“Aladdin”, senaryosunu, yine bir Walt Disney prodüksiyonu ve Arap kökenli efsanevi bir halk anlatısı olan “Bin Bir Gece” (One Thousand and One Nights) masallarını esas alarak çekilen aynı isimli çizgi filmden (1992) uyarlayarak John August ile birlikte yazan Guy Ritchie’nin yönetmen koltuğunda oturduğu bir drama…
Prömiyeri, 8 Mayıs 2019’da 2800 kişilik koltuk kapasitesi ve 300 metre karelik dev beyazperdesi ile Paris’in en büyük sinema ve konser salonu olan Le Grand Rex’de yapılan ve 24 Mayıs 2019’da aralarında Amerika ve Türkiye’nin de bulunduğu pek çok ülkede vizyona giren filmin, 6.9/10 (232.503 oy) ve 4.6/5 (5o.000 üzeri oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 5.9/10 (378 yorum) ve 53/100 (50 yorum) olan Rotten Tomatoes ve Metacritic yorum ortalamaları oldukça şaşırtıcı…
O nedenle bizde, 183 milyon dolarlık bir bütçeyle çekilen ve 1.050 milyon dolar gibi onu, “En Yüksek Brüt Hasılata Sahip Filmler” listesinde (kendisi gibi 4 Disney ve 1 Sony prodüksiyonunun ardından) 2019’un 6., tüm zamanların da 34. filmi yapan miktardaki bir hasılata imza atan bu “remake / yeni versiyon” filmi, her zamanki gibi önceliği “çok renkli” bulduğumuz oyuncu kadrosuna vermek suretiyle bizzat kendimiz mercek altına alarak incelemeye ardından da puanlamaya çalışacağız…
Bunun içinde, çekimleri İngiltere Surrey’deki büyüklükleri 740 ile 3.900 metre kare arasındaki toplam 6 stüdyoya sahip “Longcross Film Stüdyoları” ile Ürdün’deki “Wadi Rum / Valley of the Moon / Ay Vadisinde” yapılan bu filmin ayrıntılı incelemesine geçmeden önce filme ilişkin ilk tespitimizi, sonrasında da naçizane ilk önerimizi paylaşalım istiyoruz…
Bu bağlamda da işe karşımızdakinin; yeni nesil görsel efekt, animasyon ve ses teknolojilerinin bütün nimetlerinden fazlasıyla yararlanılarak çekilen bir film olduğunu söyleyerek başlayabiliriz…
Ki, zaten filmin 183 milyon dolarlık bütçesinin hatırı sayılır bir kısmı da bu işlerin piri sayılan Industrial Light & Magic, Hybride Ubisoft, One of Us, DNGE Stereo, NVIZ ve Proof gibi teknoloji firmalarına gitmiş…
Yoksa ekran başında, lambadan çıkan cinli, uçan halılı, eli uzun maymunlu ve sahibine durmadan haber taşıyan papağanlı bir film izlemek başka türlü de mümkün olamayacaktı…
Diğer konulara geçmeden isterseniz filmin “çok renkli” bulduğumuzu belirttiğimiz oyuncu kadrosuna şöyle uzaktan bir bakalım:
Tabii ki, listenin en başındaki isim, “Cin” ve “Denizci” karakterlerini canlandıran Will Smith…
Sanıyoruz onu tanıtacak bir şeyler yazmaya hiç gerek yok…
Sıradaki isim filme adını veren “Aladdin” karakterini oynayan Mısır doğumlu Kanadalı aktör Mena Massoud…
Aladdin’in gönlünü kaptırdığı Prenses Jasmine’i de Hint asıllı Ugandalı bir anne ile İngiliz bir babanın kızı olan İngiliz aktris Naomi Scott oynamış…
Diğer belli başlı rollerde de Tunus asıllı Hollandalı oyuncu Marwan Kenzari (Jafar), İran doğumlu Amerikalı aktör Navid Negahban (Sultan), yine İran doğumlu Amerikalı aktris Nasim Pedrad (Dalia) ve Türkiye doğumlu Alman oyuncu Numan Acar (Hakim) gibi isimleri görüyoruz…
