Doktor Strange: Çoklu Evren Çılgınlığında: Basın eleştirileri
Doktor Strange: Çoklu Evren Çılgınlığında
Ortalama puan
3,1
yayın
Hurriyet
Habertürk
Sabah
T24
Her dergi ve gazetenin puanlama sistemi farklı olduğu için, Beyazperde, puanları 0.5 - 5 yıldız üzerinden, kendi barometresine göre vermiştir.
Basın Eleştirisi
Hurriyet
Yazar: Uğur Vardan
Benedict Cumberbatch’in kibirli görüntüsünü adeta tamamlayan ve üzerine ‘cuk’ oturan ‘Doktor Strange’i (ve de pelerinini) başarıyla taşıdığı filmde Elizabeth Olsen da daha önce defalarca canlandırdığı Wanda Maximoff/Scarlet Witch’e özel bir hava katarak çizgi roman uyarlamalarındaki en iyi ‘kötü karakterler’den biri olmuş.
Eleştirinin tamamı için: Hurriyet
Habertürk
Yazar: Mehmet Açar
Yönetmen Sam Raimi, hikâyenin paralel evrenler arasında geçmesini eğlenceli hale getirmeyi başarıyor. Filmin adında geçen ‘çılgınlığın’ hakkını veriyor. Öncelikle, filmin görselliğini zenginleştiren bir unsur bu… Çünkü her evren kendi görsel atmosferiyle geliyor karşımıza. Raimi tam da bu ilkeye göre çekmiş filmi. Her evreni kendi resimleri ve grafik diliyle kuruyor. Ortak noktaları ise ilk filmdeki gibi gerçeküstü sanat. Birçok sahnede Salvador Dali geliyor akla… Sonlara doğru, korku – gerilim öğeleri ve zombi filmleri devreye giriyor. Sam Raimi’nin kariyerinin ilk dönemindeki zombi filmlerini bilen seyirci ve eleştirmen kuşağına göz kırpan sahneler bunlar…
Eleştirinin tamamı için: Habertürk
Sabah
Yazar: Olkan Özyurt
Maşallah mücadele de öyle çılgın bir seyirlik önümüze koyuyor ki, sürekli paralel evrenler arasında dolaşan kahramanlarımızı da olay örgüsünü takip etmek de kolay olmuyor. Ama neyse ki filmin, diğer Marvel uyarlamaları gibi kendini çok da ciddiye alan bir tarafı yok. Büyük büyük laflar etmeden yoluna devam ediyor. Büyüler, kapılar, arada esprili atışmalar ve bol aksiyon eşliğinde film akıp gidiyor. Lakin onca hay huy arasında farklı evrenlerin iki Doktor Strange'in notaları silah olarak kullandığı müzikli aksiyon sahnesinin akıllarda kalıcı olacağını tahmin etmek zor değil.
Eleştirinin tamamı için: Sabah
T24
Yazar: Atilla Dorsay
En ilginci, farklı dünyalarda yaşayan insanların gerektiğinde karşıkarşıya gelmesi, hatta birbirlerine düşman olabilmesidir. Hele Stephen Strange’in iki ayrı kişiliğinin amansız düellosu, bu temayı zirveye taşır. Kadınlardan en ölümcülü Wanda Maximoff’tur: anneliği hayal eden (filmin bir diğer ana motifi), ama o çocukları gerçek bir anneden çalmayı deneyen bir kötü ruh...Öte yandan, Stephen’in bir benzeriyle evlenen güzel Dr. Christine’e tutulması da, yine çok özgün ve iddialı bir motif olarak perdeye gelir. Ve film böylece akar gider. Bol özel efekt, sık sık dur-durak bilmeyen bir aksiyon...Yer yer ise gerçek dehşet anları, hatta duygusallık zirveleri. Hele o kimileri dev bir ahtapota veya masallardaki canavarlara benzeyen mahluklara karşı o mücadele...
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.
Hurriyet
Benedict Cumberbatch’in kibirli görüntüsünü adeta tamamlayan ve üzerine ‘cuk’ oturan ‘Doktor Strange’i (ve de pelerinini) başarıyla taşıdığı filmde Elizabeth Olsen da daha önce defalarca canlandırdığı Wanda Maximoff/Scarlet Witch’e özel bir hava katarak çizgi roman uyarlamalarındaki en iyi ‘kötü karakterler’den biri olmuş.
Habertürk
Yönetmen Sam Raimi, hikâyenin paralel evrenler arasında geçmesini eğlenceli hale getirmeyi başarıyor. Filmin adında geçen ‘çılgınlığın’ hakkını veriyor. Öncelikle, filmin görselliğini zenginleştiren bir unsur bu… Çünkü her evren kendi görsel atmosferiyle geliyor karşımıza. Raimi tam da bu ilkeye göre çekmiş filmi. Her evreni kendi resimleri ve grafik diliyle kuruyor. Ortak noktaları ise ilk filmdeki gibi gerçeküstü sanat. Birçok sahnede Salvador Dali geliyor akla… Sonlara doğru, korku – gerilim öğeleri ve zombi filmleri devreye giriyor. Sam Raimi’nin kariyerinin ilk dönemindeki zombi filmlerini bilen seyirci ve eleştirmen kuşağına göz kırpan sahneler bunlar…
Sabah
Maşallah mücadele de öyle çılgın bir seyirlik önümüze koyuyor ki, sürekli paralel evrenler arasında dolaşan kahramanlarımızı da olay örgüsünü takip etmek de kolay olmuyor. Ama neyse ki filmin, diğer Marvel uyarlamaları gibi kendini çok da ciddiye alan bir tarafı yok. Büyük büyük laflar etmeden yoluna devam ediyor. Büyüler, kapılar, arada esprili atışmalar ve bol aksiyon eşliğinde film akıp gidiyor. Lakin onca hay huy arasında farklı evrenlerin iki Doktor Strange'in notaları silah olarak kullandığı müzikli aksiyon sahnesinin akıllarda kalıcı olacağını tahmin etmek zor değil.
T24
En ilginci, farklı dünyalarda yaşayan insanların gerektiğinde karşıkarşıya gelmesi, hatta birbirlerine düşman olabilmesidir. Hele Stephen Strange’in iki ayrı kişiliğinin amansız düellosu, bu temayı zirveye taşır. Kadınlardan en ölümcülü Wanda Maximoff’tur: anneliği hayal eden (filmin bir diğer ana motifi), ama o çocukları gerçek bir anneden çalmayı deneyen bir kötü ruh...Öte yandan, Stephen’in bir benzeriyle evlenen güzel Dr. Christine’e tutulması da, yine çok özgün ve iddialı bir motif olarak perdeye gelir. Ve film böylece akar gider. Bol özel efekt, sık sık dur-durak bilmeyen bir aksiyon...Yer yer ise gerçek dehşet anları, hatta duygusallık zirveleri. Hele o kimileri dev bir ahtapota veya masallardaki canavarlara benzeyen mahluklara karşı o mücadele...