Bu filmi sinemada izledim. Evet, neden böyle bir şey yaptığımdan pek emin olmasam da, vizyonda izlenecek başka bir film bulamadığımdan bu filme girmeye karar verdim. Ve bu filmi de ta Eylül ayında izlediğimi belirtmek isterim. Bu eleştirinin bu kadar gecikmesinin nedeniyse, bu filmin eleştiri yazılmayacak kadar kötü olduğunu düşünmem. Ama madem yazmaya başladım, gerisini de getireyim o zaman.
Beni Böyle Sev dizisindeki oyunculuğunu oldukça hoş bulduğum Bala Atabek'in başrolünde olduğu bu filmin konusu şöyle: "Bir AVM'de çalışan kız, AVM'de çalışıyor..." Bakın, açıkçası bu filmin hiçbir konusu yok. Ortada sadece komedi amaçlı öylesine yapılmış, berbat ötesi bir film var. Ve normalde bu tarz filmlerde emeğe saygı göstermeye çalışırım fakat bu filmde işler epey farklı. Tutmayın Beni, açık ara farkla bu yıl izlediğim en kötü film ve hayatımda gördüğüm en kötü filmlerden de birisi. Nedenleri de bunlar:
1-) Zayıf karakterler. Bu filmdeki karakterler ya klişe ya da felaket bir derecede sinir bozucuydu. Ana karakter Fikret'i canlandıran Bala Atabek'in oyunculuğunu çok kötü buldum, son zamanlarda bu kadar itici bir karakter görmemiştim. Fikret karakterinin yaptığı tek şey, zengin insanlara laf sokmak, AVM'de öylesine dolaşıp tembellik yapmak, gereksiz olduğu halde sırf vakit öldürmek için makyaj yapıp süslenen ve de sürekli sucuk yediğinden dolayı kilo vermeye çalışan birisi. Ve bu kadar! 110 dakika boyunca tanıyacağımız ana karakter hakkında sadece bu kadar bilgi edinebiliyoruz. İşin en kötü tarafı ne biliyor musunuz? Bu karakteri 110 dakika boyunca izlemek!
Yardımcı karakterlerse daha kötü. Fikret'in en yakın arkadaşının görevi yancı olmaktan başka bir şey değil. Diğer insanlarsa figüran zaten, öylesine durup hiçbir işe yaramayan kişiler bunlar. Bir de Hakan Eratik'in canlandırdığı yeni, aşırı ateşli AVM güvenlik müdürü var. Hiç olmazsa Fikret'in gözünde bu karakter öyle. Eratik'in canlandırdığı karakter (karakterin ismini hatırlamıyorum, zaten hatırlamaya da değmez) o kadar klişe ki, onu izlerken sıkıntıdan patlıyorsunuz. Yok efendim Fikret'in kurduğu aşk sahneleri, Eratik'in "cool" takılan adam olmaya çalışıp daha sonra da hiçbir sebep olmadan filmin kötü adamı olması (bu kısım fragmanda var zaten, spoiler konusunda endişelenmeyin, film hakkındaki düşünceleriniz değişmeyecek) ve daha bir sürü şey. Kısacası bu filmdeki karakterler berbattı!
2-) Senaryo. Dediğim gibi, bu filmin belli bir senaryosu yok bile. 110 dakika boyunca birbirinden alakasız, saçma, komik olmayan sıradan skeçler izliyorsunuz. Filmin 10'da 1'i güvenlik sahneleriyle, 5'de 3'ü Fikret'in tuvaletteki sahneleriyle (ishal şakaları, adam dövme şakaları bu sahnelerde kol geziyor zaten) ve 1.000.000'da 1'i de belli bir konu etrafında geçiyor.
Dediğim gibi, karakterler berbat, olay silsilesi klişeden ibaret, her şey sıradan ve beklenildiği gibi gerçekleşiyor. Neden böyle bir filme senaryo yazılmış, çok merak ediyorum doğrusu.
3-) Şakalar. Bir komedi filmi izlerken aradığınız ilk özellik komik olmasıdır, değil mi? Bu filmin en büyük sorunu ise, komik olmaması! 110 dakika boyunca saçma sapan diyaloglar içeren, klişe espriler izledim. İşkence gibiydi resmen.
