Her dergi ve gazetenin puanlama sistemi farklı olduğu için, Beyazperde, puanları 0.5 - 5 yıldız üzerinden, kendi barometresine göre vermiştir.
Basın Eleştirisi
Hurriyet
Yazar: Uğur Vardan
‘Dönme Dolap’a geri dönersek, ben kurulan atmosferi, büyük usta Vittorio Stararo’nun ışık oyunlarına dayalı enfes görüntü çalışmasını çok beğendim. Keza Kate Winslet’in (Ginny) öykünün bir yerinde ‘tirat’ tadı taşıyan, artı Zeki Demirkubuz karakterlerine ve ruhuna selam gönderen sahnelerinin de altını çizmek isterim. Winslet özellikle bu bölümde çok iyi ama asıl olarak, sanki uzun bir uykudan kalkmış ve eski günlerine dönmüş izlenimi veren Jim Belushi (Humpty) enfes oynuyor. Justin Timberlake (Mickey) ve Juno Temple (Carolina) da gayet iyiler. Sonuç? İyi çekilmiş, dramı yüksek, iniş çıkışları dengeli, hafif tiyatro oyunu tadında bir film ‘Dönme Dolap’. Mizahı da var ama Woody Allen filmografisi içinde nispeten ‘ağırbaşlı’ yapımlar kategorisine daha yakın duruyor.
Eleştirinin tamamı için: Hurriyet
Habertürk
Yazar: Mehmet Açar
82 yaşındaki Allen, önceki filmi “Cafe Society”de olduğu gibi görsel atmosferi yine titiz bir çabayla oluşturmuş. Oyunculuğu öne çıkaran uzun planlardan da vazgeçmemiş. “Dönme Dolap”, O'Neill, Williams gibi oyun yazarlarına selam çakması ve Vittorio Storaro'nun görüntüleriyle sevdiğim bir film oldu. Ne var ki, finali itibarıyla üzerimde bir “Suçlar ve Kabahatler” (Crimes and Misdemeanors) kadar derin etki bırakamadığını, Ginny'nin de “Mavi Yasemin”deki Jasmine kadar çarpıcı bir karakter olmadığını söylemek zorundayım.
Eleştirinin tamamı için: Habertürk
Sözcü
Yazar: Burak Göral
Bu hikayeyi bir tiyatro oyunu gibi tasarlamış sanki Allen. Ama tümüyle iç mekanlara da hapsolmamış. 1950'lerin Coney Island'ını inanılmaz ustalıkta bir sanat yönetimiyle daha ilk sahneden son kareye kadar mükemmelen tasarlayan yönetmen, iç mekanlarda da ustaların ustası görüntü yönetmeni Vittorio Storaro'nun ders niteliğindeki ışık kullanımından büyük destek alarak gerekleştirmiş. Bu sahnelerde günışığının karakterlerin ruh hallerine göre aynı sahne içinde bile değişim göstermesi müthiş bir seyir keyfi veriyor. Bir Woody Allen filminde ilk kez karakterleri belli oranda bir kenara bırakıp görsel olarak kusursuz yaratılmış atmosfere teslim oluyorsunuz.
Eleştirinin tamamı için: Sözcü
Milliyet
Yazar: Nil Kural
1950’ler atmosferini arkasına alan ancak Allen’ın sürekli işlediği ilişki çıkmazları, insan doğasının karmaşıklığının yanı sıra döneme dair söyleyecek sözü olmayan film, yönetmenin önemli yapıtları arasında değil. Allen hakkındaki iddiaların filmlerinin üzerine gölge düşürdüğü bir dönemde izleyici karşısına çıkan filmde, Ginny karakterinin iniş çıkışlarını, ortaya konan nevrotik tabloyu ve genç Carolina’ya biçilen masum rolünü de tarafsız düşünmek pek mümkün değil. Filmin en dikkat çekici yönü bir kez daha başarılı oyuncularından aldığı performanslar olarak düşünülebilir.
Eleştirinin tamamı için: Milliyet
Birgün
Yazar: Cüneyt Cebenoyan
Sanki Allen, dünya aleme “benim yaşadıklarım çok normal şeyler” demek için film çekiyor. Ama o bunu ne kadar açık bir şekilde söylerse o kadar da çok tepki çekiyor. “Dönme Dolap”ın en çok eleştirildiği yer de gerçekle bu benzerliği oldu. Taciz olaylarının sinema dünyasını salladığı bu günlerde, kimsenin Allen’ın baba-kız aşklarını normalleştirmeye çalışmasını çekecek hali yok. Oyuncular içinde Winslet’e övgüler düzenler oldu. Beni oyuncuların hiçbirisi çok etkilemedi. Yine de görüntü yönetmeni Vittorio Storarro’nun özenli çalışması filmi belirli bir seviyede tutuyor.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.
