Hesabım
    Roma
    Ortalama puan
    3,3
    89 Puanlama
    Roma hakkında görüşlerin ?

    26 Kullanıcı yorumları

    5
    6 Eleştiri
    4
    3 Eleştiri
    3
    1 Eleştiri
    2
    1 Eleştiri
    1
    7 Eleştiri
    0
    8 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    ill-key
    ill-key

    Takipçi 211 değerlendirmeler Takip Et!

    1,5
    6 Mart 2019 tarihinde eklendi
    İlk 1 saat filmi izledikten hayatımın boşa geçen zamanlarını sorgulayıp durdum. Sanatsal film izlemek isteyenler hayatının 2 saatini bu filme verebilir. Bence gerek yok.
    Orhan G
    Orhan G

    1 değerlendirme Takip Et!

    5,0
    6 Mart 2019 tarihinde eklendi
    Gerçekten muhteşem bir dakikasını bile kaçırmadan izlediğim nadir filmlerden.Yılın en iyi filmi olması lazımdı
    Güler U.
    Güler U.

    Takipçi 2 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    28 Ocak 2019 tarihinde eklendi
    Son yıllarda ilk defa beni bu kadar içine alan bir film izlememiştim. Sıradanlığın muhteşem karmaşası gibi. Görüntü, oyunculuk, kurgu çok iyi. Bence Oscar gecesini kurtaracak bu film.
    Nilgün U.
    Nilgün U.

    4 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    12 Ocak 2019 tarihinde eklendi
    Saçma sapan ve yüzeysel Hollywood filmlerinden sonra gerçek bir sinema filmi izlemek bize çok iyi geldi. Film tam bir baş yapıt, çok etkilendim.
    martinscorsese
    martinscorsese

    Takipçi 125 değerlendirmeler Takip Et!

    3,0
    12 Ocak 2019 tarihinde eklendi
    Filmin neden bu kadar ses getirdiğini anlayamadım. İyi bir film, toplumdaki sosyal sorunları iyi anlatıyor. Hizmetçi ne kadar çalışkan olursa olsun, hor görülüyor. Kadın ne kadar zengin olursa olsun erkeklere bağımlı. Siyasi çatışma ve cinayetler hikayeye iyi yedirilmiş. Umut dolu bir finali var. Ama bunlar yüzlerce diğer iyi filmlerde de var.
    Hakan G.
    Hakan G.

    1 değerlendirme Takip Et!

    5,0
    8 Ocak 2019 tarihinde eklendi
    Çok güzel bir film. Seyrederken o sahnede yaşıyorsunuz hissine katılıyorsunuz. Tabi ki Amerikan Filmlerinin temposuna alışmışlar için bir film değil.
    Emin C
    Emin C

    Takipçi 1 değerlendirme Takip Et!

