Her dergi ve gazetenin puanlama sistemi farklı olduğu için, Beyazperde, puanları 0.5 - 5 yıldız üzerinden, kendi barometresine göre vermiştir.
Basın Eleştirisi
Hurriyet
Yazar: Uğur Vardan
Rus yazar Nikolai Leskov’un ‘Lady Macbeth of the Mtsensk District’ adlı novellasından, Alice Birch’ün kaleme aldığı senaryo vasıtasıyla tiyatro kökenli William Oldroyd’un yaptığı bu uyarlama, son derece etkileyici bir filme dönüşmüş. Küçük iktidar alanları, çıkışsızlık, insan denen canlının içindeki canavara her daim göz kırpışı gibi hiç değişmeyecek evrensel limanlara da uğrayan bu mütevazı ama bir o kadar çarpıcı ve değerli filmi kaçırmayın derim...
Eleştirinin tamamı için: Hurriyet
Milliyet
Yazar: Nil Kural
Ana karakter Katherine rolünde Florence Pugh’ın etkileyici bir performans sergilediği film, zengin bir tüccarla evlendirilen ve baskı altındaki Katherine’nin başka bir adamda tutkuyu keşfetmesinin ardından girdiği ve başlığının gönderme yaptığı karanlık yolu konu alıyor. Oldroyd mesafeli, kusursuz oluşturulmuş kadrajlarla hem izleyicisine yorum alanı açıyor hem de Katherine’nin sert dünyasını güçlü bir şekilde kuruyor.
Eleştirinin tamamı için: Milliyet
Sözcü
Yazar: Burak Göral
Öncelikle çok doğru bir kararla Katherine karakterinde Florence Pugh adlı etkileyici bir kızı oynatıyor. Yönetmen pek çok festivalde tutan bir yapıda kuruyor hikayesini ve kısık ateşte pişiriyor. Elbette feminist bir bakış açısını da yerleştirmeyi ihmal etmiyor. Katherine'in motivasyonunu ataerkil yapının içinde bastırılan kadınların başkaldırısı gibi algılatmayı da amaçlıyor. Sonuç olarak, "Lady Macbeth"i başından sonuna ilgiyle izlesem de, film zihnimde en ufak bir etki bırakamadan geçip gitti gözlerimin önünden
Eleştirinin tamamı için: Sözcü
T24
Yazar: Atilla Dorsay
İngiliz klasiği Lady Chatterley’in Aşığı romanını da hatırlatan bu film, öncelike sadeliğiyle ve herşeyde ekonomik olmasıyla dikkat çekiyor. Ne çok söz var, ne star oyuncu. Ne vurucu sözler, hatta ne de öne çıkan bir müzik. Demek ki büyük bir sadelik içinde de çok şey anlatılabilir. Hatta neredeyse korku filmi düzeyine varan bir suç ve cinayet öyküsü bile... Yeter ki ne yapacağınızı iyi bilin. Senaryonuzu özenle yazın, kadronuzu dikkatle oluşturun. İç mekanlardan doğaya, ışıklardan müziğin dozuna herşeyi en sağlam biçimde düzenleyin. Ve işte size hatırlanacak bir film. Hep abartıya alıştırılmış seyirciyi bilmem, ama sinema yapan ya da yapmayı düşünenlere güzel bir ders...
Eleştirinin tamamı için: T24
Arka Pencere
Yazar: Ebru Çeliktuğ
Yönetmen Wiliam Oldroyd'un bu ilk filmi şüphesiz dikkat çekici ve parlak bir başlangıç anlamına geliyor. Özellikle dekor ve kostümlerin detaylarında kendini gösteren yapım tasarımı, dört başı mamur bir dönem filminin atmosferinde rahatça soluk amamıza müsaade ediyor. Victoria döneminde bir kadının hayatının nasıl geçtiğine dair fikir veren Katherine'in rutin hayatı, genç kadının iç sıkıntısını bizlere aktarma konusunda son derece başarılı. Katherine rolündeki Florence Pugh'nun performansı ise unutulacak gibi değil.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.
Hurriyet
Rus yazar Nikolai Leskov’un ‘Lady Macbeth of the Mtsensk District’ adlı novellasından, Alice Birch’ün kaleme aldığı senaryo vasıtasıyla tiyatro kökenli William Oldroyd’un yaptığı bu uyarlama, son derece etkileyici bir filme dönüşmüş. Küçük iktidar alanları, çıkışsızlık, insan denen canlının içindeki canavara her daim göz kırpışı gibi hiç değişmeyecek evrensel limanlara da uğrayan bu mütevazı ama bir o kadar çarpıcı ve değerli filmi kaçırmayın derim...
Milliyet
Ana karakter Katherine rolünde Florence Pugh’ın etkileyici bir performans sergilediği film, zengin bir tüccarla evlendirilen ve baskı altındaki Katherine’nin başka bir adamda tutkuyu keşfetmesinin ardından girdiği ve başlığının gönderme yaptığı karanlık yolu konu alıyor. Oldroyd mesafeli, kusursuz oluşturulmuş kadrajlarla hem izleyicisine yorum alanı açıyor hem de Katherine’nin sert dünyasını güçlü bir şekilde kuruyor.
Sözcü
Öncelikle çok doğru bir kararla Katherine karakterinde Florence Pugh adlı etkileyici bir kızı oynatıyor. Yönetmen pek çok festivalde tutan bir yapıda kuruyor hikayesini ve kısık ateşte pişiriyor. Elbette feminist bir bakış açısını da yerleştirmeyi ihmal etmiyor. Katherine'in motivasyonunu ataerkil yapının içinde bastırılan kadınların başkaldırısı gibi algılatmayı da amaçlıyor. Sonuç olarak, "Lady Macbeth"i başından sonuna ilgiyle izlesem de, film zihnimde en ufak bir etki bırakamadan geçip gitti gözlerimin önünden
T24
İngiliz klasiği Lady Chatterley’in Aşığı romanını da hatırlatan bu film, öncelike sadeliğiyle ve herşeyde ekonomik olmasıyla dikkat çekiyor. Ne çok söz var, ne star oyuncu. Ne vurucu sözler, hatta ne de öne çıkan bir müzik. Demek ki büyük bir sadelik içinde de çok şey anlatılabilir. Hatta neredeyse korku filmi düzeyine varan bir suç ve cinayet öyküsü bile... Yeter ki ne yapacağınızı iyi bilin. Senaryonuzu özenle yazın, kadronuzu dikkatle oluşturun. İç mekanlardan doğaya, ışıklardan müziğin dozuna herşeyi en sağlam biçimde düzenleyin. Ve işte size hatırlanacak bir film. Hep abartıya alıştırılmış seyirciyi bilmem, ama sinema yapan ya da yapmayı düşünenlere güzel bir ders...
Arka Pencere
Yönetmen Wiliam Oldroyd'un bu ilk filmi şüphesiz dikkat çekici ve parlak bir başlangıç anlamına geliyor. Özellikle dekor ve kostümlerin detaylarında kendini gösteren yapım tasarımı, dört başı mamur bir dönem filminin atmosferinde rahatça soluk amamıza müsaade ediyor. Victoria döneminde bir kadının hayatının nasıl geçtiğine dair fikir veren Katherine'in rutin hayatı, genç kadının iç sıkıntısını bizlere aktarma konusunda son derece başarılı. Katherine rolündeki Florence Pugh'nun performansı ise unutulacak gibi değil.