Aslında filmin ilk 5 dakikasında olayı çözmeye başlamıştım. Film, Fikret'in koşu yapma montajı ile açılıyor (bu sahnenin filme hiçbir alakası olmadığını hepimiz biliyoruz zaten) ve birdenbire Fikret eve geldikten sonra kolu yanlışlıkla büyük annesine çarpıyor ve amanın! Büyük anne yerlerde! Fikret'in annesi ona hayat öpücüğü vermek istiyor ama nedense yapmıyor, Fikret'in yapmasını istiyor. Fikret de: "büyük annemin ağzı kokuyor, ben yapmayayım" gibi şeyler geçiştirmeye çalışıyor. Ve birdenbire her şey düzeliyor. Büyük anne Fikret'e laf sokuyor falan... Filmin 110 dakika sürdüğünü yeniden hatırlatmak istiyorum. Hayatımdan giden 110 dakika.
Filmin neredeyse tamamı da AVM'de geçiyor zaten, Fikret'in AVM'de öylesine takılışını, başka insanlara laf sokmasını, Eratik'in karakteriyle garip garip hayaller kurmasını, ishal olup tuvalete gitmesini, sürekli AVM'de dolanan teyzeyi araştırmasını (bu arada film bunu dramatik bir yere bağlamaya çalışıyor ama başarısız oluyor çünkü; a) Bunun olacağı zaten belliydi, b) Her ne kadar iyi niyetli bir sahne olsa da filmin geriye kalan 109 dakikası o kadar berbat ki, sonuç yine aynı kalıyor), müşterileri gereksiz yere germesi... Ve işin en acınası tarafı da, filmin bunu komik olduğunu düşünmesi.
4-) Süre. Hayır, böyle bir film 70 dakika falan olsa belki anlardım da, 110 dakika nedir yani?! Bu filmi bomboş bir salonda izlememe rağmen fenalık geldi içime. Her 10 dakikada bir saatimi kontrol ettim çünkü film o kadar yavaştı ki! Ama salondan ayrılmamaya çalıştım. Dediğim gibi, işkence gibiydi.
Bu filmi de neden izlediğimi bilmiyorum açıkçası. Filmin fragmanını yarıda kapatıp "bu filme gitmeyi kesinlikle düşünmüyorum" dememe rağmen iyi kalpli olduğumdan bu filme bir şans vermek istedim açıkçası. Maggie's Plan ve Sevimli Kedi İş Başında 2 facialarından sonra bu filmin birazcık daha iyi olabileceğini düşünmüştüm ama yanılmışım!
Gönül isterdi ki, bu filme şöyle bir yorum yapabileyim: "Başlarda hikaye pek içine almasa da komik karakterleri ve yaratıcı konseptiyle ortaya izlenebilir bir film çıkmış." Keşke! Ama ortaya çıkan sonuçla bu filmi bir "film" olarak adlandırmaya gönlüm el vermiyor. O kadar kötüydü maalesef. Bu yüzden bu filmi sakın boş vaktinizde veya bir arkadaş ortamında izlemeye çalışmayın, pişman olacağınıza eminim. Tutmayın Beni, kesinlikle bu yıl izlediğim en kötü film ve hayatımda gördüğüm en berbat filmlerden birisi maalesef. Hayatınızın 110 dakikasını ayırmaya bile değmez. Lütfen izlemeyin.
Not: Bu arada filmin müziklerinden de nefret ettim aslında. Film boyunca her saniye bir hareketlilik olunca ortaya bir darbuka müziği gidip aynı ritmde tekrar ve tekrar ilerliyor. Gerçi AVM'deki teyzeyle olan bir nevi dramatik sınıfına sokabileceğimiz sahnede bir keman müziği giriyor aslında (bunu tahmin etmeyen yoktur zaten) ama bu hiçbir şeyi değiştirmiyor yine de. Filmim müzikleri bu filmi iyice çekilmez hale getiren etmenlerden birisi.
FİLMİN KÖTÜ YANLARI:
- Kötü oyunculuklar.
- Belli bir senaryonun (!) olmaması.
- 110 dakikalık upuzun süresi.
- Klişe senaryo, tahmin edilebilir sahneler.
- Zayıf espri anlayışı.
- Filmin müzikleri.
TOPLAM PUAN: 0/10