Beyazperde
Hesabım
Ortalama puan
3,0
1 Puanlama
Genç Ahmed hakkında görüşlerin ?
5
0 Eleştiri
4
0 Eleştiri
3
1 Eleştiri
2
0 Eleştiri
1
0 Eleştiri
0
0 Eleştiri
Sırala
Filtrele:
Hepsi
“Le jeune Ahmed / Young Ahmed”, senaryosunu da yazan Jean-Pierre ve Luc Dardenne’ın yönetmen koltuğunda oturdukları bir drama…
Dünya prömiyeri, 20 Mayıs 2019’da Dardenne biraderlerin “En İyi Yönetmen” ödülünü kazandıkları Cannes Film Festivalinde yapılan ve 22 Mayıs 2019 tarihinde eş zamanlı olarak Belçika ve Fransa’da vizyona giren filmin, hâlihazırda IMDB, Rotten Tomatoes ve Metacritic gibi mecralarda ciddiye alınacak miktarda oydan oluşan bir izleyici ve yorumcu puanı ortalaması mevcut değil…
O nedenle bizde, oldukça düşük bir bütçe ile çekildiği her halinden belli olan bu filmi, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle bizzat kendimiz mercek altına alarak incelemeye ardından da puanlamaya çalışacağız…
Bunun içinde, artık neredeyse yorumlarımızda geleneksel bir özellik halini aldığı üzere ayrıntılı incelemeye geçmeden önce filme ilişkin ilk tespitimizi, sonrasında da naçizane ilk önerimizi paylaşalım istiyoruz…
Bu bağlamda da işe; karşımızdakinin, İslam dininin kendisinin değil fakat “dar anlamda” söz konusu dinin, “geniş anlamda da” din felsefesinin, insanların atacakları tüm adımları belirleyerek, yaşamlarını kuşatacak tarzda bir radikalizme yol açan yorumunun masaya yatırıldığı bir film olduğunu söyleyerek başlayabiliriz…
Bunun içinde, Dardenne biraderler bir yanda, İmam Youssouf (Othmane Moumen) ile Ahmed (Idir Ben Addi), diğer yanda da Ahmed’in annesi (Claire Bodson), kız kardeşi Yasmine (Cyra Lassman), mürtet olduğu için öldürmeye çalıştığı öğretmeni Inès (Myriem Akheddiou) ve rehabilite edildiği çiftlikteki Louise (Victoria Bluck) karakterlerini sahaya sürmüşler…
Bu saydıklarımızdan, 13 yaşındaki genç Ahmed’in bir an önce varmak adına yakılıp tutuşturulduğu “cennet” için “yok öyle bir yer” ifadesini kullanan Louise dışında herkes Müslüman…
Ancak gel de gör ki, her birinin, özellikle de ilk gruptaki İmam Youssouf ile Ahmed’in İslam dinini yorumlayış ve uygulayış biçimleri, ikinci gruptakilerden oldukça farklı…
Hani elimizde, konuya dair net bir bilgi bulunmasa da İmam ile bu İmam’dan kendisini de şehit olan kuzeninin de gitmiş olduğu Medine’deki medreseye göndermesini isteyen Ahmed’in, tavır ve konuşmalarından selefilik anlayışına yakın durduklarını tahmin edebiliyoruz…
Yalnız bir şeyin, daha doğrusu özellikle de Dardenne biraderlerin bu konudaki tavrının altını, (kalın harfler ile) bir kez daha çizmek isteriz…
Ki, o da söz konusu bütün bu farklılıklar kurguda en ince ayrıntısına kadar itina ile gösterilirken, yukarıda da belirttiğimiz gibi filmin hiçbir yerinde “İslamofobi” olarak nitelenebilecek bir eleştiriye yeltenilmemiş olması…
Herkesin rahatlıkla fark edeceği üzere usta sinemacılar, davranışlardaki “doğrular” ve “yanlışlar” hakkında bizzat devreye girerek kendi tercihlerini sunmak yerine, bu konudaki kararı izleyiciye bırakmışlar…
Bu ikilinin yaptıkları tek doğrudan müdahale ise:
Damdan düşen Ahmed’in yerde acı ile kıvranırken, dini anlamda ilahi bir destek istemek yahut da dua etmek yerine “anne” diye inlemesi olabilir, o kadar…
Belki, yine klasik bir laf olacak ama diğer yorumlarımızda olduğu gibi “spoiler vermeden” yazılmayanları yazmaya, anlatılmayanları anlatmaya, söylenilmeyenleri söylemeye çalıştığımız bu satırlar filme ilişkin ilk tespitimiz olsun…
İlk önerimize gelince:
O hakkımızı da bu kez; nitelikli film tutkunu sinemasever dostlara, “Avrupa sinemasının müstesna isimlerinden Dardenne biraderlerin temin edebileceğiniz filmlerini önce arşivlerinize sonra da kronolojik bir sırayla izleme listelerinize almayı unutmayın” diye seslenerek kullanmak isteriz…
Sonuç olarak, kendi değerlendirme sistemimiz içinde puan olarak 3 verdiğimiz bu film için önerimiz de eğer halen izlemediyseniz olumsuz yorum ve puanları dikkate almadan “bir şans da siz verin” şeklinde olacak…
