Senaryosu, Tripper Clancy tarafından yazılan “Stuber”, yönetmen koltuğunda Michael Dowse’nin oturduğu bir aksiyon – komedi filmi…
Prömiyeri, 13 Mart 2019’da South by Southwest Film Festivalinde (SXSW) yapılan ve 12 Temmuz 2019 tarihinde Amerika’da vizyona giren filmin, 6.2/10 (22.363 oy) ve 4.1/5 (5.390 oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 5.1/10 (211 yorum) ve 42/100 (37 yorum) olan Rotten Tomatoes ve Metacritic yorum ortalamaları, “vasat” bir filmle karşı karşıya olduğumuzu söylüyor gibi…
Ama biz yine de, Glenn Kenny’nin, RogerEbert.com için yazdığı 12 Haziran 2019 tarihli yorumunda, “Sıcak çöpten çok daha berbat olan ılık bir sıradanlık” barındırdığını iddia ettiği bu filmi her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle bizzat kendimiz mercek altına alarak inceleyecek ardından da puanlamaya çalışacağız…
Bunun için de; (büyük bir kısmının, global anlamda reklamları yapılan “Uber” ve “Nissan” firmalarınca karşılandığını düşündüğümüz) 16 milyon dolarlık bir bütçe ile çekilen ve 32.4 milyon dolarlık bir hasılat rakamına ulaşmış olan filme ilişkin ilk tespitimizi, sonrasında da naçizane ilk önerimizi paylaşalım istiyoruz…
Bu bağlamda da işe; eğer günün yorgunluğundan, hem pek fazla dikkat gerektirmeyen bir film izleyerek ve hem de aynı anda elinizin altındaki akıllı telefondan sosyal medya hesaplarınız ile e-postalarınızı kontrol ederek (ve hatta gelen mesajları yanıtlayarak) kurtulmak istiyorsanız, karşımızdakinin tam da size göre bir film olduğunu söyleyerek başlayabiliriz…
Zira ne filmin hikâyesi ne de birbirleriyle zerre kadar uyum içerisinde olmayan (ve sırıtarak oynayan) Dave Bautista ile Kumail Nanjiani’nin performansları kesinlikle sinema izleyicisinin ilgi ve alakasını hak etmiyor…
Öyle ki, her ne kadar 80’li yılların “Beverly Hills Cop” ve “48 Hrs.” film serilerinin benzeri bir aksiyon – komedi üretilmeye çalışılmışsa da, her hangi bir toplumsal mesaj içermediği gibi neredeyse filmde anlatılmaya ve tartışılmaya değer aklı başında tek bir sahne dahi bulmak da mümkün değil…
Hani, “Nereye elinizi atsanız, elinizde kalıyor” dedikleri gibi filmdeki her şey de son derece “rüküş” ve “bayat”… O yüzden de bu filmi, Michael Mann’in “Collateral”i (2004) ile kıyaslamaya hiç kalkışmıyoruz bile…
Spoiler vermek tarzımız olmadığı için bu sıraladıklarımızı, ne yazık ki, filmden örnekler vererek detaylandıramıyoruz da… Fakat kendinize ve 93 dakikalık zamanınıza kıyar da izlerseniz, zaten sizde hemen fark edeceksiniz, Hollywood çöplüğündeki yerini alması beklenen bu aksiyon – komedi enkazını…
Aslında bu film için daha fazla nefes tüketmeye de gerek yok…
O nedenle, belki biraz tarzımızın dışında olacak ama “spoiler vermeden” buraya kadar yazdıklarımızın tamamı, zımnen de olsa ikisini de içerdiği için filme ilişkin hem ilk tespitimiz hem de ilk önerimiz olsun… Artık ayrımı gönlünüze göre siz kendiniz yaparsınız…
Sonuç olarak, kendi değerlendirme sistemimiz içinde puan olarak 1,5 verdiğimiz bu film için önerimiz de, “kendinize izleyecek daha anlamlı şeyler bulun” şeklinde olacak,
Son bir not:
Tüm hakları bize ait olan bu yorumun orijinali; bir başka mecrada tarafımızca, 23 Kasım 2019 günü saat 01.14’de yazılarak paylaşılmıştır...