Yurtdışında, özellikle de güvenilirliğinden hiçbir şüphe duymadığımız Metacritic’de yer alan yorumlarda hem bu kadronun performansına hem de filmin tamamına dair oldukça farklı ve farklı olduğu kadar da tuhaf yorumlara rastlıyoruz…
Öyle ki, filme 100 üzerinden 80 vererek göklere çıkartanlar olduğu gibi 25 vererek diri diri gömenlerde var…
Fakat bize göre ifrat ile tefrit arasında gidip gelen bu rakam ve yorumların her ikisi de son derece abartılı ve yanlış…
Tamam, “Aladdin”, Guy Ritchie’nin en iyi filmi değil…
Hatta “Lock, Stock and Two Smoking Barrels” (1998) ile “Snatch” (2000) in uzağından bile geçemez…
Aynen bu filmin, Will Smith için de filmografisindeki bir “I, Robot” (2004) yahut bir “I Am Legend” (2007) kadar iyi olmadığı gibi…
İyi de doğrusunu söylemek gerekirse bu film, görmezden gelinecek yahut da üstü çizilerek kaldırılıp kolayca bir köşeye atılacak türde bir filmde hiç değil…
128 dakikalık biraz uzun da sayılabilecek süresine ve oldukça masum (o da belli belirsiz) bir iki öpücük sahnesine rağmen, mevsim meyveleri, güzel demlenmiş bir çay ve diğer atıştırmalıklar eşliğinde çoluk çocuk ailecek hep beraber izlenilip hoşça vakit geçirilecek bir film…
Bu arada filmde (her ne kadar biz göremediysek de) Hintli unsurlar bulmuş olanlara yönelik olarak da birkaç ek bilgi verelim…
Şöyle ki, yapımcılar Aladdin ve Jasmine karakterleri için yaklaşık 2.000 oyuncu ile görüşmüşler…
Bunların içinde kendilerini en fazla zorlayanı da Jasmine için yapılan seçmeler olmuş…
Nihayetin de de Naomi Scott ile Hint oyuncu Tara Sutaria arasında kalan Disney yapımcıları tercihlerini Naomi Scott’tan yana kullanmışlar…
Aladdin karakteri içinde Hint asıllı Dev Patel ile Pakistan asıllı Riz Ahmed’in de isimleri gündeme gelmiş…
Ancak bu rolde de ihale, yüzde yüz Arap olan Mısırlı Mena Massoud’da kalmış…
Yani filmin yapımcıları da haklı olarak bir Arap hikâyesinin anlatıldığı filme Hint gölgesinin düşmesini istememişler…
Belki, yine klasik bir laf olacak ama şu ana kadar tek bir “spoiler” dahi vermeden yazılmayanları yazmaya, anlatılmayanları anlatmaya, söylenilmeyenleri söylemeye çalıştığımız bu satırlar filme ilişkin ilk tespitimiz olsun…
İlk önerimize gelince:
O hakkımızı da bu kez; çocukluk yıllarında ebeveynlerinden dinledikleri veya bizzat okudukları fantastik masalları yeniden anımsayarak yaşamak yahut da çocukları (ve hatta torunları) ile hoşça vakit geçirmek için can atan sinemasever dostlara, “Bulduğunuzda bu tarz filmleri de kesinlikle izleme listelerinizden eksik etmeyin” diye seslenerek kullanmak isteriz…
Sonuç olarak, kendi değerlendirme sistemimiz içinde puan olarak 3 verdiğimiz bu film için önerimiz de olumsuz yorum ve puanlara aldırmadan “bir şans da siz verin” şeklinde olacak…
Keyifli seyirler…
Son bir not:
Arapları sadece, Selefi, Vahabi ve İhvan tasarımı unsurların sonuçları olarak düşünür ve öyle de görürseniz kesinlikle yanılırsınız…