Hesabım
    Lanetli Ev
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    2,5
    Geçer
    Lanetli Ev

    Bu lanete sebep aranmaz...

    Yazar: Egemen Tokatlıoğlu

    Yönetmenliğini daha çok kısa filmler çekmiş ve işin mutfak kısmında emek vermiş olan Aaron Keeling ve Austin Keeling’in üstlendiği Lanetli Ev geçtiğimiz hafta vizyona girdi. Film korku sinemasının alt türlerinden “Haunted House” dediğimiz yani doğaüstü varlıklar tarafından ele geçirilmiş, perili ev örneklerinden birisi.

    Evli bir çift olan Jeniffer ve Luke, Chicago gibi büyük bir yerden küçük bir kasabaya taşınırlar. Jeniffer hamiledir ve psikolojik sorunlar yaşamıştır. Daha önce bebeğini düşürmeye de çalışan Jeniffer ve eşi Luke için bu yeni kasaba yeni bir başlangıç olacaktır. Ancak bu küçük kasabada aldıkları yeni evde Jeniffer doğaüstü bir güç tarafından tehdit edilmeye başlar. Sadece Jeniffer’ın tanık olduğu olaylara ne kocası Luke ne de annesi inanır ve bu olayları onun psikolojik sorunlu geçmişine bağlarlar. Çaresiz kalan Jennifer ise ne olursa olsun kendisini ve bebeğini tehdit eden bu doğaüstü güç ile yüzleşecektir.

    Ele geçirilmiş ev hikayesini konu edinen filmler 1963 yılında çekilen korku kültü Perili Ev (Tha Haunting, 1963)’den tutun da Dehşet Sokağı (The Amityville Horror, 1979), Kötü Ruh (Poltergeist, 1982), Diğerleri (The Others, 2001)’ne, yakın dönemde Ölüm Alfabesi, Korku Seansı gibi pek çok kaliteli örneklerle karşımıza çıkmış, oldukça da sevilen bir alt türdür. Ancak malumunuz neredeyse hemen her yıl en az 2-3 yapımla karşımıza çıkan bu türün her daim iyi örnekler verdiğini söylemek zor. Birbirinden kopya senaryolar, inandırıcılıktan uzak amatör oyunculuklar ile ortaya yeni hiçbir şey koymayan, sadece ticari açıdan “bu tutar” mantığı ile çekilen filmler seyircileri de bezdiriyor. Bu kısır döngüyü kırabilen yapımlar zaten hem gişeden hem seyirciden hem de eleştirmenlerce yüz güldüren sonuçlar alıyorlar. Lanetli Ev ise güzel bir giriş yapmasına rağmen senaryodaki aksaklıklar ve bazı soruları cevaplamayarak sözde gizem yaratma uğruna başarı potansiyeli olan bir filmi heba ediyor.

    Perili evin geçmişine dair herhangi bir ipucu yakalayamayan Jeniffer’ın içine düştüğü dehşet dolu sekanslar oldukça gerçekçi ve çok başarılı kotarılmış. Hatta öyle ki filmin çoğu yerinde festivalde bağımsız özgün bir yapım izliyormuşsunuz hissi uyandırıyor. Jeniffer karakterini canlandıran Emily Goss başarılı performansı ile filmi öyle bir sırtlıyor ki, onun hatırına filmin kusurlarını bir nebze görmezden gelebiliyorsunuz.

    Ancak ikinci yarıda düşen tempo, sürekli peşindeki varlığı anlamlandırma çabası sıkmaya başlıyor. Nihayetinde seyirci, bunu Jeniffer kendi mi uyduruyor yoksa gerçekten doğaüstü bir varlık var mı derken anlamsız ve havada kalan finali ile tatmin olmadan salondan ayrılıyor.

    Şayet tatmin eden bir final ile zemini daha iyi oturtulmuş bir film olsaymış Lanetli Ev, tür içerisinde kaliteli yapımlar arasında yerini alabilirmiş. Fakat maalesef son dönemde çekilmiş Ruhlar Bölgesi, Ölüm Alfabesi gibi kaliteli yapımların çıtayı yukarılara taşıması ile Lanetli Ev gibi örneklerinin yanında yavan kalan yapımlar hafızalardan silinip gidiyor.

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top