Her dergi ve gazetenin puanlama sistemi farklı olduğu için, Beyazperde, puanları 0.5 - 5 yıldız üzerinden, kendi barometresine göre vermiştir.
Basın Eleştirisi
T24
Yazar: Atilla Dorsay
Filmin öncelikle görüntü çalışmasını beğendim. Yetenekli Barış Özbiçer harikalar yaratmış. O vahşi doğanın kayalık tepeleri, uçurumları, kesif ormanlarıyla... Ve örneğin yol hizasından yukarı doğru yükselen bir kameranın önünde açılan uzaklardaki deniz manzarası gibi çekimlerle... Aynı ölçüde capcanlı bir fon müziği. Değerli müzisyen Deniz Cuylan’ın eseri. Ve etkileyici bir oyunculuk... Yıllar sonra yeniden bulduğumuz Ahmet Fırat Şungar dışında, hiç tanımadığımız oyuncular da gayet iyi. Ayşe’yi oynayan Billur Melis Koç’a apayrı bir övgüyle birlikte....Ve o her dakika duyulan küfürler... Öylesine ağzı bozuk bir film ki... Türk kırsal kesim ve alt tabaka maçoluğunun tüm sözcükleri bıkıp usanmadan resmi geçit yapıyor. İngilizce alt yazıları da vardı; bu sayede İngilizce argomu iyice geliştirdim!... Bence kaçırmayın.
Eleştirinin tamamı için: T24
Evrensel
Yazar: Şenay Aydemir
“Av”, bir yanıyla senaryosundaki sıkıntılardan mustarip ve özellikle orta bölümde kendi kuyruğunun etrafında dolanan bir anlatıya sahip. Ama diğer yanıyla da Türkiye’de pek sık görmediğimiz nitelikli tür sineması yapma iddiası taşıyor. Bunu yaparken de toplumsal bir sorunu hikayenin ana omurgasına yerleştirmeye çalışıyor. Kanımca bunu başarıyor da. Başaramadığı, tür ile kurduğu ilişki, onun ritmini yakalamaktaki yetersizlik. Aslında işin zanaat kısmı. Ahmet Rıfat Şungar (Sedat) ve Yağız Can Konyalı’nın (Çetin) filmin atmosferiyle uyumsuz, kimi zaman karikatür gibi duran abartılı oyunlarının yanında Ayşe’yi canlandıran Billur Melis Koç sade bir görüntü çiziyor, rolünün altından kalkmayı başarıyor.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.
T24
Filmin öncelikle görüntü çalışmasını beğendim. Yetenekli Barış Özbiçer harikalar yaratmış. O vahşi doğanın kayalık tepeleri, uçurumları, kesif ormanlarıyla... Ve örneğin yol hizasından yukarı doğru yükselen bir kameranın önünde açılan uzaklardaki deniz manzarası gibi çekimlerle... Aynı ölçüde capcanlı bir fon müziği. Değerli müzisyen Deniz Cuylan’ın eseri. Ve etkileyici bir oyunculuk... Yıllar sonra yeniden bulduğumuz Ahmet Fırat Şungar dışında, hiç tanımadığımız oyuncular da gayet iyi. Ayşe’yi oynayan Billur Melis Koç’a apayrı bir övgüyle birlikte....Ve o her dakika duyulan küfürler... Öylesine ağzı bozuk bir film ki... Türk kırsal kesim ve alt tabaka maçoluğunun tüm sözcükleri bıkıp usanmadan resmi geçit yapıyor. İngilizce alt yazıları da vardı; bu sayede İngilizce argomu iyice geliştirdim!... Bence kaçırmayın.
Evrensel
“Av”, bir yanıyla senaryosundaki sıkıntılardan mustarip ve özellikle orta bölümde kendi kuyruğunun etrafında dolanan bir anlatıya sahip. Ama diğer yanıyla da Türkiye’de pek sık görmediğimiz nitelikli tür sineması yapma iddiası taşıyor. Bunu yaparken de toplumsal bir sorunu hikayenin ana omurgasına yerleştirmeye çalışıyor. Kanımca bunu başarıyor da. Başaramadığı, tür ile kurduğu ilişki, onun ritmini yakalamaktaki yetersizlik. Aslında işin zanaat kısmı. Ahmet Rıfat Şungar (Sedat) ve Yağız Can Konyalı’nın (Çetin) filmin atmosferiyle uyumsuz, kimi zaman karikatür gibi duran abartılı oyunlarının yanında Ayşe’yi canlandıran Billur Melis Koç sade bir görüntü çiziyor, rolünün altından kalkmayı başarıyor.