Her dergi ve gazetenin puanlama sistemi farklı olduğu için, Beyazperde, puanları 0.5 - 5 yıldız üzerinden, kendi barometresine göre vermiştir.
Basın Eleştirisi
Habertürk
Yazar: Mehmet Açar
Slender Man, “kes yapıştır” şeklinde yazılmış bir korku filmleri antolojisi gibi... David Birke, çağdaş korku klasiklerinin klişe ve motifleriyle yazmış hikâyeyi. Slender Man, Elm Sokağı serisinin katili Freddie Krueger gibi rüyalara girebiliyor, hayallere yol açabiliyor. Bazen varla yok arasında bir görünüp bir kayboluyor. İlk başlarda bir tür hayalet gibi... Son bölümde ise insanlarla fiziksel temas kurmayı tercih ediyor. “Nereden gelmiştir, kimdir, neyin nesidir, derdi nedir?” gibi soruların ne yazık ki hiçbir yanıtı yok. Korku filmlerinde bu tür canavarlar, genellikle bir şeylerin simgesidir.... İçlerinden çıktıkları ya da simgeledikleri kötülük, filmi şekillendirir. Ne var ki, sessizliği ve ağır hareketleriyle “Halloween” serisinin kötü adamı Michael Myers'i de akla getiren Slender Man, kuklayı andıran, içi boş bir karakter. Bir tür saman adam sanki...
Eleştirinin tamamı için: Habertürk
Sözcü
Yazar: Serdar Akbıyık
Film insanın doğal korkularını işlemeye çalışıyor. Öncelikle dönemimizin internet korkusunu, yani ebeveynlerin çocuklarının internette kaybolacağı korkusunu, insanlığın varoluşundan beri gelen doğa korkusu, çevreye verdiğimiz zararın yine çevre tarafından insanlığı yok edeceği endişesini içinde barındırmaya çalışıyor film ama bu haliyle ilk filmini çeken Türk yönetmenlerin herşeyi kullanmak isteyip hiçbir şey kullanamama hatasına benzer bir duruma düşüyor. Eh tabii bunun faturasını da filmin yönetmeni Sylvain White’a çıkarıyoruz.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.
Habertürk
Slender Man, “kes yapıştır” şeklinde yazılmış bir korku filmleri antolojisi gibi... David Birke, çağdaş korku klasiklerinin klişe ve motifleriyle yazmış hikâyeyi. Slender Man, Elm Sokağı serisinin katili Freddie Krueger gibi rüyalara girebiliyor, hayallere yol açabiliyor. Bazen varla yok arasında bir görünüp bir kayboluyor. İlk başlarda bir tür hayalet gibi... Son bölümde ise insanlarla fiziksel temas kurmayı tercih ediyor. “Nereden gelmiştir, kimdir, neyin nesidir, derdi nedir?” gibi soruların ne yazık ki hiçbir yanıtı yok. Korku filmlerinde bu tür canavarlar, genellikle bir şeylerin simgesidir.... İçlerinden çıktıkları ya da simgeledikleri kötülük, filmi şekillendirir. Ne var ki, sessizliği ve ağır hareketleriyle “Halloween” serisinin kötü adamı Michael Myers'i de akla getiren Slender Man, kuklayı andıran, içi boş bir karakter. Bir tür saman adam sanki...
Sözcü
Film insanın doğal korkularını işlemeye çalışıyor. Öncelikle dönemimizin internet korkusunu, yani ebeveynlerin çocuklarının internette kaybolacağı korkusunu, insanlığın varoluşundan beri gelen doğa korkusu, çevreye verdiğimiz zararın yine çevre tarafından insanlığı yok edeceği endişesini içinde barındırmaya çalışıyor film ama bu haliyle ilk filmini çeken Türk yönetmenlerin herşeyi kullanmak isteyip hiçbir şey kullanamama hatasına benzer bir duruma düşüyor. Eh tabii bunun faturasını da filmin yönetmeni Sylvain White’a çıkarıyoruz.