En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
Turgay Buğdacigil
Takipçi
2.065 değerlendirmeler
Takip Et!
3,5
11 Aralık 2020 tarihinde eklendi
Senaryosunu da Carlo Collodi’nin ölümsüz eseri “The Adventures of Pinocchio” yu (1883) esas alarak Massimo Ceccherini ile birlikte yazan Matteo Garrone’nin yönetmen koltuğunda oturduğu “Pinocchio”, son derece “fantastik” bir drama…
Marangoz Geppetto, kukla tiyatrosunun işletmecisi Mangiafuoco (Gigi Proietti) ile (küçük ve yetişkin) Turkuaz Saçlı Peri (Alida Baldari Calabria – Marine Vacth) dışında kalan ana karakterlerin neredeyse tamamına yakınında “protez makyaj” kullanıldığı için oyuncuları teşhiste zorlandığımız bu film, sadece çocuklara hitap etmek üzere kurgulanmamış…
O yüzden çocuklarınızla beraber sizlerde izleyebilirsiniz…
Gelin başlayalım isterseniz…
2002 yılında kendi çektiği aynı isimli filmde Pinocchio’yu oynayan Roberto Benigni’yi bu filmde “bir tas yemeğe muhtaç” ve “meteliğe kurşun atan” yoksul Geppetto’yu canlandırırken görüyoruz…
Ki bu durumu, durup dururken ısınmak için öylesine girdiğini belirttiği Oste’nin (Gigio Morra) lokantasındaki hal ve tavırları ile Oste’nin verdiği son tepkiden de anlıyoruz zaten…
O gün için karnını doyurmuş olan Geppetto, şehre gelen kuklacı ile karşılaşır…
Ve kuklacının aracının içine bakıp da gördüğü kuklalar, onda da benzeri bir şeyler yapma duygusunun canlanmasına yol açar ve doğrudan Ciliegia Usta’ya (Paolo Graziosi) giderek kendisine oyulacak bir odun vermesini ister…
Hani filmi izlediğinizde öğrenebileceğiniz bir nedenle hiç zorlanmadan alır da…
Hemen işe koyulan Geppetto, kendisine “baba” diye seslenen Pinocchio (Federico Ielapi) adını verdiği kuklasını hızlıca yaparak bitirir…
Bunun üzerine, Arşimet’in hamamdan “buldum” diye fırladığı gibi Geppetto’da “bir oğlum oldu” diyerek kendini gecenin bir vakti evinden dışarı atarak bütün komşularını ayağa kaldırır…
Yalnız küçük Pinocchio, pek laf dinleyerek elde avuç da uslu duracak bir tip değildir ve topukladığı gibi evden kaçarak kendisine, ebeveynlerine ilişkin davranışları konusunda tavsiyeler veren Grillo’nun (Davide Marotta) bulunduğu bir eve sığınır…
Ama bütün bu nasihatler, Pinocchio’nun bir kulağından girip öbür kulağından da çıkar…
Zira o, kafasına göre takılmayı planlamaktadır…
Neyse çok geçmez ve babası oğlunu ayakları yanmış bir biçimde bularak yeniden onarmak zorunda kalır…
Geppetto’nun sıradaki düşüncesi ise aldığı ders sonrasında yola girdiğini zannettiği Pinocchio’yu okula göndermektir…
Bin bir meşakkatle bir alfabe kitabı temin eden baba oğlunu, okulun kapısına kadar da götürür…
Ancak onun aklı yolda gelirken gördükleri kukla tiyatrosunda kalmıştır…
Bilet parası için babasının aldığı alfabeyi satarak gösteriye girer de…
İşte ne olursa da o andan itibaren olur…
Çünkü sahnedeki kuklalar, “tahta” hem cinsleri Pinocchio’yu da yanlarına davet edecekler ve böylelikle Mangiafuoco’nun gözünü açarak, ona el koymasına vesile olacaklardır…
Bu arada Geppetto, oğlunu almak üzere okula gider ve tabii ki de bulamadığı içinde yıkılmış bir şekilde eli boş döner evine…
Fakat çok geçmez ve yumuşak kalpli bir yapıya sahip olan Mangiafuoco, cebine babasına götürmesini tembihlediği bir miktar para da koyarak geri gönderir Pinocchio’yu …
Artık Kedi (Rocco Papaleo), Tilki (Massimo Ceccherini), Salyangoz (Maria Pia Timo) ve daha pek çok karakterin Pinocchio’nun hayatına gireceği filmin bundan sonrasında:
Babanın oğula, oğulun da babaya kavuşmak için verdikleri oldukça hareketli bir mücadeleye tanık oluyoruz…
Bitirmeden yorumumuza ilave edeceğimiz üç husus daha olacak:
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.