Kült futbol programı Beyaz Futbol ekibini herkes bir sinema filminde görmek istiyordu (!). Ve sonuçta da bu ekibin İşler Güçler tarzında bir macerasını anlatan absürt film Adam Mısın ortaya çıktı. Sahi, bu film neden var ki? Çekilme amacı neydi, çok merak ediyorum doğrusu. Şimdi bütün ciddiyetimle filmin konusunu yazmaya çalışacağım:
"Beyaz Futbol ekibinin yorumcuları Ahmet Çakar, Sinan Engin, Abdülkerim Durmaz ve Rasim Ozan Kütahyalı ile programın moderatörü Ertem Şener'e programdan izin verilir ve ekip bir otele yollanır. Bu otele yeni giren ekip, Delibela adlı kötü birisi tarafından ele geçirilir. Ekipten birisini kaçıran Delibela, ekibin geri kalanına çeşitli görevler verir ve Beyaz Futbol ekibi de bu işin içinden çıkmaya çalışır. Ama bu işlerin arkasında çok daha büyük bir olay vardır." İşin komik yanı da şu, film kendisini hiç ciddiye almadığından yazdığım bu konunun filmle çok az alakası var aslında.
Öncelikle filmin iyi yanlarına değinmek istiyorum. Bunu duyunca biraz şok olabilirsiniz ama Adam Mısın, düşündüğüm kadar kötü değildi. Gerçekten! Filmi izlerken ekibin gerçekten bir şeyler denemeye çalıştığını görebiliyorsunuz. Ayrıca ekipten Ertem'i canlandıran Ertem Şener'in oyunculuğu da biraz komikti. Bir süreden sonra abartıya kaçmış olsa da oyuncunun gerçekten denediğini görebiliyorsunuz. Ve filmin neredeyse tamamını öyle boş boş izlemiş olsam da, Beyaz Futbol ekibinin posterdeki kostümlerle çıktığı sahne gibi birkaç ufak sahneye kıkırdamadım desem yalan olur. Yani bu yıl izlediğim Tutmayın Beni, Maggie's Plan veya Our Kind Or Traitor gibi filmlerin Adam Mısın'dan daha kötü olduğu kesin. Peki Adam Mısın iyi bir film mi? Kesinlikle hayır!
Filmin ufak kısımlarına kıkırdamış olsam da geriye kalan 94 dakikayı tamamen ruhsuz bir şekilde izledim. Ne güldüm, ne de somurttum. Yani boşu boşuna zamanım boşa gitmiş oldu maalesef. Filmin senaryosunda o kadar mantık hatası ve boşluk var ki, bir komedi filmi olmasına rağmen çok dikkat çekiciydi. Bu yüzden filmin geriye kalan kötü yanlarını biraz spoiler kullanarak yazacağım. Eğer bu filme herhangi bir ilginiz varsa, burayı okumamanızı tavsiye ederim.
Delibela'nın Beyaz Futbol ekibine verdiği görevlere değinmek istiyorum. Filmin zaten büyük bir kısmını bu görevler oluşturuyor, böylece filmin genel havasını da kavramış olursunuz.
Beyaz Futbol ekibine verilen ilk görev, otelde gördükleri ilk kişiyi "dayak manyağı yapana kadar tokatlamak". Böylece ekip de oteldeki herkesi tokatlamaya başlıyor. Özellikle de havuz kenarında olan sahne sonucunda her yer savaş alanına dönüşüyor. Bu hiç mantıklı değil çünkü ekipten birisi bu sahneden sonra diyor ki; "Bakın, çok kötü hissettim ya, keşke o adamları tokatlamasaydık." Böyle ciddi bir durum olmasına rağmen tokat sahnesinde çalan mehter marşı tarzındaki müzik, bu havayı yok ediyor. Zaten bu ekip 40 dakika kadar sonra, yine herkesi bir tiyatroda tokatlamaya başlıyor (buna birazdan değineceğim). Yani anlayabileceğiniz gibi, filmdeki diyaloglar hiç de mantıklı değil.
2 numaralı görev: "Ekipten birisinin otelin hamama girerek oradaki aynının boynundaki kolyeyi almak." Bu size hiç mantıklı geliyor mu? Koskoca, lüks bir otelin içerisinde bir ayı varmış (nedense hiçbir güvenlik kamerası bunu görmüyor), hamama girmiş ve kolye takmış. Ekipten birisi de ayıdan kolyeyi alacağım diye kovalamaca oynuyor resmen. Burada filmin espri anlayışının ne kadar kötü olduğunu görüyorsunuz. Film, hiçbir şeyi sorgulamadan sadece sahneye odaklanmamızı ve öylece gülmemizi istiyor. Eğer şakalar komik olsaydı, bu durum es geçilebilirdi ama filmin kendisi komik olmadığından, bu sahne de mantıksız kalıyor.
