Hesabım
    Altın Eldiven
    Ortalama puan
    3,2
    yayın
    • Hurriyet
    • Birgün
    • T24
    • Evrensel
    • Milliyet

    Her dergi ve gazetenin puanlama sistemi farklı olduğu için, Beyazperde, puanları 0.5 - 5 yıldız üzerinden, kendi barometresine göre vermiştir.

    Basın Eleştirisi

    Hurriyet

    Yazar: Uğur Vardan

    Heinz Strunk’un çok satmış romanından Fatih Akın’ın kaleme aldığı senaryoyla çekilen ‘Altın Eldiven’, ön planda bir dönemin seri katilini anlatırken özellikle bar müdavimleri üzerinden İkinci Dünya Savaşı’nın travmasını atlatamamış bir toplumun bozulan ayarlarını resmediyor, yaralarını sarmaktan ziyade sürmekte olan çürümenin üstesinden gelemeyen karakterlerin tasvirlerine de soyunuyor. Arada erkeklik meselelerine dokunduruyor, Honka’yı da alkolle birlikte şirazesini yitiren ve cinayetlerini, klasik seri katillerden farklı olarak planlamadan, o anki öfkesi ve cinsel yetersizliğinin ifadesi olarak işleyen bir karakter olarak perdeye yansıtıyor. Akın, bütün bu tabloları sinematografik olarak yaratırken ortaya mekân-kostüm tasarımı ve müzikleriyle son derece etkileyici bir 70’ler görüntüsü ortaya çıkarıyor.

    Eleştirinin tamamı için: Hurriyet

    Birgün

    Yazar: Cüneyt Cebenoyan

    Honka bir psikopat ama her psikopat seri katil olmuyor. Film, bence Honka’nın sapıklığını besleyen ortamı çok başarılı bir biçimde betimliyor. Müthiş bir sahne tasarımı, müthiş bir renk paleti, çok iyi oyunculuklar bu filmi Fatih Akın’ın kariyerinde bence en yukarılara taşıyor. Sanırım Batı, kendisine tutulan bu aynaya bakmaktan hoşlanmadı. Üstelik Haneke filmlerinde olduğu gibi steril bir şekilde de gösterilmiyor pislik. Fatih Akın’dan beklenen bu değildi sanırım. Benimse tam da beklediğim böyle bir şeydi Akın’dan.

    Eleştirinin tamamı için: Birgün

    T24

    Yazar: Atilla Dorsay

    Bu tür bir film için bile fazla sert, aşırı kanlı duran bir yapım bu... Ama insanı o iğrenç suç dünyasının göbeğine çekip almayı da başarıyor. Benden söylemesi: Belki yer yer iğrenerek, mideniz bulanarak izleyeceksiniz. Ama bu şok, ayni ölçüde unutulmayacak sinema anılarınız arasına girecek. Akın’ın o şişman kadınları biraz Fellini’yi hatırlatırken, suç kavramıysa yine kendisi gibi Kuzey Avrupa’lı bir yönetmeni, Danimarkalı Lars Von Trier’i akla getiriyor. Oyuncular da iyi. Fritz Honkaz rolünde Jonas Dassler dört başı mamur bir kompozisyon çiziyor. Yaşlı kadınlar birbirinden ilginç; ama sanırım en çok Gerda’da eskilerden Margarete Tiesel, döktürüyor. Katilimiz için tam bir rüya kadın olan gencecik kızdaysa –yanılmıyorsam- Victoria Trauttmansdorff adlı yeni aktris kusursuz. Alman sinemasının çok eski kuşağından Hark Bohm ise meyhanenin yaşlılarından birinde konuk oyuncu olarak karşımıza geliyor.

    Eleştirinin tamamı için: T24

    Evrensel

    Yazar: Şenay Aydemir

    Fatih Akın, sert hikayeler anlatmayı, sert sahneler çekmeyi seven bir yönetmen. Özellikle de ilk dönem filmlerinde ‘şiddetli’ hikayeler anlattığını biliyoruz. Ancak bu şiddetin hem filmler açısından bir işlevi vardı (Duvara Karşı’yı hatırlayın) hem de dozunda bir kullanım söz konusuydu. “Altın Eldiven”de tuhaf bir biçimde Fritz Honka’nın kadınlara uyguladığı şiddeti ‘saf’ haliyle göstermekten imtina etmiyor. Bunun karakterin geçmiş travmaları, alkolizm ve iktidarsızlıkla örülü hastalıklı ruh halini göstermek için gerekli olduğunu düşünsek bile, kesip biçme döngüsünün tekrar tekrar seyircinin karşısına çıkarılmasının ‘iğrenme’ duygusu dışında bir işlevi olup olmadığı tartışmalı. Üstelik bu gösterme tutkusu, filmin diğer tarafta yapmaya çalıştığı Honka ve çevresinin içinde bulunduğu anlama ve anlatma çabasını da akamete uğratmaya başlıyor bir süre sonra.

    Eleştirinin tamamı için: Evrensel

    Milliyet

    Yazar: Nil Kural

    Akın, bilerek çirkin gözüken, izleyiciye kendisini kirlenmiş hissettiren bir film kuruyor. Ancak bu denemenin amacına ulaştığını söylemek güç. Ana karakteri Honka’yı ağır bir makyajın altına gizleyen, dönemin Almanyası’nı plastik ve kirli bir dünya olarak resmeden Akın, Almanya hakkındaki eleştirilerini de bu yolla göstermeye çalışıyor. Ancak filmin bu bilinçli çirkinliği izleyiciyi uzaklaştırıp eleştiri oklarının doğru yerlere gitmesinin de önüne geçiyor.

    Eleştirinin tamamı için: Milliyet
    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top