Geçtiğimiz hafta Başka Sinema'nın düzenlediği "Oscar'ın Yabancıları" gösteriminde Foxtrot'u izledikten hemen sonraki seansta Sevgisiz vardı. Yönetmen Andrey Zvyagintsev'in The Return ile Elena filmlerini henüz izleyememiş olmama rağmen Leviathan'a göz atma şansı bulmuş ve bayılmıştım. Bu yüzden biraz yorgun hissetmeme rağmen Sevgisiz'i erkenden izlemeye karar verdim. Bu filmden hemen çıkar çıkmaz bir şeyler yazmak istemedim çünkü Sevgisiz, ağzımı açık bıraktı. Andrey Zvyagintsev'in Leviathan'dan daha iyi bir film çekebileceğini düşünmüyordum açıkçası ve Sevgisiz, beklentilerimin de üzerindeydi.
Sevgisiz, boşanmak üzere olan annesi ile babası tarafından umursanmayan bir çocuğun birdenbire ortadan kaybolmasını ve çocuğun birbirlerini sevmeyen annesi Zhenya ile babası Boris'in onu bulma çabalarını anlatıyor kısaca.
Andrey Zvyagintsev, bu filmde kendisini aşmış. Çünkü içerik bakımından Sevgisiz, sadece başroldeki küçük çocuğun ruh halini betimlemekle kalmıyor, aynı zamanda aile kavramı bakımından kocaman bir ülkenin alegorisi işlevini de görüyor. Leviathan'ın politik bir biçimde ele aldığı umutsuzluğu, Sevgisiz ise günümüz insanına dair genel bir ruh hali olarak betimlemiş. Film bu bakımdan biraz karamsar olduğu için filmi bir türlü sevemeyen insanlar oldu (özellikle de Rusya'da). Yine de bu film, yok olma arzusu ve Rusya'nın kendisi hakkında söyledikleri şeylere dair kesinlikle bir göz atmaya değer.
Andrey Zvyagintsev, bu filmde pek fazla bir şeyin yaşanmadığı sessiz sahnelerde seyircinin ne düşündüğünü önceden tahmin ederek bir sonraki sahnelerde bu beklentilerle oynamayı başarmış. Çünkü Sevgisiz'i izlerken içinizden "Bu tür filmlerin benzerlerini zaten izlemiştim, o halde hikaye şöyle ilerleyecek ve film de böyle bir mesajla sona erecek." gibi düşünceler geçiyor. Ama Zvyagintsev, bu yoldan ilerlemiyor. Finalinde ilahi adalet kavramı veya mutlu son - kötü son kavramlarının geçersiz olduğu bir film Sevgisiz. Bu film, bilindik bir trajediden çok daha fazlası.
Fakat bu konuda gerçekten fazla spoiler vermek istemiyorum çünkü Sevgisiz, hakkında çok az şey bilerek izlemeniz ve izledikten sonra gördüklerinizi sindirmeniz gereken filmlerden birisi. Eğer fazla detaya girmeden bu yazıyı toparlamam gerekirse, Andrey Zvyagintsev'in yönetmenliğine hayran kaldım. Sadece sahnelerin görünüşü değil (görüntü yönetmeni Mikhail Krichman inanılmaz bir iş çıkartmış bu arada), sahnelerin nasıl bir araya gelişi ve hikayeyi hangi açıdan etkilediklerini görmek harikaydı.
Performansların tamamı kusursuzdu. Normalde çocuk oyuncuları harika bulmasam da, Matvey Novikov'un performansı son derecede etkiliydi. Ayrıca Aleksey Rozin ve özellikle de Maryana Spivak inanılmazdı.
Filmin kötü yanlarına gelecek olursak eğer, 1-2 ağır ilerleyen sahnenin dışında Sevgisiz hakkında söyleyebilecek kötü bir şeyim yok. Film üzerinde düşünürken, hatta bu yorumu yazdığım sırada Sevgisiz'i daha da çok sevmeye başladım. Gerek ince senaryosu, dahice yönetmenliği ve kusursuz performansları olsun Sevgisiz, bu yılın en iyi filmlerinden birisi. Filmi izledikten sonra içinizden yeniden izleme isteği gelmese de, vizyondayken mutlaka kaçırmamanız gereken bir iş. Bu yılın en iyi filmlerinden birisi. İyi seyirler.
FİLMİN İYİ YANLARI:
+ Andrey Zvyagintsev'in kusursuz yönetmenliği.
+ Harika sinematografi, hikayeye katkıda bulunan açılar.
+ Kusursuz performanslar.
+ Giderek derinleşen bir senaryo.
FİLMİN KÖTÜ YANLARI:
- Film bittikten sonra içinizden yeniden izleme isteği gelmemesi.
TOPLAM PUAN: 9/10