Amerikan Sapığı eleştirileri

Senaryosunu da, Bret Easton Ellis'ın aynı isimli romanından (1991) Guinevere Turner ile beraber uyarlayarak yazan Mary Harron'un yönetmen koltuğunda oturduğu “American Psycho”; rekabetin acımasızca yapıldığı Wall Street merkezli kapitalizme yönelik "kara mizah" unsurları da içeren ciddi bir eleştiriyi de bünyesinde barındıran psikolojik bir gerilim olarak geliyor karşımıza...

Gelin isterseniz, 7 milyon dolarlık oldukça mütevazı bir bütçeyle çekilerek; Patrick Bateman karakterini canlandıran Christian Bale'in performansının yanı sıra David Bowie, The Cure, Huey Lewis and the News, Chris de Burgh, Simply Red, Genesis, Phil Collins ve Depeche Mode gibi 1980'li yıllarda insanları etkileri altına almayı becermekte zorlanmayan müzisyenlerin ürettiği sıra dışı şarkıların aralarında yer aldığı "soundtrack"in damgasını vurduğu bu filme biraz daha yakından bakalım...

Yıl 1987 ve New York'tayız...

Pierce & Pierce (PNP) Birleşme ve Satın Almalar yatırım şirketinin Başkan Yardımcılarından Patrick Bateman'ın, arkadaşları Timothy Bryce (Justin Theroux), Craig McDermott (Josh Lucas) ve David Van Patten (Bill Sage) ile takılarak lafladıkları; dört kişi için 570 dolar hesap ödenen restoranın diğer ucundaki Paul Allen (Jared Leto), hemen dikkatlerini çeker...

Aslında saydığımız bu isimlerin tamamı, aynen Bateman gibi Pierce & Pierce'ın Başkan Yardımcılarıdır...

Neyse...

Ardından da sadece nakit paranın geçerli olduğu ve bir duble viski için 25 doların ödendiği bir bara gider üst düzey beyaz yakalıların oluşturduğu bu ekip...

***

Yirmi yedi yaşındaki Harvard işletme mezunu Bateman, dengeli beslenirken sabah sporlarını da asla ihmal etmemektedir...

Her biri itinayla seçilmiş çok özel jel, losyon, maske, krem ve nemlendiriciler ile Bateman'ın cildine uyguladığı bakım ise bambaşkadır...

Zira o kendini, diğer tüm fanilerden farklı bir yer de konumlandırmaktadır...

***

İşyerinde, asistanı Jean'in (Chloë Sevigny) giydiği kıyafetlerin detaylarına karışarak müdahaleler de bulunan Bateman; nişanlısı Evelyn Williams (Reese Witherspoon) ile beraberken, onun söyledikleri yerine kafasındaki kulaklık ile müzik dinlemeyi tercih etmektedir...

Bateman aynı zamanda nişanlısının, arkadaşlarından Timothy ile ilişkisi olduğunu da düşünmektedir...

Ki, kendisinin de; Timothy'nin arkadaşlarından Luis Carruthers'in (Matt Ross) nişanlısı olan Courtney Rawlinson (Samantha Mathis) ile yakın alakası bulunması sebebiyle buna pek aldırmamaktadır...

***

Evinde porno DVD kasetleri izleyen Bateman; Courtney'i, kentin pahalı restoranlarından Dorsia'ya davet ederek kendisiyle çıkmaya ikna etmiştir...

Ancak aynı gün içerisinde rezervasyon yaptırarak Dorsia'da yer bulmak, asla mümkün değildir...

Olsun...

Zaten sürekli sinir ilaçları kullanması nedeniyle bir türlü ayık gezemeyen Courtney, gittikleri restoranın Dorsia değil de Barcadia olduğunu anlayamayacaktır bile...

Halbuki Paul Allen, istediği an Dorsia'da yer ayırtabilmektedir...

