En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
rudeonerudeone
Takipçi
1.698 değerlendirmeler
Takip Et!
3,0
28 Mart 2020 tarihinde eklendi
"Tree of Life"ın dağ köyü hali diyebileceğimiz sinematografiye gerçek bir yaşam öyküsü ekleniyor. Belirli sorgulamalara giren film bir noktadan sonra artık maalesef bayıyor. Kuşkusuz çok önemli bir olay fakat inandırıcılık bir yerden sonra zayıflıyor ve ana karakterlere gerçekten antipati duymaya başlıyorsunuz. Oyunculuklar da kimi zaman son derece abartılı. Fakat spiritüel çekimler ve atmosfer, bir şekilde bu üç saatlik yapımı bitirmenize yardımcı oluyor.
Hayat basit. Anne, eş, çocuklar, komşular... Üç nesil bir arada, toprakla beraber. Çiftlik hayvanlarıyla beraber. Toprağı hazırlamak, ekmek, hayvanlara bakmak ve kalan zamanda aileye ve diğerlerine zaman ayırmak. Hayat basit ve huzurlu. Her türlü beladan sonsuza kadar uzak gibi...
Her şey huzur içerisinde... Kimsenin paylaşamadığı dünya için verilen topyekun bir savaşa kadar. Anlamsızlığın ortasında kalanların karar vermesini gerektiren savaş... Tarafsız kalmanın son derece zor olduğu bir durum. Tüm insanlığın ve geçmişin çatışmalarının sonucunda delice dönmüş canavar. Ne insan, ne hayvan ne köy ne şehir tanıyan... Erkekleri öldürmeye zorlayan. Kadınları yalnız bırakan. Ağlamayı sıradanlaştıran, utanmayı sürgüne gönderen.
“Bizler bir nefes gibiyiz. Sönüp giden bir gölge gibi...”
Askerler seçtikleri tarafta diğerlerini öldürmek durumunda. Bir yanda yaşadıkları topluma uyum sağlayıp hayatta kalmak, diğer tarafta isyan edip kendini, aileni tehlikeye atmak. Komşuların sustuğu, kilisenin sustuğu bir ortamda, özgür irade ne kadar özgür olabilir? Kimin neye hakkı kalmış olabilir?..
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.