Hesabım
    Dul Kadınlar
    Ortalama puan
    3,1
    yayın
    • T24
    • Habertürk
    • Hurriyet
    • Birgün
    • Gazete Duvar

    Her dergi ve gazetenin puanlama sistemi farklı olduğu için, Beyazperde, puanları 0.5 - 5 yıldız üzerinden, kendi barometresine göre vermiştir.

    Basın Eleştirisi

    T24

    Yazar: Atilla Dorsay

    Film gayet düzeyli bir oyunculuğa dayanıyor. Veronica’da Oscarlı Viola Davis harika. Diğer siyahi oyuncular Cynthia Erivo, Brian Tyree Henry, Daniel Kaluuya da öyle. Soyguncu kadınlarda Michelle Rodriguez ve Elizabeth Debicki de süper. Özlediğimiz oyunculardan Robert Duvall eski başkan ve Colin Farrel oğlu rollerinde filme büyük katkıda bulunuyorlar. Harry Rawling’deki Liam Neeson için de aynı şey söylenebilir.

    Eleştirinin tamamı için: T24

    Habertürk

    Yazar: Mehmet Açar

    “Karanlıkla Karşı Karşıya” (Blackkklansman) gibi “Dul Kadınlar”ı da Trump ABD'sindeki huzursuzluğu yansıtan bir film olarak okumaktan yanayım. Her ikisi de seyirciye pek umut vermeyen ve ABD'nin bugününe karamsarlıkla bakan filmler. Dolayısıyla “Dul Kadınlar”ı sadece bir tür filmi olarak değerlendirmek zor. Öte yandan, öykünün akışı itibarıyla gerçekçi dramdan ziyade tür filmine daha yakın olduğu kesin. Hayatlarında suça bulaşmamış kadınların cesareti ya da filmin ana entrikası, belki çok inandırıcı değil; ama özellikle kadınlar, hayat mücadelesi içinde gerçekçi karakterler olarak çıkıyorlar karşımıza.

    Eleştirinin tamamı için: Habertürk

    Hurriyet

    Yazar: Uğur Vardan

    Veronica’da Viola Davis’in, ekipte yer alan kadınlardan genç Alice’te Elizabeth Debicki’nin (kendileri ‘genç Catherine Deneuve’ adeta) çok başarılı performanslar ortaya koyduğu filmde baba Mulligan rolünde karşımıza gelen emektar Robert Duvall döktürüyor. Atmosferi ve özellikle de kadın meselesini sınıfsal bir bakış açısıyla doğru noktalardan ele alışıyla gönlümüzü fethetse de senaryodaki bazı klişeler ve olayları, altı çizili bir biçimde açıklama isteği, ‘Dul Kadınlar’ı ortalama çizgilere taşıyor. Dolayısıyla bu adım, geçmişinde ‘Hunger’, ‘Shame’, ‘12 Yıllık Esaret’ gibi çıtası yüksek filmler bulunan Steve McQueen adına, daha geride duran bir çaba olarak kayıtlara geçecek gibime geliyor.� Ama son tahlilde yine de ‘Ocean’s Eight’ üyelerinin yerine, bu ‘işçi sınıfı ruhlu’ ekibi tercih ederiz!

    Eleştirinin tamamı için: Hurriyet

    Birgün

    Yazar: Cüneyt Cebenoyan

    Filmin oyuncu kadrosu çok iyi ve hepsi de işlerini iyi yapıyorlar. Ama hiçbirinin performansı akılda kalmayacak çünkü canlandırdıkları karakterler yüzeyseller ve inandırıcı dönüşümler yaşamıyorlar. Hikâye işlemiyor, inandırmıyor. Film ne bir dram ne de bir gerilim/macera filmi olarak işliyor. Zaten macera filmi seyretmek isteyenler için giriş sahnesinden sonra o kadar uzun bir giriş bölümü var ki, bitmek bilmiyor gibi gelebilir o beklentideki seyirciye.

    Eleştirinin tamamı için: Birgün

    Gazete Duvar

    Yazar: Şenay Aydemir

    Öte yandan Veronica, Linda ve Alice’in kendilerini bulma, kadın olarak yeni bir kimlik inşa etme süreçlerinin de yeterince iyi işlendiğini ve tatmin edici olduğunu söylemek zor. Her ne kadar biri sorumsuz, diğeri zalim kocalarının tahakkümü altında kişiliklerini ezdirmek zorunda kalmış olsalar da, Linde ve Alice için söz konusu soygun bir yandan kendi başına ayakta durabileceğini kanıtlamak diğer yandan da öz saygılarını geri kazanmak için önemli bir araca dönüşüyor. Ancak Veronica’nın Harry ile olan ilişkisinin tuhaf bir ‘romans’ havasına büründürülmesi, bütün her şey olup bittikten sonra bile karakterin gözlerindeki buğunun bir türlü kaybolup gitmemesi yerine oturmuyor bir türlü. Bu bakımdan filmin yıllarca birlikte oldukları adamların gölgesinde kalmış kadınların kendilerini yeniden inşa ettikleri bir hikaye de anlattığını söylemek zor.

    Eleştirinin tamamı için: Gazete Duvar
    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top