    4,5
    5 Ocak 2019 tarihinde eklendi
    Alfonso Cuaron’un kendi çocukluğunu, dönemin Meksika’sını, kadınlığı, çocukluğu; iç savaş ve taşkınlıkları olan bir ülkeyi, o ülkenin insanlarını, sokaklarını, arabalarını, çocuklarını; evliliklerini, hizmetçilerini, varoşlarını ve efendilerini anlattığı şiirsel bir lezzete sahip 2018 yapımı filmi.
    Film büyük bir oranda imgeler üzerine kurulmuştur. Bahçenin sürekli yıkanması, bahçenin sürekli kirlenmesi, köpek kakaları, çocukların bahçede oynamaları, evin içi ve dışının birlikteliği ve ayrılığı, hizmetçilik ve efendilik, insan ilişkileri, babalık, annelik, evlilik, ilişkiler… hepsi de şairene biçimde yerleştirilmiş ve kullanılmış. Babanın varlığıyla yokluğunun evde ve özellikle kadınlar üzerinde nasıl etkiler yarattığı, çocukların da varlığıyla evin ‘anneler’inin üzerine binen o koca yük. Cleo hem evin hizmetçisi hem de çocukların ablası, çocuklar için yerini kimsenin dolduramayacağı başka bir anne. Gerektiğinde canını hiçe sayarak çocuklarının peşinden koşacak olan o anne. Ama bu anlattıklarım karşısında Cleo’nun bir süper kadın olduğu düşünülmemeli. Nitekim Cleo’nun dinginliği izleyiciye ders niteliğinde. Bunu en çarpıcı hissettiğimiz zaman Fermin’in idmanında sergilenen ve kimsenin yapamamasına karşın tüm asimetrikliğiyle bu dengeyi sağlayabildiği zaman.
    Filmin ağır temposu aslında bir gerçek kesit olması nedeniyle filmi bu kadar başarılı kılmak için tercih edilmiş gibi. Çünkü hayat tüm süper kahraman filmlerinin aksine ağır akmaktadır. Her anı uzun uzun yaşadığımız için Cleo ve Sofia’nın gerçeklerine daha rahat adapte olunabiliyor. Filmin içerisinde olaylar atlamalarla gerçekleşmiyor ve her bir sahnenin temeli filmde bulunabiliyor.
    Filmin içerisinde bulunan imgelerden arabalar çok yoğun bir anlama sahip. Bana göre arabalar erkekleri ve erkeklerin sıkışmış oldukları, yanlarında kadınları da sıkıştırdıkları hayatı temsil ediyor. Doktor Zovek’in arabayı park etmeye çalışırken sürekli gir çıklarla kendini tekrar etmesi, küllüğünün dolmuş hatta taşmış olması, arabayı halen vurmamaya çalışarak işleri toparlama çabası, tüm bunlara karşın yine de bir yerlere toslaması; Sofia’nın hayatına yaptığı etkiyi olabilecek en iyi şekilde ortaya koymaktadır. Ancak bu konuyu ileride Zovek’in kendisin aldattığını öğrendiğinde Sofia’nın arabayı umarsızca ve duvarları yıkarak her yere çarparak park etmesinde daha da etkileyici biçimde görüyoruz. Arabanın erkekleri temsil ettiğini en çok vurgulayan an, Sofia ve Zovek boşanma kararı aldıklarında Sofia’nın arabasını değiştirmesi ve ardından hem kocası hem arabası hayatlarından çıkmadan ikisinin de son bir kez kendilerine temas etmesi olsa gerek. Zovek kitaplıklarını almak için evine son kez döndüğünde Sofia da arabayı son kez kullanıyor. Bunun ardından hayatlarında ne o eski araba ne de eski kocası olacaktır.
    Filmin içerisinde ev de dönemsel ve Freud’yen göndermeler içermektedir. Evin içerisinde bahçe varoşları, Fermin ve Cleo’nun hayatlarını temsil ederken yağmur ve dolu tanelerini, hiçbir şeyden haberi olmadan bu acının(dolunun) peşinden koşan çocukları bir popüler kültür göndermesi olarak kullanmış; bahçedeki köpek kakalarının sürekli olarak temizlenmesi ve yenilenmesi bu insanların her ne kadar hayatlarındaki pürüzleri çalışsalar da kendilerini tekrar tekrar pisliğin içinde bulmalarını; arabanın bahçeye verdiği zarar, elitist kesimin kendilerini hor görmeleri ve sürekli onlara zarar verici etkilerde bulunmalarına karşın bunu hiç önemsememelerini; köpeğin bahçeden sürekli çıkmaya çalışması insanların içinde buluncukları durumdan kurtulmaya çalışmasını; ve diğer, periferide kalmış tüm insan ve doğanın yaşamlarını temsil etmektedir.