3. görev: "Otelde olan ateşli kızlardan birisinin göbeğinden zeytin yiyerek video klibi çekmek". Peki ekip nasıl bir kız buluyor? Tahmin edebileceğiniz gibi, şişman ve çirkin bir kız. Filmin kendisi o kadar çaresiz ki, süreyi uzatmak için her yolu denemeye çalışmış. Filmin denemesini takdir ediyor olsam da yapılan yollar o kadar klişe ki, sonuç birdenbire çok kötü oluyor.
Bundan sonra araya gereksiz yardımcı karakterlere sahneler veriliyor. Otelin müdürü Taylan ile otelden çıkmadan önce her şeyi çalınmış olan Nazlı'ya özellikle. Bu iki oyuncu belki yaptıkları işte başarılı olabilirler ama bu filmde karakterleri o kadar iticiydi ki, filmi izlerken onların yapaylığına şok oluyorsunuz.
Film, bu adrenalin dolu sahnelerinden sonra seyirciyi soluklandırıyor (!) ve tekrar kaldığı yerden devam ediyor. Ekibin yeni görevi, bir tiyatroya gitmek ve sahnedeki herkesi tokatlamak. Yine demiştim ve bir daha diyorum, bu sahnenin hiçbir mantığı yok. Filmin seyirciyi sırf tokatlama açısından güldürmeye çalışması gerçekten acınası bir durum maalesef. Neyse, bu görev sırasında da Ahmet Çakar'a milleti korkutmak için özel bir görev verildiğini görüyoruz.
En son görev de, büyük müzayede Kutsal Mihrace'yi çalmak. Bu yüzden kötü adam Delibela, ekibe değişik kostümler veriyor. Sonra da ekip müzayedeye giriyor ve tamamen zayıf görsel efektlerden oluşmuş bir karga, Kutsal Mihrace'yi çalıyor ve Nazlı da bunu alarak kaçıyor. Delibela, Nazlı'yı kovalasa da Nazlı bir köprüden atlayarak tekneyle bölgeden uzaklaşıyor. Ve Delibela da kazara köprüden düşüyor. Beyaz Futbol ekibi de Delibela'nın öldüğünü zannediyor ama 3 ay sonraki bir Beyaz Futbol bölümünde Delibela, programı telefonla arıyor. Devam filmi! Herkesin istediği şey buydu zaten, Adam Mısın'a bir devam filmi.
Peki ne öğrendik? Hiçbir şey doğrusu. Filmin espri anlayışı çok kötü, Nazlı'yı ve Taylan'ı canlandıran oyuncular başta olmak üzere oyunculuklar çok kötü. Beyaz Futbol ekibi, kendilerini canlandırmalarına rağmen çok yapay birer oyunculuk sergilemişler. Karakterlerin motivasyonu zaten hiç yok. Özellikle Delibela'nın neden Beyaz Futbol ekibine bunları yaptırdığını bir türlü anlayamıyorsunuz. Tamam, Delibela bir sahnede "Madem kötülük yapıyorum, o zaman da biraz eğleneyim" gibi bir şeyler demişti ama bu yine de hiçbir şeyi açığa kavuşturmuyor ki! Filmin sonunda çıkan karga her şeyi halledebilirdi. Yani geçen 95 dakika sadece boş hissettirmiyor, aynı zamanda da gereksiz hissettiriyor. Belki filmi biraz ciddiye alıyorum ama konusu İşler Güçler'e benzeyen (yani ünlülerin kendilerinin absürt bir versiyonunu canlandırarak ortaya koyulan işten bahsediyorum) konusuyla birlikte ortaya yaratıcı ve komik bir iş çıkabilirdi. Ama filmin ekibi klişe ve komik olmayan bir iş çıkarmayı tercih etmiş.
Adam Mısın, tahmin edebileceğiniz gibi zamanınızı boşa harcayacağınız, tamamıyla gereksiz bir film. Ne komik olan bir şakası var ne de akılda kalan bir sahnesi. Düşündüğüm kadar kötü olmasa da, yine de film bayağı bir kötüydü. Benim yaptığım hatayı yapmayın, bu filmi es geçin.
FİLMİN İYİ YANLARI:
+ Minicik komik kısımlar.
+ Film ekibinin gerçekten denediğini görebiliyorsunuz...
FİLMİN KÖTÜ YANLARI:
- ...ama maalesef ortaya çıkan sonuç büyük bir klişeden ibaret.
- Zorlama sahneler, komik olmayan şakalar (özellikle de bu filmin sonunda çıkan kamera arkasının komik olması gerekirken yine komik olmaması).
- Hiçbir amacı olmaması, seyircinin önüne bir şeyler atarak gülmemizi beklemesi.
TOPLAM PUAN: 1.5/10