Keyifli seyirler
Dünya prömiyeri, 20 Mayıs 2019’da Dardenne biraderlerin “En İyi Yönetmen” ödülünü kazandıkları Cannes Film Festivalinde yapılan ve 22 Mayıs 2019 tarihinde eş zamanlı olarak Belçika ve Fransa’da vizyona giren filmin, hâlihazırda IMDB, Rotten Tomatoes ve Metacritic gibi mecralarda ciddiye alınacak miktarda oydan oluşan bir izleyici ve yorumcu puanı ortalaması mevcut değil…
O nedenle bizde, oldukça düşük bir bütçe ile çekildiği her halinden belli olan bu filmi, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle bizzat kendimiz mercek altına alarak incelemeye ardından da puanlamaya çalışacağız…
Bunun içinde, artık neredeyse yorumlarımızda geleneksel bir özellik halini aldığı üzere ayrıntılı incelemeye geçmeden önce filme ilişkin ilk tespitimizi, sonrasında da naçizane ilk önerimizi paylaşalım istiyoruz…
Bu bağlamda da işe; karşımızdakinin, İslam dininin kendisinin değil fakat “dar anlamda” söz konusu dinin, “geniş anlamda da” din felsefesinin, insanların atacakları tüm adımları belirleyerek, yaşamlarını kuşatacak tarzda bir radikalizme yol açan yorumunun masaya yatırıldığı bir film olduğunu söyleyerek başlayabiliriz…
Bunun içinde, Dardenne biraderler bir yanda, İmam Youssouf (Othmane Moumen) ile Ahmed (Idir Ben Addi), diğer yanda da Ahmed’in annesi (Claire Bodson), kız kardeşi Yasmine (Cyra Lassman), mürtet olduğu için öldürmeye çalıştığı öğretmeni Inès (Myriem Akheddiou) ve rehabilite edildiği çiftlikteki Louise (Victoria Bluck) karakterlerini sahaya sürmüşler…
Bu saydıklarımızdan, 13 yaşındaki genç Ahmed’in bir an önce varmak adına yakılıp tutuşturulduğu “cennet” için “yok öyle bir yer” ifadesini kullanan Louise dışında herkes Müslüman…
Ancak gel de gör ki, her birinin, özellikle de ilk gruptaki İmam Youssouf ile Ahmed’in İslam dinini yorumlayış ve uygulayış biçimleri, ikinci gruptakilerden oldukça farklı…
Hani elimizde, konuya dair net bir bilgi bulunmasa da İmam ile bu İmam’dan kendisini de şehit olan kuzeninin de gitmiş olduğu Medine’deki medreseye göndermesini isteyen Ahmed’in, tavır ve konuşmalarından selefilik anlayışına yakın durduklarını tahmin edebiliyoruz…
Yalnız bir şeyin, daha doğrusu özellikle de Dardenne biraderlerin bu konudaki tavrının altını, (kalın harfler ile) bir kez daha çizmek isteriz…
Ki, o da söz konusu bütün bu farklılıklar kurguda en ince ayrıntısına kadar itina ile gösterilirken, yukarıda da belirttiğimiz gibi filmin hiçbir yerinde “İslamofobi” olarak nitelenebilecek bir eleştiriye yeltenilmemiş olması…
Herkesin rahatlıkla fark edeceği üzere usta sinemacılar, davranışlardaki “doğrular” ve “yanlışlar” hakkında bizzat devreye girerek kendi tercihlerini sunmak yerine, bu konudaki kararı izleyiciye bırakmışlar…
Bu ikilinin yaptıkları tek doğrudan müdahale ise:
Damdan düşen Ahmed’in yerde acı ile kıvranırken, dini anlamda ilahi bir destek istemek yahut da dua etmek yerine “anne” diye inlemesi olabilir, o kadar…
Belki, yine klasik bir laf olacak ama diğer yorumlarımızda olduğu gibi “spoiler vermeden” yazılmayanları yazmaya, anlatılmayanları anlatmaya, söylenilmeyenleri söylemeye çalıştığımız bu satırlar filme ilişkin ilk tespitimiz olsun…
İlk önerimize gelince:
O hakkımızı da bu kez; nitelikli film tutkunu sinemasever dostlara, “Avrupa sinemasının müstesna isimlerinden Dardenne biraderlerin temin edebileceğiniz filmlerini önce arşivlerinize sonra da kronolojik bir sırayla izleme listelerinize almayı unutmayın” diye seslenerek kullanmak isteriz…
Sonuç olarak, kendi değerlendirme sistemimiz içinde puan olarak 3 verdiğimiz bu film için önerimiz de eğer halen izlemediyseniz olumsuz yorum ve puanları dikkate almadan “bir şans da siz verin” şeklinde olacak…
Keyifli seyirler
- En son Beyazperde eleştirileri
- En İyi Filmler
- Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler