katarsis yaratan olay örgüleri olarak ele almak yerine, suçun arkasındaki daha büyük anlatıya odaklanan yapımlarıyla dikkat çekiyor. Sanki “her suçun altında daha büyük bir suç vardır” dercesine bireysel eylemlerin nedenlerini toplumsalın içinde bulmaya çalışıyor. “Amerikan Soygunu”, “Hayat Avcısı” kadar şaşırtıcı olmasa da merakla izlenen, seyircinin ilgisini toplamayı başaran bir yapım.
Eleştirinin tamamı için: Gazete Duvar
Habertürk
Yazar: Mehmet Açar
"Amerikan Soygunu" net fikirlerle karşımıza gelmeyen, bunun yerine bizi düşündürmek isteyen filmlerden biri. Belgeselle kurmaca arasında gidip gelen yapısıyla yenilikçi bir yanı var. Her şey için bir yana, içerdiği sinemasal haz duygusuyla dahi gönül rahatlığıyla önerebileceğim bir film...
Eleştirinin tamamı için: Habertürk
Sabah
Yazar: Olkan Özyurt
Gerçek faillerin anlatıcı olarak yer aldığı filmde, gençler tane tane bu kabusa nasıl kapıldıklarını anlatırken içlerinden birinin söylediği ilginç "Kimse sıradan olmak istemez." İşte 'sıradan olma, iz bırak, özel ol' telkininin hatta psikolojik baskısının gençleri nasıl bir çıkmaza soktuğunu gösteriyor Layton. Yönetmen olarak gayet serinkanlı ve hikayesini anlattığı gençlere karşı yargılayıcı bir tavra bürünmüyor. Ama filmin önermesi gayet sert. "Amerikan rüyasının sonu hırsızlık" diyor...
Eleştirinin tamamı için: Sabah
Hurriyet
Yazar: Uğur Vardan
Spencer’ı ‘Kutsal Geyiğin Ölümü’nden hatırladığımız Barry Keoghan’ın, Warren Lipka’yı da ‘X-Men’ serisinden tanıdığımız Evan Peters’in canlandırdığı ve performanslarıyla sürükledikleri filmi, doğrusunu isterseniz ben daha çarpıcı ve etkileyici bekliyordum. ‘Amerikan Soygunu’ evet, izlemesi güzel, gerçekle kurgunun karıştırılma çabası ilginç ve kayda değer ama birçok Batılı eleştirmen, Layton’ın yapıtını ‘2018’in en iyi 10 filmi’ listesine dahil etmişti; elbette görüşler sübjektif ama bana kalırsa geçen yıl çok daha iyi yapımlar vardı sanki...
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.
Gazete Duvar
Bart Layton, gerçek suç hikâyelerini nefes kesen, seyircide önce gerilim sonra katarsis yaratan olay örgüleri olarak ele almak yerine, suçun arkasındaki daha büyük anlatıya odaklanan yapımlarıyla dikkat çekiyor. Sanki “her suçun altında daha büyük bir suç vardır” dercesine bireysel eylemlerin nedenlerini toplumsalın içinde bulmaya çalışıyor. “Amerikan Soygunu”, “Hayat Avcısı” kadar şaşırtıcı olmasa da merakla izlenen, seyircinin ilgisini toplamayı başaran bir yapım.
Habertürk
"Amerikan Soygunu" net fikirlerle karşımıza gelmeyen, bunun yerine bizi düşündürmek isteyen filmlerden biri. Belgeselle kurmaca arasında gidip gelen yapısıyla yenilikçi bir yanı var. Her şey için bir yana, içerdiği sinemasal haz duygusuyla dahi gönül rahatlığıyla önerebileceğim bir film...
Sabah
Gerçek faillerin anlatıcı olarak yer aldığı filmde, gençler tane tane bu kabusa nasıl kapıldıklarını anlatırken içlerinden birinin söylediği ilginç "Kimse sıradan olmak istemez." İşte 'sıradan olma, iz bırak, özel ol' telkininin hatta psikolojik baskısının gençleri nasıl bir çıkmaza soktuğunu gösteriyor Layton. Yönetmen olarak gayet serinkanlı ve hikayesini anlattığı gençlere karşı yargılayıcı bir tavra bürünmüyor. Ama filmin önermesi gayet sert. "Amerikan rüyasının sonu hırsızlık" diyor...
Hurriyet
Spencer’ı ‘Kutsal Geyiğin Ölümü’nden hatırladığımız Barry Keoghan’ın, Warren Lipka’yı da ‘X-Men’ serisinden tanıdığımız Evan Peters’in canlandırdığı ve performanslarıyla sürükledikleri filmi, doğrusunu isterseniz ben daha çarpıcı ve etkileyici bekliyordum. ‘Amerikan Soygunu’ evet, izlemesi güzel, gerçekle kurgunun karıştırılma çabası ilginç ve kayda değer ama birçok Batılı eleştirmen, Layton’ın yapıtını ‘2018’in en iyi 10 filmi’ listesine dahil etmişti; elbette görüşler sübjektif ama bana kalırsa geçen yıl çok daha iyi yapımlar vardı sanki...