Senaryosu, Randall Sullivan’ın Tupac Shakur ve The Notorious B.I.G. cinayet soruşturmaları hakkındaki “LAbyrinth” (2002) isimli kitabından uyarlanarak Christian Contreras tarafından yazılan “City of Lies”, Brad Furman’ın yönetmen koltuğunda oturduğu bir drama…
Prömiyeri, 8 Aralık 2018’de Noir Film Festivalinde yapılan ve 10 Ocak 2019 tarihinde sınırlı sinema salonu gösterimi ile İtalya’da vizyona giren filmin, hâlihazırda IMDB, Rotten Tomatoes ve Metacritic gibi mecralarda ciddiye alınacak miktarda oydan oluşan bir izleyici ve yorumcu puanı ortalaması mevcut değil…
O nedenle bizde bu filmi, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle bizzat kendimiz mercek altına alarak incelemeye ardından da puanlamaya çalışacağız…
Ancak, artık neredeyse yorumlarımızda geleneksel bir özellik halini aldığı üzere ayrıntılı incelemeye geçmeden önce yine filme ilişkin ilk tespitimizi, sonrasında da naçizane ilk önerimizi paylaşalım istiyoruz…
Bu bağlamda da işe; karşımızdakinin, yaşanmış gerçek olaylara dayanan bir hikâyenin “neo – noir” tarzda kurgulanarak Johnny Depp ve Forest Whitaker’ın izleyene, “İşte sağlam oyunculuk dediğin şey tam da budur” dedirten nitelikteki performansları eşliğinde sunulan bir film olduğunu söyleyerek başlayabiliriz…
Evet, başlangıçta bizde, diğer pek çok “neo – noir” filmde olduğu gibi galiba bu filme de pek fazla ilgi gösterilmemiş diye düşündük…
Ve biraz da üzgün ve hatta kızgın bir vaziyette, “Aradan geçen onca zamana rağmen bu kadar güzel bir film için ne Rotten Tomatoes ne de Metacritic gibi mecralarda tek bir yorum dahi yazılmamış” diye içerledik de içimizden…
Ama biraz araştırınca işin aslının öyle olmadığını ve filmin, Los Angeles Polis Departmanının hışmından korkanlarca İtalya’daki sınırlı salon gösteriminin dışında “özgürlükler ülkesi ABD” dâhil başka hiçbir ülkede vizyona sokulamadığını ve o yüzdende yorum da yazılamadığını öğrendik…
Zaten bu filmde anlatılanlar ve yönetmen Brad Furman’ın bu hikâyeyi anlatış tarzı o kadar farklı ve çarpıcı ki, usta sinema eleştirmenlerinin böyle bir filmi görmezden gelip suskun kalmaları yahut atlamaları imkânsıza yakın bir sürpriz olurdu…
Fakat yukarıda da belirttiğimiz gibi filmde LA polisine ilişkin olarak isnat edilen suçlamalar nedeniyle, filmin vizyona girmesi halinde yapımcılarının (ve belki de filmdeki hikâyede adı geçen polisleri suçlar bir biçimde isim vererek yorum yazacak olan eleştirmenlerin) LAPD (the Los Angeles Police Department) ile başlarının derde girmesi de neredeyse kaçınılmaz oluyor bu durumda…
Yani nihayetinde “City of Lies”, “neo – noir” tarzın karakteristik özelliklerinden olan içki, sigara, karanlık, suç ve yozlaşmanın eksiksiz bir bütün olarak yerlerini aldıkları “bomba gibi bir film” olarak çıkıyor karşımıza…
Bakalım bu bomba, LAPD korkusundan vizyona sokulamadığı için alacaklarını tahsil edemeyen finansör konumdaki Bank Leumi ile davalık olan yapımcıların elinde mi yoksa bir başkasının elinde mi patlayacak yakında hep birlikte görürüz…
Filmde, emekli polis dedektifi Russell Poole ve araştırmacı gazeteci Jack Jackson karakterlerini canlandıran Johnny Depp ve Forest Whitaker’ın performanslarına gelince…
Onun için söylenilecek tek şey, “Mükemmel” olabilir…
Aslında aynı şeyi, böylesine karmaşık bir hikâyeyi bu kadar (yalın değil ama) net bir anlatım tarzıyla kurgulayarak üstelikte “neo – noir” bir film olarak çeken Brad Furman ve teknik ekipteki arkadaşları içinde söyleyebiliriz…
Belki, yine klasik bir laf olacak ama diğer yorumlarımızda da olduğu gibi yazılmayanları yazmaya, anlatılmayanları anlatmaya, söylenilmeyenleri söylemeye çalıştığımız ve son derece özgün oldukları için benzerlerini başka hiçbir yerde okuyamayacağınızdan yüzde yüz emin olduğumuz bu satırlar filme ilişkin ilk tespitimiz olsun…
İlk önerimize gelince:
O hakkımızı da bu kez; yine birer “noe – noir” olan London Fields (2018) ve “The Poison Rose” (2019) da da kullandığımız ifadeler ile farklı lezzetlerin tadını çıkartmayı seven sinemasever dostlara bir kez daha, “Bu türden ezber bozan değişik filmleri de izleme listelerinizden eksik etmeyin” diye seslenerek kullanmak isteriz…
Sonuç olarak, kendi değerlendirme sistemimiz içinde puan olarak da 3,5 verdiğimiz duygusal bir finale de sahip olan bu sıra dışı film için önerimiz de, eğer halen izlemediyseniz “mutlaka bir şans da siz verin” şeklinde olacak…
Keyifli seyirler,