Hurriyet
‘Dönme Dolap’a geri dönersek, ben kurulan atmosferi, büyük usta Vittorio Stararo’nun ışık oyunlarına dayalı enfes görüntü çalışmasını çok beğendim. Keza Kate Winslet’in (Ginny) öykünün bir yerinde ‘tirat’ tadı taşıyan, artı Zeki Demirkubuz karakterlerine ve ruhuna selam gönderen sahnelerinin de altını çizmek isterim. Winslet özellikle bu bölümde çok iyi ama asıl olarak, sanki uzun bir uykudan kalkmış ve eski günlerine dönmüş izlenimi veren Jim Belushi (Humpty) enfes oynuyor. Justin Timberlake (Mickey) ve Juno Temple (Carolina) da gayet iyiler. Sonuç? İyi çekilmiş, dramı yüksek, iniş çıkışları dengeli, hafif tiyatro oyunu tadında bir film ‘Dönme Dolap’. Mizahı da var ama Woody Allen filmografisi içinde nispeten ‘ağırbaşlı’ yapımlar kategorisine daha yakın duruyor.
Habertürk
82 yaşındaki Allen, önceki filmi “Cafe Society”de olduğu gibi görsel atmosferi yine titiz bir çabayla oluşturmuş. Oyunculuğu öne çıkaran uzun planlardan da vazgeçmemiş. “Dönme Dolap”, O'Neill, Williams gibi oyun yazarlarına selam çakması ve Vittorio Storaro'nun görüntüleriyle sevdiğim bir film oldu. Ne var ki, finali itibarıyla üzerimde bir “Suçlar ve Kabahatler” (Crimes and Misdemeanors) kadar derin etki bırakamadığını, Ginny'nin de “Mavi Yasemin”deki Jasmine kadar çarpıcı bir karakter olmadığını söylemek zorundayım.
Sözcü
Bu hikayeyi bir tiyatro oyunu gibi tasarlamış sanki Allen. Ama tümüyle iç mekanlara da hapsolmamış. 1950'lerin Coney Island'ını inanılmaz ustalıkta bir sanat yönetimiyle daha ilk sahneden son kareye kadar mükemmelen tasarlayan yönetmen, iç mekanlarda da ustaların ustası görüntü yönetmeni Vittorio Storaro'nun ders niteliğindeki ışık kullanımından büyük destek alarak gerekleştirmiş. Bu sahnelerde günışığının karakterlerin ruh hallerine göre aynı sahne içinde bile değişim göstermesi müthiş bir seyir keyfi veriyor. Bir Woody Allen filminde ilk kez karakterleri belli oranda bir kenara bırakıp görsel olarak kusursuz yaratılmış atmosfere teslim oluyorsunuz.
Milliyet
1950’ler atmosferini arkasına alan ancak Allen’ın sürekli işlediği ilişki çıkmazları, insan doğasının karmaşıklığının yanı sıra döneme dair söyleyecek sözü olmayan film, yönetmenin önemli yapıtları arasında değil. Allen hakkındaki iddiaların filmlerinin üzerine gölge düşürdüğü bir dönemde izleyici karşısına çıkan filmde, Ginny karakterinin iniş çıkışlarını, ortaya konan nevrotik tabloyu ve genç Carolina’ya biçilen masum rolünü de tarafsız düşünmek pek mümkün değil. Filmin en dikkat çekici yönü bir kez daha başarılı oyuncularından aldığı performanslar olarak düşünülebilir.
Birgün
Sanki Allen, dünya aleme “benim yaşadıklarım çok normal şeyler” demek için film çekiyor. Ama o bunu ne kadar açık bir şekilde söylerse o kadar da çok tepki çekiyor. “Dönme Dolap”ın en çok eleştirildiği yer de gerçekle bu benzerliği oldu. Taciz olaylarının sinema dünyasını salladığı bu günlerde, kimsenin Allen’ın baba-kız aşklarını normalleştirmeye çalışmasını çekecek hali yok. Oyuncular içinde Winslet’e övgüler düzenler oldu. Beni oyuncuların hiçbirisi çok etkilemedi. Yine de görüntü yönetmeni Vittorio Storarro’nun özenli çalışması filmi belirli bir seviyede tutuyor.