En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
Turgay Buğdacigil
Takipçi
2.094 değerlendirmeler
Takip Et!
4,0
16 Ocak 2021 tarihinde eklendi
Liza Alert isimli gönüllülerden oluşan arama kurtarma ekibinin çalışmalarından esinlenilen senaryosunu da Oleg Negin ile birlikte yazan Andrey Zvyagintsev’in yönetmen koltuğunda oturduğu “Nelyubov / Loveless”, başta mevcut ebeveynler olmak üzere evlilik yapmaya hazırlanan sorumluluk sahibi herkesçe mutlaka izlenilmesi gereken bir drama…
Evet belki biraz “sert” olmuş…
Ancak kendinden başkasını düşünmeyen bencil bireylerden anne ve baba olamayacağını hatta olmaması gerektiğini:
Mikhail Krichman’ın kamerasıyla tespit ettiği nefes kesen görüntüler ve Evgueni – Sacha Galperine biraderlerin müzikleri eşliğinde çok net bir biçimde ortaya koymuş Zvyagintsev…
Yalnız bunu yaparken, yorumumuzda sadece “üç tanesine” işaret edeceğimiz kıvrak bir zekanın ürünü olan “dark comedy /kara mizah” unsurları kullanmayı da ihmal etmemiş…
Filmin ana karakterleri, boşanma arifesindeki Zhenya (Maryana Spivak) ile Boris (Aleksey Rozin) ve on iki yaşındaki oğulları Alyosha’dır (Matvey Novikov) …
Gerek elinden cep telefonu hiç düşmeyen Zhenya, eşinden üç yıl önce ayrılmış olan kırk yedi yaşındaki Anton (Andris Keiss) gerekse de Boris hamile bıraktığı gencecik Masha (Marina Vasileva) adında birer sevgili yaptıkları gibi artık tamamen “ağırlık” olarak görmeye başladıkları Alyosha’yı da birbirlerine itelemenin peşindedirler…
Üstelik şu an oturmakta oldukları ev de satılma aşamasındadır…
İşin daha da kötüsü, olan biten her şeyin farkındaki küçük Alyosha’nın üzüntüden kahrolarak kendini yiyip bitirmesidir…
Halbuki babası Boris’in tek derdi, çalıştığı şirket de boşanmanın, “Rusya’daki Ortodoksluğa” yapılan şahane bir gönderme (KM 1) ile radikal dinci patronları tarafından yasaklanmış olmasıdır…
Narsist kişilik yapısının tipik özelliklerini sergileyen annesi Zhenya ise, Orhan Veli’nin “Cımbızlı Şiir”inin dizelerindeki gibi:
“Ne atom bombası Ne Londra Konferansı Bir elinde cımbız, Bir elinde ayna; Umurunda mı dünya”
Şeklindeki bir ruh haline sahiptir…
Ki geçen dakikalar içinde bu kadının, kendi öz annesi (Natalya Potapova) ile de arasının açık olduğu gibi yaptığı zor doğumdan sorumlu tutarak neredeyse nefret ettiği oğlunu hiç emzirmediğini de öğreniyoruz…
Feneri biri Anton’un diğeri de Masha’nın evinde söndürmeleri nedeniyle evle alakalarını iyiden iyiye kestikleri için Alyosha’nın iki gündür kayıp olduğundan, okul müdürünün telefonu sonrasında haberdar olur bu anne baba…
Devlet aygıtının hantallığının resmedildiği bölümde (KM 2), polisin elinden pek fazla bir şey gelmez ve Zhenya ile Boris’i, Türkiye’deki AKUT benzeri bir arama kurtarma örgütüne yönlendirir…
Bundan böyle konuyla bu kuruluşun grup liderlerinden Ivan (Aleksey Fateev) ilgilenecektir…
Yapılan karşılıklı görüşmelerin ardından, Alyosha’nın anneannesinin yanına gitmiş olabileceği ihtimali üzerinde durulur…
Ve işin gönüllü uzmanlarından Lena’nın (Varvara Shmykova) gözetiminde yola çıkılır…
Ama orada da değildir Alyosha…
Peki nerede bu talihsiz çocuk?
