Deneyin gizlisi makbûldür.
Yazar: Burçin AygünKorku ile bilimkurgu türünün birlikteliği ortaya çok iyi sonuçlar çıkartabildiği gibi, maalesef izlenmeyi bırakın, yanına bile yaklaşılması hata olan filmler de sunar. Bu hafta vizyona giren Ölümcül Deney: Dejavu filmi ise bu iki ucun tam ortasında kalmış, aslında harika bir hikaye ile seyir zevki çok yüksek bir proje olabilecekken, fırsatı elden kaçırmış bir yapım. Yani merak uyandırıcı, keyifli bir başlangıç yapan ancak yavaş yavaş rampadan aşağı kaymaya, dibe inen bir “deney”.
Ölümcül Deney: Dejavu bilim, testler, ilaçlar, yalanlar ve teker teker korkunç şekillerde öleceği baştan belli karakterler etrafında dönüyor. Oldukça güçlü ve zengin bir şirketin sahibi tarafından baskı altına alınan, mesleğinde oldukça başarılı bir doktor, üzerinde uzun süredir çalıştıkları ilacı son haline getirebilmek için yeni bir deneye girişir. Görünürde her şey normaldir. Katılımcılar, daha doğrusu denekler, belli bir süre boyunca her türlü konforun yer aldığı kocaman bir merkezde kobay olacak, verilen ilacın yan etkilerini rapor edeceklerdir. Kısacası günümüzde de uygulanan gönüllü deneklik esası ile ücret karşılığı ilaç testinin katılımcısı olacaklardır.
Türün dinamikleri gereği beklenmeyen şeyler olur, kahramanlarımız aslında hiç akla gelmeyecek bir kaosun içine girdiklerini fark ederler. Çünkü test edilen ilaç, sektörde bir devrim yaratacağı düşünülen, geçmişteki güzel anıları canlandırıp, istediğiniz kadar tekrarlayarak içinde yaşamanızı sağlayan bir üründür. Tabii testin devam ettiğinden de belli olacağı gibi bazı olumsuz yan etkiler vardır. İlacı kullananlar gelecekten küçük ve kısa da olsa sahneler görür. Bu öngörüler oldukça acı verici olur.
Filmimiz bahsettiğim gibi farklı türlerden beslenen, tema olarak ilgi çekici bir hikayeye sahip. Olan bitenden habersiz gençler topluluğu her ne kadar klişeye kaçmış olsa da, hem olayların geçtiği mekan, hem de işin bilinmezlik yönü izleyiciyi kısa sürede ele geçirmeyi başarıyor. Gerçekte olan bitenin yarattığı merak duygusu, ileriye yönelik yaptırdığı tahminler oyunu ve kim – nasıl ölecek heyecanı seyir gücünü yükseltiyor.
Ölümcül Deney: Dejavu aslında çok daha iyi bir yapım olabilecekken, ikinci yarıya doğru yaklaştıkça, yani ölümler dizisi ilerledikçe ilgi çekiciliğini kaybediyor. Zira oldukça kalabalık olan denek ekibi çok kısa sürede azalıyor, sırada ne var diye düşünmenizin önünü kesiyor. Toplamda dört, beş kişilik “filmin kahramanları” etrafında devam eden akış merak duygusunu da törpülüyor.
Karakterlere olan ilgi azaldıkça sürükleyicilik açısından tökezlemeye başlayan Ölümcül Deney: Dejavu üç aşağı beş yukarı tahmin edilebilinir bir finale doğru gidiyor, kapanışı da birkaç sürpriz hariç sıradan bir şekilde noktalıyor.
Çok daha başarılı bir yapım olma ihtimalini geride bırakan Ölümcül Deney: Dejavu eğlenceli zaman geçirip, boş vakti değerlendirmek için şans verilecek bir film olarak akıllarda kalıyor.
burcinaygun@gmail.com