Her dergi ve gazetenin puanlama sistemi farklı olduğu için, Beyazperde, puanları 0.5 - 5 yıldız üzerinden, kendi barometresine göre vermiştir.
Basın Eleştirisi
Habertürk
Yazar: Mehmet Açar
Taşra polisi Howell (Bruce Willis) ile Will’in geçmişteki meselesinin gereksiz, zorlama bir yan hikâye olması, filmin sorunlarından biri. Will’in bir ana karakter olarak ciddi bir değişim yaşamaması, kendisiyle yüzleşmemesi de filmi yavanlaştırı- yor. Will, çocuğunu kurtarmak için elinden geleni yapan özverili bir baba olmanın ötesine geçemiyor. Bir finansçı olarak ormanda çok başarılı olması, bir anda sıkı bir aksiyon kahramanına dönüşmesi ise pek inandırıcı değil...‘İlk Kurşun’ senaryosundaki iyi yanları öne çıkaramasa da gerilim ve tempo konusunda seyirciyi sürüklemesini bilen bir film. Gerilim ağırlıklı macera filmlerini sevenler için iyi bir seçim olabilir.
Eleştirinin tamamı için: Habertürk
Hurriyet
Yazar: Uğur Vardan
Steven C. Miller’ın yönettiği ‘İlk Kurşun’, zorlama bir senaryonun kurbanı olmuş. Bu tabloda performanslar da, filmin vasatlığının bir başka yansıması olmuş. Ana karakterlerden Will’de Hayden Christensen’i (nam-ı diğer Anakin Skywalker), yerel şerif Howell’de Bruce Willis’i (o da ‘Die Hard’ın John McLane’i) izliyoruz; lakin ikisi de bazı sahnelerde amatör ötesi bir görüntü veriyorlar... Filmin en güzel yanı ise minik Danny’yle soyguncu Levi arasındaki samimi bir şekilde ilerleyen dostluktu.Toparlarsak taşranın kendine ait sınırları içinde sistem dışına taşan polisler, erkeklik taslayan ve oğluna da benzer bir aşıyı yapmak için harekete geçen ‘şehirli züppe’ derken, aslında belki de Peckinpah klasiği ‘Straw Dogs’a da selam gönderme çabasında olan ama nihayetinde sığ sulardan bir türlü kurtulamayan bir film karşımızdaki.
Eleştirinin tamamı için: Hurriyet
Arka Pencere
Yazar: Cumhur Canbazoğlu
Aslında, aksiyonun ve avantürün olmazsa olmazı kavga, dövüş, silah, takip sahneleri, her şey "İlk Kurşun"da fazlasıyla mevcut , ama özgünlük sıfır ve de karakterler çok düz, yapay, soğuk. Görüntü, müzik, oyunculuk da hiç işlemiyor. Ayrıca, çocuğu büyüklerin çekişmesine, maceranın içine monte edebilme derdi, tempoya ve kurguya öyle darbeler vuruyor ki, film bir türlü toparlanamadan bitip gidiyor.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.
Habertürk
Taşra polisi Howell (Bruce Willis) ile Will’in geçmişteki meselesinin gereksiz, zorlama bir yan hikâye olması, filmin sorunlarından biri. Will’in bir ana karakter olarak ciddi bir değişim yaşamaması, kendisiyle yüzleşmemesi de filmi yavanlaştırı- yor. Will, çocuğunu kurtarmak için elinden geleni yapan özverili bir baba olmanın ötesine geçemiyor. Bir finansçı olarak ormanda çok başarılı olması, bir anda sıkı bir aksiyon kahramanına dönüşmesi ise pek inandırıcı değil...‘İlk Kurşun’ senaryosundaki iyi yanları öne çıkaramasa da gerilim ve tempo konusunda seyirciyi sürüklemesini bilen bir film. Gerilim ağırlıklı macera filmlerini sevenler için iyi bir seçim olabilir.
Hurriyet
Steven C. Miller’ın yönettiği ‘İlk Kurşun’, zorlama bir senaryonun kurbanı olmuş. Bu tabloda performanslar da, filmin vasatlığının bir başka yansıması olmuş. Ana karakterlerden Will’de Hayden Christensen’i (nam-ı diğer Anakin Skywalker), yerel şerif Howell’de Bruce Willis’i (o da ‘Die Hard’ın John McLane’i) izliyoruz; lakin ikisi de bazı sahnelerde amatör ötesi bir görüntü veriyorlar... Filmin en güzel yanı ise minik Danny’yle soyguncu Levi arasındaki samimi bir şekilde ilerleyen dostluktu.Toparlarsak taşranın kendine ait sınırları içinde sistem dışına taşan polisler, erkeklik taslayan ve oğluna da benzer bir aşıyı yapmak için harekete geçen ‘şehirli züppe’ derken, aslında belki de Peckinpah klasiği ‘Straw Dogs’a da selam gönderme çabasında olan ama nihayetinde sığ sulardan bir türlü kurtulamayan bir film karşımızdaki.
Arka Pencere
Aslında, aksiyonun ve avantürün olmazsa olmazı kavga, dövüş, silah, takip sahneleri, her şey "İlk Kurşun"da fazlasıyla mevcut , ama özgünlük sıfır ve de karakterler çok düz, yapay, soğuk. Görüntü, müzik, oyunculuk da hiç işlemiyor. Ayrıca, çocuğu büyüklerin çekişmesine, maceranın içine monte edebilme derdi, tempoya ve kurguya öyle darbeler vuruyor ki, film bir türlü toparlanamadan bitip gidiyor.