Eğer merak ediyorsanız, finalde Zvyagintsev’in Zhenya’ya giydirdiği üzerinde “Rusya” yazılı eşofmanla yürüme bandında yaptırdığı koşu (KM 3) ile sporsever devlet başkanı Putin ve ülkesine dair ilginç bir mesaj da içeren bu filmi kaçırmayın diyoruz…
Keyifli seyirler,
Son bir not: Filmdeki “kara mizah” sahneler için (KM) ekini kullandık…
Rus yönetmenden yine son derece etkileyici bir film. Tüm filmleri izlenmeyi, beklenmeyi hak ediyor Zvyagintsev'in. Öncekiler ile bir karşılaştırma yapmanın gereği yok. "Sevgisiz" de diğer pek çok filmi gibi Rusya ve Ruslar'ı odak noktasına yerleştiriyor. Orada yaşamıyoruz veya pek çoğumuz hiç bulunmamıştır ama, Zvyagintsev ve filmleri sayesinde sanki genel hatlarıyla Rus toplumunu tanımış, Rusya'da yaşamış, o atmosfere (iklimiyle, toplumuyla, mekanlarıyla) öteden beri hakim insanlar gibi hissediyoruz. En azından filmlerinin ve karakterlerinin içine girmekte güçlük çekmeyenler. Son filmi de aslında geniş çerçevede baktığımızda çağımızın da en önemli sorunlarından birini ele alıyor. Evet, sevgisizlik pek çok karakterde öyle veya böyle, az veya çok zaten işlenmiş. Sadece Ruslar değil, dünyanın pek çok ülkesinde zaten böyle bir gidişattan bahsedilebilir belki. Bir de daha dar kapsamda, Alyosha ve ailesi özelinde, yıllar önce iki genç insanın istemedikleri bir hamilelik ve evlilik süreciyle ne noktalara gelebildiğini çok başarılı hissettirdi yönetmen. Aslında karakterlerin gençliklerinde de çok mülayim insanlar olmadıkları ortada, fakat en azından öz çocuklarına karşı bu seviyeye gelmelerinde bahsettiğim bu 'istememenin' payı büyük hiç kuşkusuz. Bu da bir çocuk sahibi olarak, gerçekten bu kararların ne kadar önemli olduğu ve insanın, eşinin ve hatta çocuğunun hayatını nasıl zindan edebileceğini bir kez daha hatırlattı bana. Ne yazık ki bu şekilde milyonlarca aile var. Film bu gibi anlarda zaten karnınıza yumrukları indiriyor. Bir süre sonra ise, sanki arama işlerine biraz fazla yer verilmiş gibi geldi. Odak noktası oraya kaydırıldı neredeyse. Filmin tek amacı çocuğun akıbetini belirtmek değildi kesinlikle. Ama herhalde gerilimi arttırmak, finalin daha da etkileyici olmasını sağlamak için bu süreç uzun tutuldu. Film kusursuz değil tabii, biraz göze batan diyaloglar ve karakterler yok değil. Hatta karakterlerin % 90'ı son derece klişe. Yan karakterler dahil. Fakat yönetmen etkisi belli ediyor kendini.
Geçtiğimiz hafta Başka Sinema'nın düzenlediği "Oscar'ın Yabancıları" gösteriminde Foxtrot'u izledikten hemen sonraki seansta Sevgisiz vardı. Yönetmen Andrey Zvyagintsev'in The Return ile Elena filmlerini henüz izleyememiş olmama rağmen Leviathan'a göz atma şansı bulmuş ve bayılmıştım. Bu yüzden biraz yorgun hissetmeme rağmen Sevgisiz'i erkenden izlemeye karar verdim. Bu filmden hemen çıkar çıkmaz bir şeyler yazmak istemedim çünkü Sevgisiz, ağzımı açık bıraktı. Andrey Zvyagintsev'in Leviathan'dan daha iyi bir film çekebileceğini düşünmüyordum açıkçası ve Sevgisiz, beklentilerimin de üzerindeydi.