***

Şirketteki bir toplantı esnasında Patrick Bateman, David Van Patten, Timoty Bryce ve bir başkasıyla karıştırdığı için Bateman'a Marcus diye hitap eden Paul Allen'ın; matbaalarda yeni bastırdıkları kartvizitlerini yarıştırırlar...

Herkes, Paul'ün kartının muhteşemliği üzerinde mutabık kalınca da öfkelenerek terleyen Bateman iş çıkışında; sokaklarda yatmakta olan bir evsizi (Reg E. Cathey), bıçaklayarak öldürürken zavallı adamın köpeğini de, tekmeleyerek etkisiz hale getirir...

***

Şirketin Noel partisinde karşılaştığı ve kendisine yine Marcus diyerek seslenen "için için kıskandığı" Paul'ü Bateman, seçtiği bir restoranda akşam yemeğine davet eder...

Ardından da onu, baltayla parçalayarak öldüreceği evine götürür...

Ama hem restoranda hem de evde iyice içerek sarhoş olmasını sağlayarak...

Sonrasında da...

Cebinden aldığı anahtarlar ile Paul'ün dairesine giren Bateman; onun gardırop ve çekmecelerindeki kıyafetlerden oluşan bir bavul hazırlayarak, ortadan kayboluşuna, seyahate çıkmış süsü verir...

Bunla da yetinmeyen Bateman; Paul'ün telefonun telesekreterine, "Bir kaç günlüğüne Londra'da olacağım Meredith" şeklinde bir mesaj da bırakır...

Derken...

Çok geçmez ve kendisini, Paul Allen'ın ortadan kayboluşunu araştırmak üzere sevgilisi Meredith Powell'ın tuttuğu özel dedektif Donald Kimball (Willem Dafoe) ziyarete gelir...

Dakika 34...

Geride sizleri, "ters köşe" sürpriz bir finale de sahip olan 68 dakikalık oldukça kanlı bir bölüm daha bekliyor olacak...

Bitirmeden:

Daha şimdiden "kült filmler" kategorisine girmiş olan vakti zamanında vizyona girdiği yıl sinema salonunda seyrettiğimiz bu filmdeki; evine getirterek üçlü seks yaptığı ve birine Sabrina (Krista Sutton) diğerine de Christie (Cara Seymour) adını taktığı iki hayat kadını ile Phil Collins'in "No Jacket Required" (1985) albümü ve genel müzik kariyeri üzerine yapılan söyleşiyi özenle izlemelerini önereceğiz...

Keyifli seyirler,

Bir sinemasever olarak bu filmi değerlendirmem gerekirse, anlatmak istediğini anlatmaya çalışırken bocalamış, neyin ne olduğu anlaşılmayan, çelişkili, başarısız, zaman kaybı bir filmdir.

gereksiz bi filmm:(korkunc dııl urkutucu dııl sıradan zaman kaybı sadecee:(

Bi kült film olarak çok iyi iş çıkarmış ve kesinlikle mükemmel o sırada filmi izlemeyen ben sadece editlerini izledim BRUH

film vasatın bile altında:( bazı filmlerde oyunculuk bile yetmiyor ki bu da onlardan biri:(

christian bale yi severim bu filmi benim içimi karartı.film bilindik seri katil filmlerinin ötesine geçemiyor.ama belki christian bale için izlenilebilir.iyi seyirler.

