Kedilerle uğraşma!
Yazar: Onur Çakmak1981’den itibaren West End’de ve akabinde Broadway’de yaklaşık 20 yıl boyunca oynanan; her ikisiyle de en uzun süre gösterimde kalan oyunlar olarak tarihe geçmiş efsanevi müzikal Cats’in sinema uyarlaması elbette fazlasıyla beklenti oluşturmuştu. Kopyası henüz Türkiye’ye ulaşmamıştı ancak kara haber tez duyuldu ve Amerika’da bu kez yerden yere vurularak tarihin tozlu sayfalarına gönderildiği eleştiriler birbirini ardına bizlere ulaştı.
95 milyon dolarlık bütçeye sahip yapım, vizyona girdikten 1 hafta sonra Oscar ödüllü yönetmen Tom Hooper’ın isteğiyle makyajlanmıştı. Buna rağmen gişede çakıldı ve şimdiden IMDB’nin en kötü 100 film listesine girmiş durumda. Cats; biyografik dönem sinemasıyla kariyer inşa eden Hooper’ın, Sefiller’den (Les Miserables) sonraki 2. müzikal denemesi.
T.S.Eliot’ın kediler hakkında yazdığı şiirin Andrew Lloyd Webber tarafından uyarlanmasıyla hayat bulan eserin konusu, Jellicles adlı kedi ailesinin, her sene içlerinden birini Heaviside denilen kutsal mekana göndermek için, liderleri Old Deuteronomy’nin yaptığı seçime ve bu süreçteki yarışmaya dayanıyor. Şimdiye dek tüm temsillerinde erkek olan bu karakteri ilk kez bir kadın, Judi Dench canlandırıyor. Ayrıca orijinalden farklı olarak film, çöplüğe terk edilen ve şarkı söylemeyen Victoria’yı (Francesca Hayward) odağa alıyor. Diğer kediler de şarkılarını seyirci yerine kendisine hitaben söylüyor. Türlü lakaplar ve özellikler taşıyan Jellicles kedilerinin kılığına büründürülen oyuncular arasında Jennifer Hudson, Ian Mckellen, Taylor Swift, Jason Derulo, James Corden gibi isimler var. Idris Elba, “Macavity” isimli kötü karakteriyle filmin oyunculuk namına en çok dikkat çeken parçası.
Kopan fırtınanın kuvvetli olmasının en önemli sebebi kuşkusuz CGI (Bilgisayar üretimli imgeleme) ürünü kedi-insan figürleri. Birkaç sene önce bu metot çok pahalı bulunduğundan, yola protez yapım fikriyle çıkılmış ancak jest ve mimiklerden istenilen verim alınamayacağı düşünülmüş. Tamamı CGI ile yaratılan yüzleri hayli belirgin oyuncuların vücutlarında bütünlüğü bozan ve göze batan kusurlar mevcut. “Dijital Kürk Teknolojisi” diye öne sürülen özel efektlerle destekleneceği söylenen figürlerin, harcanan meblağa bakılınca tatmin edici olduğunu iddia etmek güç. Öte yandan, 80’lerdeki orijinal gösterimin içinde yetişkinlere hitap eden pek çok öge bulunuyor. Bu noktada Tom Hooper, genel akışıyla yüzeysel denilebilecek müzikale; Victoria’yı kullanarak anne ihtiyacı, ev arayışı gibi temalar ekleyip derinlik kattıklarını, erotik unsurları bir nebze törpülediklerini söylüyor.
Yine ropörtajından alıntılarsak; 8 yaşındayken hayranlıkla seyrettiği ve “Bir gün filmini çekeceğime inanamazdım” diye bahsettiği işinin teknik tercihler yüzünden vizyona girer girmez makaslanıp iyileştirilmesine razı olan yönetmenin de hayalinde bu tablo yoktu zannediyorum! Projenin, Steven Spielberg’in ortaklarından olduğu prodüksiyon şirketinin kapatılan animasyon kolunun bir zamanlar ajandasında yer aldığının notunu da düşelim.
Ezcümle, ne Jennifer Hudson’ın unutulmaz şarkı “Memory” performansı ne de herhangi başka bir şey filmi teknolojik tarafının gölgesinden kurtaramamışa benziyor. Yine de sinemaya ilk defa uyarlanan müzikal, hareketli yapısı içerisinde şarkılarla vakit geçirmek isteyenleri çekecektir. Muhtemelen etrafında toplanan olumsuzluklar da ayrıca merak uyandırarak gişesine olumlu yönde, küçük bir katkı daha yapacaktır. Birçok eleştirmene ve internet alemine yeni ufuklar açtığıysa su götürmez bir gerçek…