Sevgisiz, boşanmak üzere olan annesi ile babası tarafından umursanmayan bir çocuğun birdenbire ortadan kaybolmasını ve çocuğun birbirlerini sevmeyen annesi Zhenya ile babası Boris'in onu bulma çabalarını anlatıyor kısaca.
Andrey Zvyagintsev, bu filmde kendisini aşmış. Çünkü içerik bakımından Sevgisiz, sadece başroldeki küçük çocuğun ruh halini betimlemekle kalmıyor, aynı zamanda aile kavramı bakımından kocaman bir ülkenin alegorisi işlevini de görüyor. Leviathan'ın politik bir biçimde ele aldığı umutsuzluğu, Sevgisiz ise günümüz insanına dair genel bir ruh hali olarak betimlemiş. Film bu bakımdan biraz karamsar olduğu için filmi bir türlü sevemeyen insanlar oldu (özellikle de Rusya'da). Yine de bu film, yok olma arzusu ve Rusya'nın kendisi hakkında söyledikleri şeylere dair kesinlikle bir göz atmaya değer.
Andrey Zvyagintsev, bu filmde pek fazla bir şeyin yaşanmadığı sessiz sahnelerde seyircinin ne düşündüğünü önceden tahmin ederek bir sonraki sahnelerde bu beklentilerle oynamayı başarmış. Çünkü Sevgisiz'i izlerken içinizden "Bu tür filmlerin benzerlerini zaten izlemiştim, o halde hikaye şöyle ilerleyecek ve film de böyle bir mesajla sona erecek." gibi düşünceler geçiyor. Ama Zvyagintsev, bu yoldan ilerlemiyor. Finalinde ilahi adalet kavramı veya mutlu son - kötü son kavramlarının geçersiz olduğu bir film Sevgisiz. Bu film, bilindik bir trajediden çok daha fazlası.
Fakat bu konuda gerçekten fazla spoiler vermek istemiyorum çünkü Sevgisiz, hakkında çok az şey bilerek izlemeniz ve izledikten sonra gördüklerinizi sindirmeniz gereken filmlerden birisi. Eğer fazla detaya girmeden bu yazıyı toparlamam gerekirse, Andrey Zvyagintsev'in yönetmenliğine hayran kaldım. Sadece sahnelerin görünüşü değil (görüntü yönetmeni Mikhail Krichman inanılmaz bir iş çıkartmış bu arada), sahnelerin nasıl bir araya gelişi ve hikayeyi hangi açıdan etkilediklerini görmek harikaydı.
Performansların tamamı kusursuzdu. Normalde çocuk oyuncuları harika bulmasam da, Matvey Novikov'un performansı son derecede etkiliydi. Ayrıca Aleksey Rozin ve özellikle de Maryana Spivak inanılmazdı.
Filmin kötü yanlarına gelecek olursak eğer, 1-2 ağır ilerleyen sahnenin dışında Sevgisiz hakkında söyleyebilecek kötü bir şeyim yok. Film üzerinde düşünürken, hatta bu yorumu yazdığım sırada Sevgisiz'i daha da çok sevmeye başladım. Gerek ince senaryosu, dahice yönetmenliği ve kusursuz performansları olsun Sevgisiz, bu yılın en iyi filmlerinden birisi. Filmi izledikten sonra içinizden yeniden izleme isteği gelmese de, vizyondayken mutlaka kaçırmamanız gereken bir iş. Bu yılın en iyi filmlerinden birisi. İyi seyirler.
FİLMİN İYİ YANLARI:
+ Andrey Zvyagintsev'in kusursuz yönetmenliği.
+ Harika sinematografi, hikayeye katkıda bulunan açılar.
+ Kusursuz performanslar.
+ Giderek derinleşen bir senaryo.
FİLMİN KÖTÜ YANLARI:
- Film bittikten sonra içinizden yeniden izleme isteği gelmemesi.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.