I Am Not Salvador, bir İran komedisi. Bir ailenin Brazilya'ya bedava seyahat bileti kazanıp orada yaşadıkları maceraları anlatıyor. Aslında daha çok aile babası Naser'in yaşadıklarını görüyoruz. Bir kadının onu eski nişanlısı Salvador'a benzetip, Naser'den onun kılığına girip büyük annesini görmesini ister. Daha sonra da olaylar gelişir.
I Am Not Salvador'un 88 dakikalık kısa bir süresi var. Bu filmi izlerken hayatımın en uzun 88 dakikasını yaşadım, 3 saat gibi geldi. Bu film her şeyde başarısız oluyor. Gerçekten. Her şey.
Bu filmin espri anlayışı Sabit Kanca 2 gibi sulu değil aslında, komik olmaya gerçekten çabalıyor. Fakat film güldürmüyor maalesef. Bu nasıl mümkün olabilir ki? Komik olan bir filmin güldürmesi lazım ama, değil mi? Bu film, esprilerini seyirciye satamıyor çünkü genelde espri yaptığının farkında bile olmuyor. Komik anlarda ciddi, ciddi anlarda komik tonlara girmeye çalışıyor.
Hele hele senaryo, berbat. Hayal edebileceğiniz en klişe senaryoya sahip bu film. Aile babası garip durumlara düşer, annenin güveni sarsılır, daha sonra anne durumu öğrenir, olaya birlikte ayak uydururlar ve en son da gerçek ortaya çıkar. Hayatınızın 88 dakikasını kurtardım, önemli değil.
Ayrıca oyunculuklar o kadar abartılı ve sıradan ve klişe ki... Naser'i canlandıran adam ile ilgili özel hiçbir taraf yok. Kötü değil fakat, sıradan. Naser'in eşi olan kişi ise gerçekten klişeydi ve bir süre sonra sinir bozucu olmaya başladı. Küçük kızları ise, filmde öylesine duruyor. Ona karşı bağırıldığında, endişelenince veya sevilince, tepkisi aynı. Öylesine sırıtıyor. Küçük kızı sırf figüran olsun diye almışlar. Ama filmdeki en abartılı ve saçma oyunculuk büyük anneye aitti. Özellikle son sahnede onun mimiklerine bakın, o kadar abartılı ki! Gülmemem gerekirken salonda sesli kahkaha attım.
Bu arada, filmde sadece "domuz eti" ve "kelle paça" kısımlarına 1 saniye boyunca kıkırdar gibi oldum. Bunun dışında filme zorla gülmeye çalıştım. Film komik olmaya çalışsa da espri anlayışı gerçekten zayıftı. Sanırım bu, İran sinemasıyla ilgili. İran sinemasının espri anlayışının yasaklardan ibaret olması gerçekten üzücü.
Kısacası I Am Not Salvador, komik olmaya çabalamasına rağmen komik olmayan sıkıcı, klişe ve hiçbir özelliği olmayan bir film. Gerçi film herhalde bazı anlarında komik espriler yapmaya çalışıyor ama bu anlar diyalogların ve sahnelerin arasında kaynayıp gidiyor, esprilerin üzerinde biraz durulsaymış ortaya komik bir iş çıkabilirmiş.
I Am Not Salvador'un tamamen kötü olmayışının tek nedeni, çabalamış olması. Filmdeki çabayı görüyorsunuz. Kötü Türk filmlerindeki sulu espri anlayışına sahip olmayışını fark ediyorsunuz. Ama bu film, bunların farkında bile olmadan klişe hikaye, zayıf karakterlerin arasında kaybolup gitmiş.
Bu filmin sadece ünlü bir futbolcu içeren sonunu beğendim. Hiç olmazsa bir mesaja bağlamaya çalışmışlar.
Kısacası, eğer İran sinemasının büyük (ama gerçekten büyük) bir hayranıysanız, bu filmden haz alabilirsiniz. Ben şahsen geçen yıl vizyona girmiş İran filmi Taksi Tahran gibi başarılı bir iş bekledim, hayal kırıklığına uğradım. Bu filmin çabası takdir edilebilir ama genel anlamda hiçbir özelliği olmayan, sıkıcı bir işten fazlası değil I Am Not Salvador. Türünün diğer başarılı filmlerini hatta bu konu hakkında yapılmış 10 dakikalık komedi skeçlerini izleyin. Daha iyi bir sonuç alacağınıza garanti veririm. Ama eğer illaki bu filmi izlemek istiyorsanız, benim yaptığım gibi sinemada izlemeyin.
FİLMİN İYİ YANLARI:
+ Sondaki mesajı ve ünlü futbolcu cameosu.
+ Film, gerçekten her alanda başarılı olmak için çabalıyor...
FİLMİN KÖTÜ YANLARI:
- ...ama her alanda başarısız oluyor.
- Milyon kere yapılmış, klişe ve özelliksiz konu anlatım tarzı.
- Abartılı karakterler, senaryo boşlukları, sıkıcı diyaloglar.
- Filmdeki komik esprilerin hiçbirinin güldürmemesi (nasıl olduysa?).
- 88 dakikalık süresinin 3 saat gibi gelmesi.
TOPLAM PUAN: 2.5/10