valla ben filmi ilzeidkten sonra biraz korkuyoa kapıldım açıkçası..ki geçen duyduğum bi habeden sonra bayağı etkilendim.Komşumuzun eniştesi bir gün yolda giderken baltalı bi adamın saldırısına uğradı az daha ölüyodu..yaw adamın baltayla saldırma şeklide aynen balenin filmdeki öldürme şekline benziyo durup duruken yolda saldırmış baltayla arkada sanırım 3 kere vurmuş ama bizim enişte bey ölmedkten dönmüş:)al üstüne bu filmi izleyince insan korkmuyoda değil hani düşünsenize sokakta giderken arkanızdan yaklaşan bi adam baltayla kafanıza vuruyo:)..her neyse fime dönelim..film öncelike birbirlerine caka satma peşinde olan bir sürü salakla dolu ama en öenmli ayrıntı bale kendisinde daha üstün bi adamı görünce yüzün aldığı ifade ve kıskançlık duygusu valla çok ii oyuncu filmdeki performansı çok ii film normal bi film ama performansı için bile izlenir.güzeldi..ne diyim filmdeki bale bayağı ürkütücü idi şizofren desen değil tam bi akıl hastası..ve sapık.ayrıca filmin sonunda bunları sadece zhninde canlandırdığını ve hayal ettiğini görünce şaşırdım.ama bi yerde kahramanımıza hak veriyorum etrafındaki o caka meraklıları öldürülmeye değmezdi ama şöyle eşşek sudan gelinceye kadar ii bi dayağı hakk ediyolardı:)filmdeki tek rahatsız edici unsur cinselliğini taa gözümün ferine kadar sokulmasıydı film boyunca bi tek ondan rahatsız oldum onlar olmasaydı film daha güzel olurdu..ama onlara rağmen ben yinede beğendim.bbu arada balenin filmdeki tipide tip hani:)çok karizmaydı .. izleyin bence.

Bu film kötü bir film değil ama en büyük şanssızlığı Christian Bale'in oyunculuğunun gölgesinde kalıyor oluşu.Gerçekten sinema tarihine geçecek (hatta geçmiş) bir performans.Oynadığı iş adamı rolü bir yandan da Batman serisindeki Bruce Wayne'in bir çeşitlemesi (ya da tam tersi).Kan görmeye dayanamayanların izlemeden önce durup bir düşünmesi lazım.

Patrick Bateman Wall Streette çalışan zengin bir işadamı ...
Dış görünümüne, giyimine herşeyine özen gösteriyor ...
Tüketim toplumunun esiri olmuş ...
Dışarıdan bakıldığında dört dörtlük bir adam ...
Ama yaptıklarına bakılırsa hiç de öyle değil ...
Demek ki, insanları dış görünümüne göre değerlendirmemek gerekir ...
İnsanları tanımak, davranışları ve fikirlerine göre değerlendirmek gerekir ...
Mevlana'nın dediği gibi;
- Ne insanlar gördüm üzerinde elbise yok, ne elbiseler gördüm içinde insan yok ...
İnsanoğlundaki bu hırs yine insanoğlunun kendisini yok edecektir ...
Cristian Bale rolünün hakkını vermiş ... İzlenmesi gereken bir film ...

Sonundaki ters köşe olmasa yok olup gidecek bi film olurmuş ama fünali kurtardı. Filmde dehşet vahşet sahneleri falan beklemeyin öyle bi film değil amaçsız bi film ama idare eder fena değil

Bu filmde C.Bale haricinde, herşey (çekimler,senaryo vs.) amatorce geldi bana..10/6

Filmde konu bütünlüğü çok zayıf . Film sürekli anlamsız manevralar yaparak , asıl konusundan da uzaklaşıyor . Sonu ise 'aa geç oldu hadi bitirelim' havasındaydı :) . Değindiği birçok yer sonuçlanmadan adeta 'şak' diye bitiyor film :) .
Chiristian Bale in inanılmaz performansı filmin tek büyük artısı :) .

Daha iyi olabilirdi diyor insan film bitince . 10/7 ...

Bret Eiston Ellisin sevdiğim bir romanıydı, senaryoda küçük eksiklikler olmuş ama yinede ilgi çekici bir film olmuş. Kitaptaki ağır gerilim, şok edici olaylar hepsi filmde yok.

Pek parlak bir roman uyarlaması olmamasına rağmen muhteşem Hollywood kariyeri bu yapımla başlayan Christian Bale ve müthiş performansı için izlenmeye değer.7/10

Balein oyunculuğu her zamanki gibi iyi. ama filmde senaryo pek de orjinal değil. sıkılmıyorsunuz ama bu film daha nereye gidebilir ki diyorsunuz. sonu da hiç tatmin edici değil. ben beklediğimi bulamadım.