Senaryosunu da yazan ve ilk uzun metrajlı (debut) sinema filmini de çekmekte olan Sergio G. Sánchez'in yönetmen koltuğunda oturmakta olduğu “Marrowbone / El secreto de Marrowbone”; gizemini son anına kadar koruyan, psikolojik bir korku gerilim olarak geliyor karşımıza...
Gelin isterseniz, 8 milyon Avroluk bir bütçeyle; tek mekan da İngilizce olarak çekilen ve brüt 12.3 milyon dolarlık bir hasılat rakamıyla da gişeye çakılmış olan, dünya prömiyeri 11 Eylül 2017 tarihindeki Toronto Uluslararası Film Festivali'nin "Özel Sunumlar" kısmında yapılan bu İspanyol filmine biraz daha yakından bakalım...
***
Film, beş kişilik ailenin diğer fertleri gibi; annesinin genç kızlık soyadı Marrowbone'u kullanmaya başlayan Jack'in (George MacKay):
"Çok uzaklara gittik, zorluklara göğüs gerdik... En sonunda, güvende olabileceğimiz bir yer bulduk... Bir arada... Okyanusun diğer tarafında...
Annem tüm umutlarını, doğup büyüdüğü eve bağlamıştı... Tam otuz yıl boyunca, zamanda buz kesmiş, bizi bekliyordu...
Güvende olduğumuza inanmak istedik... Mutlu olmak için bir şansımız olduğuna... Diğer sorunlar gibi, annemin hastalığının da yok olduğuna... Aydınlık yaz günlerinde; arkada bıraktığımız karanlık, artık görünmez olmuştu...
Bizi kimse tanımıyordu... İlk kez özgür olduğumuzu hissediyorduk... Üstelik yeni bir arkadaş edinmek üzereydik... Hayatlarımızı, sonsuza dek değiştirecek bir arkadaş...
Böylece Allie'de (Anya Taylor-Joy), bizden biri olarak aramıza katıldı...
Yeniden başladık... Geçmişi unuttuk... Yeni bir hayata adım attık...
Bu hayal dünyasının, gerçek olduğuna tüm kalbimizle inandık...
Amerika yolculuğu; annemin az olan kuvvetini, iyice tüketmişti... Ailece geçireceğimiz, son yaz olduğunu bilmiyorduk..." şeklindeki, "hikayelerinin" anlatımıyla başlar...
***
Gerçekten de 1968 yılında, asıl soy isimleri Fairbairn olan ailenin annesi Rose Marrowbone (Nicola Harrison); dört çocuğunu da yanına alarak, İngiltere'den kendi doğduğu ve çocukluk yıllarının da geçtiği Maine kırsalındaki malikaneye götürür...
İşler başlangıçta, düşünüldüğü kadar iyidir ve hatta Allie adında bir kızla da tanışarak arkadaş olurlar...
Ancak sağlık durumu giderek kötüleşen Rose; çocukları Jack (20), Jane (19) (Mia Goth), William "Billy" (18) (Charlie Heaton) ve Samuel "Sam"i (5) (Matthew Stagg) geride bırakarak ölür...
Çocuklarına yüklüce miktarda para da bırakan Rose, ölmeden önce en büyük oğlu Jack'e; evin bahçesine gömülmesi ve ölüm haberinin kendisi 21 yaşına gelinceye kadar kardeşleri dışındaki herkesten gizli tutulmasının yanı sıra kendisinden kaçtıkları kişiden saklanmaları vasiyetinde de bulunur...
Zira 21 yaşına geldiğinde Jack; ortada hiçbir hukuki engel kalmayacağı için, kardeşlerinin velayetini üstlenebilecektir...
***
- Altı ay sonra -
Hal böyle olunca da...
Birbirlerinden ayrılmamaya söz veren kardeşler; evin içine kapanmak suretiyle, tüm dünyadan izole ederler kendilerini...
Ta ki, Jack'in 21. doğum gününe kadar...
***
Tüm aynaları, görünüşe göre birkaç aydır ortalıktan yok olmuş olan çatıdaki "hayaletten" korunmak amacıyla örtülerek kapatılmış olan evin zorunlu ihtiyaçları da; bisikletine atlayarak kasabaya inen Jack'in, Jane'in yaptığı mis gibi kokan keklerle takas ettiği Bayan Molly'nin (Myra Kathryn Pearse) dükkanından temin edilmektedir...
Bu kasaba turları esnasında Jack; kütüphane de çalışmakta olan, sevgilisi Allie'ye uğrama işini de aksatmamaktadır...
***
Fakat Allie'ye ilgi duyan tek kişi Jack değildir ve onun taliplileri arasında; New York'taki bir hukuk bürosunda işe başlamış, kılık kıyafetiyle de göz kamaştıran bir avukat olan Tom Porter da (Kyle Soller) bulunmaktadır...
Kütüphanede, Jack ile de karşılaşan aynı Tom; Marrowbone malikanesinin mülkiyetini annesine devreden evrakları, anneleri Rose'a imzalatmak üzere evlerine bir sonraki gün bizzat uğrayacağını ve masrafları karşılığında da 200 dolar hazırlamaları gerektiğini söyler...
***
Bu durumda da ilk önce, 200 doların temin edilmesi gerekir...
Onun için de, annelerinin kendilerine bıraktığı ama onların da götürüp bir mağaraya koydukları kutunun geri alınması gerekecektir...
Ki, silahını omzuna takarak söz konusu mağaraya giden Billy; zorlu görevin, bu aşamasını halleder...
Her ne kadar Jane, o an için bilmediğimiz bir sebeple "kanlı" ve "lanetli" olarak nitelediği o paraya; dokunmamaları gerektiği hususundaki ısrarında son derece kararlı olsa da, bir başka seçenekleri de bulunmamaktadır...
***
Ertesi gün...
Elindeki iki nüsha evrakla, evin içine sokmayarak bahçedeki masanın başında kendisine kek ve limonata ikram edecekleri avukat Tom çıkıp gelir...
Hasta olan annesinin, o haliyle kendisini kimseye göstermek istemediğine Tom'u ikna eden Jack; evrakları alıp annelerinin imzasını taklit edecek olan Jane'in yanına gittiği sırada, gök gürlemeye başlar başlamaz Tom da içeriye girerek meraklı gözlerle dolaşmaya başlar...
Neyse ki...
Fazlasıyla titizlenen Jane, imzaları tam zamanında attığı için; Tom arkasından çevrilen dolapları anlayamadan, malikanenin mülkiyetinin Rose Marrowbone'a devir işlemi tamamlanır...
Artık çılgınca eğlenen Marrowbone kardeşlerin keyiflerine diyecek yoktur...
Yoktur da...
Eğer çatı arasındaki "hayalet" yeniden harekete geçmemiş olsaydı...
Dakika 35...
Kategorinin meraklılarının ilgiyle izlemeye devam edeceklerini umduğumuz filmin geride kalanında, siz değerli sinemasever dostlarımızı; beklenmedik derecedeki ters köşe sürprizleri de bünyesinde barındıran, 75 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...
Keyifli seyirler,