Her dergi ve gazetenin puanlama sistemi farklı olduğu için, Beyazperde, puanları 0.5 - 5 yıldız üzerinden, kendi barometresine göre vermiştir.
Basın Eleştirisi
T24
Yazar: Atilla Dorsay
Film tüm dünyada bozulan dengelerle, çığ gibi artan göçlerle ve giderek yok olan insanlıkla birlikte yaşanan dramlarda, öncelikle ve en çok kadınlarla çocukların ezildiğini gösteriyor. Bir kez daha... Ve seyircisinin yüreğini dağlıyor. Bunda küçük Zain Al Rafeea’nın da büyük payı var. Perdeye gelmiş en iyi çocuk oyunculardan biri o... Umarım iyi bir geleceği olur.
Eleştirinin tamamı için: T24
Sabah
Yazar: Olkan Özyurt
Labaki, belgeselvari bir anlatımla gerçek dünyadan gerçekçi ve yakıcı bir hikaye anlatırken, kamerasını tam da Zain'in yanına konumlandırıyor. Onu kategorize etmeden, hikayesinden çıkarımlar yapmadan, büyük laflara prim vermeden saf bir şekilde Zain'in yaşadığı geçeklikle ve bu gerçek karşısındaki isyanıyla karşı karşı getiriyor seyirciyi. Sonra da bu katı gerçeklikle yüzleşmek yetişkinlere kalıyor! Güçlü hikayesi, etkili sinemasıyla Cannes Film Festivali'nde gösterildiğinden beri merakla beklenen Kefernahum, Antalya Film Festivali'nde yarışmış ve Zain'i oynayan Zain Al Rafeea'ya En İyi Erkek Oyuncu ödülü kazandırmıştı. Film şimdi de En İyi Yabancı Film dalında Oscar'a aday gösterildi. Ve yılın da şüphesiz en iyilerinden biri...
Eleştirinin tamamı için: Sabah
Gazete Duvar
Yazar: Şenay Aydemir
Filmin, Zain’in hayata tutunma, büyüme ve kendini bulma süreçlerini anlattığı bölümleri ne kadar sahici ve çarpıcıysa; mahkeme sahnelerinin de o kadar aksadığını eklemeden geçmeyelim. Zain’in ailesini kendisini dünyaya getirdikleri için dava etmesi güzel bir buluş olsa da mahkeme sahnelerinde bunun altı pek de doldurulamıyor açıkçası. Filmin diğer bölümündeki gerçeklik, burada yerini kurmaca ve pek de ikna edici olmayan bir masalsılığa bırakıyor. Kaldı ki filmin bağlandığı noktada bu hamlenin Zain’den çok yönetmenin motivasyonu olduğunu anlamak da kolaylaşıyor.
Eleştirinin tamamı için: Gazete Duvar
Habertürk
Yazar: Mehmet Açar
“Kefernahum” gibi filmlerde ise yönetmenin tek şansı gerçeklik duygusunu sağlam şekilde inşa etmektir. Nadine Labaki'nin, bunu hakkını vererek yaptığını düşünüyorum. Zain rolündeki Zain Al Rafeea başta olmak üzere oyuncuların performanslarını da etkileyici buldum. Film açıkçası biraz uzun ve bence tekrara düştüğü bölümler var. Ama kendi adıma bu sorunları pek dert etmedim; çünkü hepimizin 2 saatliğine bile olsa dünyaya Zain'in gözlerinden bakmamız gerektiğine inanıyorum... Halimize şükretmek için değil, bu dünyanın başka şehirlerinde yaşayan Zain gibi çocukları daha iyi anlamak için...
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.
T24
Film tüm dünyada bozulan dengelerle, çığ gibi artan göçlerle ve giderek yok olan insanlıkla birlikte yaşanan dramlarda, öncelikle ve en çok kadınlarla çocukların ezildiğini gösteriyor. Bir kez daha... Ve seyircisinin yüreğini dağlıyor. Bunda küçük Zain Al Rafeea’nın da büyük payı var. Perdeye gelmiş en iyi çocuk oyunculardan biri o... Umarım iyi bir geleceği olur.
Sabah
Labaki, belgeselvari bir anlatımla gerçek dünyadan gerçekçi ve yakıcı bir hikaye anlatırken, kamerasını tam da Zain'in yanına konumlandırıyor. Onu kategorize etmeden, hikayesinden çıkarımlar yapmadan, büyük laflara prim vermeden saf bir şekilde Zain'in yaşadığı geçeklikle ve bu gerçek karşısındaki isyanıyla karşı karşı getiriyor seyirciyi. Sonra da bu katı gerçeklikle yüzleşmek yetişkinlere kalıyor! Güçlü hikayesi, etkili sinemasıyla Cannes Film Festivali'nde gösterildiğinden beri merakla beklenen Kefernahum, Antalya Film Festivali'nde yarışmış ve Zain'i oynayan Zain Al Rafeea'ya En İyi Erkek Oyuncu ödülü kazandırmıştı. Film şimdi de En İyi Yabancı Film dalında Oscar'a aday gösterildi. Ve yılın da şüphesiz en iyilerinden biri...
Gazete Duvar
Filmin, Zain’in hayata tutunma, büyüme ve kendini bulma süreçlerini anlattığı bölümleri ne kadar sahici ve çarpıcıysa; mahkeme sahnelerinin de o kadar aksadığını eklemeden geçmeyelim. Zain’in ailesini kendisini dünyaya getirdikleri için dava etmesi güzel bir buluş olsa da mahkeme sahnelerinde bunun altı pek de doldurulamıyor açıkçası. Filmin diğer bölümündeki gerçeklik, burada yerini kurmaca ve pek de ikna edici olmayan bir masalsılığa bırakıyor. Kaldı ki filmin bağlandığı noktada bu hamlenin Zain’den çok yönetmenin motivasyonu olduğunu anlamak da kolaylaşıyor.
Habertürk
“Kefernahum” gibi filmlerde ise yönetmenin tek şansı gerçeklik duygusunu sağlam şekilde inşa etmektir. Nadine Labaki'nin, bunu hakkını vererek yaptığını düşünüyorum. Zain rolündeki Zain Al Rafeea başta olmak üzere oyuncuların performanslarını da etkileyici buldum. Film açıkçası biraz uzun ve bence tekrara düştüğü bölümler var. Ama kendi adıma bu sorunları pek dert etmedim; çünkü hepimizin 2 saatliğine bile olsa dünyaya Zain'in gözlerinden bakmamız gerektiğine inanıyorum... Halimize şükretmek için değil, bu dünyanın başka şehirlerinde yaşayan Zain gibi çocukları daha iyi anlamak için...