En sevdiğim filmlerden birisi olan Intouchables'ın ve ortalama bulduğum Samba'nın yönetmenleri Olivier Nakache ile Éric Toledano'nun yeni filmi Le Sens de la Fete, damadın isteği üzerine 17. yüzyıl dekorları ile donatılmış, dev bir düğünü hazırlayan Max'e ve onun ekibine odaklanıyor. Bu düğün ekibi, bu işi daha önceden yapmış olmasına rağmen her düğünde olduğu gibi, iyi şeyler ve aksaklıklar yaşanabiliyor. Ve film, bu düğün esnasında yaşanan aksaklıklara ağırlık vererek buna komik bir dille yaklaşıyor. Bu yüzden film boyunca eğlence hiç eksik olmuyor.
Nakache ve Toledano ikilisinin Intouchables filmini bu kadar iyi olmasını sağlayan etmen, hikayedeki komedi ve dramın yarattığı doğal ve etkili hissiyattı. Dram ile komedi arasındaki denge adeta kusursuzdu. Bu yüzden ikilinin bir sonraki filmi Samba, komediyi bazı gereksiz sahnelerde geçiştirip dramın ağırlığını arttırmaya çalıştığında, ortaya çıkan sonuç aynı olmadı. Çünkü komedi, Nakache ile Toledano'nun filmlerini özgün ve etkili kılan yegane şey sayılır. Bu yüzden ikilinin yeni filmi Le Sens de la Fete, dramdan ziyade komediye yüklendiği için, ortaya çıkan sonuç her halükarda amacına ulaşmayı başarıyor. Her ne kadar dramın azlığı yüzünden sonuç Intouchables kadar derinden etkileyici olmasa da, genel itibariyle film seyirciye nasıl iyi vakit geçireceğini çok iyi biliyor.
Le Sens de la Fete, işlenişindeki kusurlarına aldanmadan, bir kere izlemenize rağmen tekrar tekrar izlemekten sıkılmayacağınız filmlerden birisi. Doğrusunu söylemek gerekirse, epeydir bir sinema salonunda seyirci ile birlikte film izlerken bu kadar eğlenmemiştim. Film öyle hızlı bir tempoya sahip ki, film esnasında o kadar çok kahkaha attığınızdan ve iyi vakit geçirdiğinizden dolayı içinizden sıkılmak bile gelmiyor.
Eğer kendisini biraz gereksiz yere tekrarlayan 1-2 ufak espriyi saymazsam, yapılan şakaların neredeyse tamamının zamanlaması harikaydı. Özellikle de filmde fazla detaya girmek istemediğim ama yine de bahsetmem gereken bir sahne var -filmi izlerken hangi sahne olduğunu muhtemelen anlayacaksınız- ve bu bölüm yaşandığı sırada salondan o kadar güçlü kahkaha sesleri duyuluyordu ki, bu bölümün sonunda salonun yarısı resmen filmi alkışlıyordu. Senaryo, komedi yaparken işi sulandırmaya çalışmıyor ve her bir şaka için doğru anı bekliyor. Ve bu anlar geldiği zaman filmi izlemek, hiç düşünemediğiniz kadar eğlenceli bir hal alıyor. Belki filmin tamamını kahkaha atarak izlemeseniz bile hikayenin uyandırdığı içten ve sıcak histen dolayı yüzünüzde büyük bir gülümseme olacak. Filmin içerisinde barındırdığı bazı klişelere rağmen diyaloglar ve oyunculuklar, Le Sens de la Fete'i taze tutmayı başarıyor.
Bu arada oyunculuklar demişken, filmdeki her bir oyuncunun performansı ve birbirleriyle olan uyumu inanılmazdı. Bu filmdeki karakterlerin kişilikleri o kadar farklı, eğlenceli ve gerçekçiydi ki, filmin bitmesine rağmen onlarla daha fazla vakit geçirmek, bir sonraki düğün organizasyonunda neler yapacağını izlemek istedim. Jean-Pierre Bacri, Gilles Lellouche ve Jean-Paul Rouve'un performansları ise benim için ön plandaydı.
Genel itibariyle hikayesindeki bilindik karakterler ve olaylar silsileleri bir yana, renkli karakterler arasında geçen muhabbetler ve iyi bir espri anlayışı sayesinde Le Sens de la Fete, içimi ısıtan ve izlerken her anından keyif aldığım bir filmdi. Dramın az olması yüzünden sonuç Intouchables kadar derin bir etki yaratmasa da, Nakache ile Toledano ikilisinin en iyi oldukları alana, komediye ağırlık vermeleriyle ortaya çıkan sonuç kesinlikle görülmeyi hak ediyor. Fazla ciddiye almadan izleyip iyi vakit geçireceğiniz bir film arayanlara kesinlikle tavsiye ederim. İyi seyirler.
PUANIM: 8.2/10