Hesabım
    Dehşetin Yüzü
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    2,5
    Geçer
    Dehşetin Yüzü

    Bir evren yarattım, içine de gezegen doldurdum!

    Yazar: Burçin Aygün

    Korku sinemasının en azından bir kesim için modern Wes Craven’ı olan James Wan, 2013 tarihli Korku Seansı sayesinde yepyeni bir akımın önünü açtı. Gerçekte yaşanmış korkutucu tecrübeler üzerinden anlattığı hikayeler ile ilerleyen Wan, Ed ve Lorraine Warren’ın doğaüstü ile savaşını paylaşarak işe başlamıştı. Bilinmeyen güçler tarafından tehdit edildiğini söyleyen kişilerle yaşadıkları, gazetelere bile konu olan karı koca, böylece bizlerin de hayatının bir köşesine yerleşmiş oldu. Testere filmiyle ilk çıkışını yapan yönetmen, bu ikilinin macerasını anlatarak açtığı yeni korku yolunda stüdyoları da mutlu etti.

    Ruhlar Bölgesi, Ruhlar Bölgesi Bölüm 2’nin ardından gelen Korku Seansı, bir yandan dayandığı göreceli gerçeklik, diğer yandan sağlam oyuncular ve kaliteli bir teknik ekip sayesinde bir evrene dönüştü. 2016’da gelen ve ilk bölümden de güçlü bir film olan Korku Seansı 2 ise sıradaki karanlık masalların işaret fişeği oldu. Nitekim yine gerçek bir Warren olayından alınan şeytani bebek Annabelle hikayeleri, bahsini ettiğimiz evrenin gezegenleri arasında yerini aldı. İngiltere’de geçen ikinci seansın en korkutucu sürprizi, İblis Rahibe de bu sonbahar aylarının taze gezegeni.

    Malum rahibenin filmine yönetmen olarak seçilen isim, evli, mutlu ve yeni çocuklu bir ailenin, İrlanda kırsallarında yaşadığı folklorik dehşeti anlattığı filmi The Hallow ile tanınan Corin Hardy. Bir aile babasının, yeni doğan bebeği için verdiği, rahatsız edici ve çok karanlık bir direnişi aktaran, bunda da hedefine ulaşan isim, Dehşetin Yüzü’nün ardında duruyor. Hem artılarıyla, hem de bolca eksisi ile.

    Seansın ikincisinde ruh halimizi daha beter bozan iblis Valak; görünen yüzü ile Rahibe kimdir, nedir, saklandığı bu suretin bir nedeni var mı ve diğer pek çok sorunun yanıtı için gideceğimiz film Dehşetin Yüzü. Süper kahraman filmleri misali, her yıl şaşırtmayı amaçlayan, bir yanda da genişlemeyi hedefleyen dehşetler bütünü. Farklı inanç ve kültürlere ait bir öğe olsa da, şimdiye kadar masum ve genellikle yaşını başını almış sevimli kadınlar olarak tanıdığımız rahibeleri ters düz edip, cennet yerine cehennemi simgeleyen bir figür yapan bu evrenin en güncel hikayesi ise şöyle: Romanya, sene 1952. Kent yaşantısından uzakta, oldukça eski bir manastır ve burada yaşayan rahibelerden birinin intiharı ile şok yaşayan diğer din insanları. Katolik Kilisesi’nin yolladığı, intiharın ardında ne var sorusuna cevap bulmak için gelen Rahip Burke (Demian Bichir) ve kendini Tanrı’ya adamaya karar vermiş, yemin etmeyi bekleyen genç Irene (Taissa Farmiga). Sadece varlığıyla bile insanı geren, çıkıp temiz hava alma ihtiyacı getiren manastırdaki iblis Valak (Bonnie Aarons).

    Büyük bir merakla beklediğimiz Dehşetin Yüzü’nün konusu (ne yazık ki) bu satırlarla sınırlı kalmış. Senaryo yazarı Gary Dauberman, standart bir sahne kurup, üstüne de çok boyutlu olmayan karakterleri serpiştirmiş. Keza gizemi arttırmak ve Korku Seansı evrenine dair daha çok detay maksadıyla iyice eskilere taşımış bizi. Yönetmen Corin Hardy de bu geleneği devam ettirerek, muazzam bir işçilikle filmini tamamlamış ancak aynen Dauberman gibi kahramanlarının üzerine eğilmemiş. Ana hikaye Rahip Burke, Irene ve yolculuğun nefeslenme özelliğini taşıyan Frenchie (Jonas Bloquet) etrafında dönüyor diyebiliriz. Manastırın sırları ortaya çıkmasın diye önüne çıkan herkesi avlayan, sürekli karanlık köşelerde bekleyip, dostlarımızın üstüne atlamayı bekleyen Valak, ürkütücü koridorlar, salondayken tek başına bile germeyi başaran ses efektleri ve bolca jump scare girişimi. Tahmin edeceğiniz gibi zıplayıp duran, Mulholland Çıkmazı’ndaki Evsiz rolüyle yüreğimizi ağzımıza getiren Bonnie Aarons. Namı değer İblis Rahibe Valak!

    Açıkçası bu film, ben ve nice korku severin büyük bir merakla beklediği, bir yandan da beklemesek daha mı iyi dediğimiz bir projeydi. Netice ise ne tam bir hayal kırıklığı oldu, ne de korkudan nefessiz bırakacak bir şölen. İlginç bir şekilde Dehşetin Yüzü için “kaçırılmış bir fırsat” da diyemiyorum, zira artılar ve eksiler birbirine olabildiğine yakın. Görevini yerine getiren, lakin düzgün bir senaryo, adam akıllı bir hikaye ve karakter çalışmasıyla çok uzun yıllar boyu kendisini hatırlatacak bir gezegen söz konusu.

    Gidin, izleyin, gerilin, rahatsız edici görselliğin ve karanlığın tadını çıkartın, Valak ile ilgili soruları da aradan çıkartmış olun. Ürpertiniz bol olsun!

    burcinaygun@gmail.com

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top