    Evin içerisi düzenli görünmesine rağmen kaosla çalkalanmaktadır. Burada Cleo sürekli birilerinin arkasını toplamaktadır. Burada kendisinin anne rolü üstlendiğini gayet açık görebiliriz. Herkesi uykudan uyandırıyor; kahvaltılarını hazırlıyor, giydiriyor ve dışarı çıkarıyor, gece yatırıyor. Ama tüm bunların yanında yönetmen kendisini hiçbirinin annesi gibi hissetmesine izin vermiyor. Bunu da çok küçük bir hareketle yapıyor. Doktor Zovek eve geldikten sonra Sofia’yla odada kavga ederken Cleo odanın önünden geçiyor ve Sofia tartışmaya ara verip kapıyı kapatıyor. Çocuklar her ne kadar Cleo’yu kabullenseler de Sofia ve evin ninesi sonuna kadar bu durumu kabullenmiyor, ne Cleo’yu içlerine alıyorlar ne de Cleo’nun da bir insan olmasına değer verip onu tanıyorlar. Cleo’nun doğum yaptığı sahnede evin büyük annesinin Cleo’yla ilgili hiçbir bilgi verememesi ve buna karşılık kendini tutamayıp ağlıyor oluşu bu durumla ilgili pişmanlığını sessizce dile getirmektedir. Bir kabulleniş umudu Cleo’nun çocukları boğulmaktan kurtarmak uğruna kendini denize attığı planda baş gösterdi. Ancak bu da çok uzun sürmedi ve geri dönüldüğünde Cleo eski yerine geri döndü.
    Filmin bir diğer çok göze çarpan ve beni hayretler içerisinde bırakan karesi ise Sofia’nın gittikleri Veracruz yakınlarındaki bir otelde yemekten sonra dondurma yerken oturdukları bank ve konumları. Hem Sofia hem de Cleo akrebin kıskaçları ucunda resmedilmiş. Burada hayatlarındaki desteklerini kaybetmiş iki kadının nasıl kıskacın ucunda yaşadığını anlatış tarzı adeta bir roman.
    T.C. Emrah D
    T.C. Emrah D

    1 değerlendirme Takip Et!

    1,0
    30 Aralık 2018 tarihinde eklendi
    Öncelikle bu filmi izlemek isteyen arkadaslar için boşa geçirecek vaktiniz varsa gidin. Hiç bir şekilde beklentiyi karşılamayan, düzgun bir başlangıcı sonucu olmayan, ne anlattığı dahi bilinmeyen bir film. Evde oturup televizyondan reklam seyretseniz inanin daha etkili olur. Sadece ve sadece zaman kaybı....
    rudeonerudeone
    rudeonerudeone

    Takipçi 1.698 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    30 Aralık 2018 tarihinde eklendi
    Bir başyapıt. Gösterişsiz görünen ancak her bir sahnede barındırdığı detaylarıyla kusursuz bir dönem filmi oluşu, karakterlerin belki daha önce hiç karşılaşmadığımız kimseler olmamasına rağmen her birini aşırı bir doğallık ve kusursuzlukla ele alışı, başlarda gözü yoruyor hissi veren ancak alışınca etkisinden kurtulamadığınız ve filme büyük güç katan kamera açıları ve siyah-beyaz renk seçimi, insanı derinden etkileyen pek çok çarpıcı sahne barındırması... O kadar dolu bir film ki "Roma", neresinden başlanabilir? Senenin ve son yılların en muhteşem sinema eserlerinden. Cuaron çıtayı sürekli yükseltmeye devam ediyor. Bu adam "Harry Potter"ı bile bir anda bambaşka bir seviyeye taşımayı başaran, kimi zaman distopik bir aksiyon, kimi zaman uzayın derinliklerinde ana karakter ile birlikte bizi de oksijensiz, nefessiz bırakan, az ama öz işler yapan çok başarılı bir yönetmen. Ve "Roma" öyle bir yere çekti ki çıtayı, artık nasıl geçecek bilemiyorum. Kusursuz.
    Zeynep U
    Zeynep U

    1 değerlendirme Takip Et!

    1,0
    26 Aralık 2018 tarihinde eklendi
    Hayatımda izlediğim en sıkıcı filmdi hiç beğenmedim. Bence baya sıkıcıydı. Kısacası sıkıcı bir film.
    Onur K.
    Onur K.

    2 değerlendirmeler Takip Et!

    0,5
    21 Aralık 2018 tarihinde eklendi
    Kötü filmdi.Konusuz saçma sapan bi film. Film ağır ilerliyor.10.dkda çıkmak istedik.Sanat isterseniz tiyatro öneririm.
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top