Hesabım
    Lanet: Uyanış
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    1,0
    Çok Kötü
    Lanet: Uyanış

    Bu cinlerin biraz kafası karışık

    Yazar: Egemen Tokatlıoğlu

    Gün geçmiyor ki yeni bir cin temalı korku filmimiz olmasın. Olmasına olsun ancak kalitenin her geçen gün daha da yere indiğini görünce insan ister istemez bu işin sonu nereye varacak diye düşünüyor. Geçen hafta vizyona giren Lanet: Uyanış ise bu sorgulamayı tekrar ettiren türden bir film. Kemal Özdemir yönetmenliğinde çekilen filmin başrollerinde İnanç Akbulut, Tuğba Dikmen, Musa Yılmaz, Mervan Tuzcuoğlu gibi isimler bulunuyor. Film üniversiteli bir arkadaş grubunun bir iddia üzerine mezarlığa girmesiyle doğaüstü bir gücü uyandırmaları ve bu kötü güçten kurtulmaya çalışmaları üzerine kuruluyor. Üstelik bu arkadaş grubundan bir kişi metafizik olaylarına karşı ilgilidir. Hatta bu nedenle çoğu zaman arkadaş grubu tarafından alay konusu olmuştur. Ve bu işin ciddiyetinin tek farkında olan kişi de kendisidir. İddia üzerine başlayan sözde eğlenceli bu oyun elbette vahim sonuçları beraberinde getirecektir.

    Film, günümüzde leblebi gibi türeyen cin temalı filmlerden bir tanesi. Ancak kalite bakımından özellikle Siccin veya Dabbe gibi başarılı serileri düşündüğümüzde türdeşlerinden oldukça uzağa düşüyor. Kurgusundan tutun da oyunculuklara kadar, hikayenin akıcılığına kadar pek çok açıdan sınıfta kalıyor. Ayrıca korkutmak görevini de layığı ile yaptığını söylemek zor. Anlamsız uzun ve durağan sekanslar, havada kalan diyaloglar, yetersiz görsel efektler ile film adeta bir lise müsameresini anımsatıyor. Film hikaye itibarı ile daha en başından zeminini sağlam oturtamıyor. Bu aksak hikayede seyirci ile uçurum her dakika artarak büyüyor. Havadan yapılan kamera çekimleri ise görsel zenginliği artırmak adına yapılmaya çalışılmış ise de zaten hali hazırda anlamsız olan bütünün sadece bir parçası oluyor.

    Hikayenin 80’ler video döneminde Amerikan korku filmlerinde merak uyandırmış “mezara girmeye cesaretin var mı” iddiası ile ortaya çıkması oldukça yavan. Gençlerin birer birer ölmesi bir yana bu cin veya varlığın bu gençlere neden musallat olduğunu bile anlayamıyorsunuz. Dahası yardım istedikleri hocalarının olayla olan bağlantısı da havada kalıyor. Geçişler çoğu zaman kafa karıştırıyor ve seyircinin kafasında bir bütüne oturtamıyor. Görsel efekt kısmına hiç değinmeye gerek yok. Örneğin sineklerin saldırı sahnesinin ancak kurgu programında bitirme ödevi olarak verilmiş bir efekt denemesinden hallice olması keşke hiç bu işe girişmeselermiş dedirtiyor. Bazı yerlerde müzik sesinin aniden artması, arkadaki konuşmaları duymaya engel olurken geçişlerde birden tüm sesin kapanması, dipsesin artması gibi rahatsız edici unsurlar ses miksajındaki teknik problemleri de öne çıkarıyor.

    Kısaca dişe dokunur bir hikayesinin olmaması bir yana neresinden tutsan elinde kalan detayları ile seyirciyi memnun etmekten çok uzak Lanet: Diriliş. Maalesef günümüzde özellikle cin temalı korku filmlerin popüleritesinden olsa gerek, her kafasına esenin korku filmi çekme işine soyunmaması gerektiğinin en bariz örneği olarak hafızalarda yer edebilir.

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top