Her dergi ve gazetenin puanlama sistemi farklı olduğu için, Beyazperde, puanları 0.5 - 5 yıldız üzerinden, kendi barometresine göre vermiştir.
Basın Eleştirisi
Sözcü
Yazar: Burak Göral
Geçen yıl dünyada en çok ilgi gören korku filmlerinden biri olan "Zombi Ekspresi"nde Güney Kore'deki zombi salgını sırasında trende olan bir grup kazazedenin korku dolu ve hızlı hikayesini izliyoruz. Ama trende de hastalığı taşıyan bir yolcu vardır malesef. Son yıllarda sayıları giderek artan zombi filmlerinin içinde en çok "Dünya Savaşı Z"yi hatırlatan kalabalık ve kanlı sahneleriyle dikkat çeken filmin tamamı heyecan ve dehşetle izleniyor ama hikaye sonunda öyle bir hamle yapıyor ki ilk kez bir zombi filminde gözleriniz yaşarabilir.
Eleştirinin tamamı için: Sözcü
Birgün
Yazar: Cüneyt Cebenoyan
En bencil davranış trendeki en zengin adamdan gelirken, sıradan ve basit bir adam kahramana dönüşüyor. Ama tren yolcularının çoğunun bencilce davrandığı da başka bir gerçek. Kapitalizm herkese kendi çıkarının peşinden koşmasını, herkes böyle yaparsa toplumsal çıkarın da gerçekleşeceğini vazediyor. Ama bencil insanlardan oluşan bir güruh toplumsal çıkarı gerçekleştirmiyor, tam tersine maksimum zarara yol açıyor. İnsanlık kendi kendisini yok ediyor. Tabii bu toplumun kendisine uygun bir devleti de var. 'Zombi Ekspresi' ikinci izleyişimde daha çok takdir ettiğim bir film oldu. Benim gibi aksiyondan hoşlanmayanlar için de filmin sunduğu bir şeyler var. Türün meraklıları kaçırmasın.
Eleştirinin tamamı için: Birgün
Habertürk
Yazar: Mehmet Açar
Filmin en önemli sorunu, kadınları korunmaya muhtaç, kendilerini savunmaktan aciz figürler olarak sunması... Gerçi dayanışma duygusu ve bencilliğin aşılması konusunda öncülük hep kadınlardan geliyor, kadınlar erkekleri olumlu anlamda değiştiriyor ama erkekler zombilerle savaşırken kadınlar ve kızlar çoğunlukla pasif kalıyor. Prodüksiyon kalitesi açısından Amerikan filmlerinden geri kalmayan “Zombi Ekspresi”ni zombi filmlerini sevenlere gönül rahatlığıyla öneririm. Kendi türünün iyi örneklerinden biri.
Eleştirinin tamamı için: Habertürk
Hurriyet
Yazar: Uğur Vardan
Öte yandan ‘Zombi Ekspresi’ öyküsü itibariyle kapitalizme ve sistemin yalan üretme mekanizmalarına dikkati çekerken, insanlığı kaybetme çizgisinin sadece zombileşmeyle ilgisi olmadığına da vurgu yapıyor: Tren sathında hareket ve yaşam alanı daralırken ve karşı cepheye geçenler çoğalırken, kimileri biraz da hayatta kalma dürtüsüyle bencilliği üst noktalara taşıyor. Ama malum, her şey zıddıyla var olur: Süreç boyunca âşık olduğu için, kız kardeşi için, hamile eşi için, kızı için ve bütün bir insanlık için kendini feda edenler ön plana çıkıyor. Film, şükür ki kâğıt üzerinde bu ‘hamasi’ görünen meseleleri görsel açıdan izlenmesi zevkli sahnelerle donatmış; ‘Zombi Ekspresi’ hem raylar üzerinde hem de perdede kayıp gidiyor.
Eleştirinin tamamı için: Hurriyet
Star
Yazar: Serdar Akbıyık
Filmin iki baskın özelliği var. Birincisi filmin büyük bölümünün son sürat giden bir trende geçmesi, diğeri ise G.Korelilere özgü o klişe, dramatik yapınında etkili olması. Fakat bu klişe ve absürt dramatik yapı benim gibi izleyiciye bir yabancılaşma hissi veriyor. Zaten aynı hissi bütün Uzakdoğu yapımlarında hissederim, karate filmlerinden, bilim kurgularına kadar. Bütün bunları bir kenara bırakırsam filmin asıl beğendiğim tarafı siyasi söyleminin geleneksel zombi filmlerinin devamı olması. Zaten yönetmen Sang Ho Yeon “Filmin G. Kore toplumuna bir katarsis deneyimi yaşatmasını istedim” demiş. Yani korkularıyla yüzleşip geçmişlerinden ders çıkarmalarını istemiş.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.
Sözcü
Geçen yıl dünyada en çok ilgi gören korku filmlerinden biri olan "Zombi Ekspresi"nde Güney Kore'deki zombi salgını sırasında trende olan bir grup kazazedenin korku dolu ve hızlı hikayesini izliyoruz. Ama trende de hastalığı taşıyan bir yolcu vardır malesef. Son yıllarda sayıları giderek artan zombi filmlerinin içinde en çok "Dünya Savaşı Z"yi hatırlatan kalabalık ve kanlı sahneleriyle dikkat çeken filmin tamamı heyecan ve dehşetle izleniyor ama hikaye sonunda öyle bir hamle yapıyor ki ilk kez bir zombi filminde gözleriniz yaşarabilir.
Birgün
En bencil davranış trendeki en zengin adamdan gelirken, sıradan ve basit bir adam kahramana dönüşüyor. Ama tren yolcularının çoğunun bencilce davrandığı da başka bir gerçek. Kapitalizm herkese kendi çıkarının peşinden koşmasını, herkes böyle yaparsa toplumsal çıkarın da gerçekleşeceğini vazediyor. Ama bencil insanlardan oluşan bir güruh toplumsal çıkarı gerçekleştirmiyor, tam tersine maksimum zarara yol açıyor. İnsanlık kendi kendisini yok ediyor. Tabii bu toplumun kendisine uygun bir devleti de var. 'Zombi Ekspresi' ikinci izleyişimde daha çok takdir ettiğim bir film oldu. Benim gibi aksiyondan hoşlanmayanlar için de filmin sunduğu bir şeyler var. Türün meraklıları kaçırmasın.
Habertürk
Filmin en önemli sorunu, kadınları korunmaya muhtaç, kendilerini savunmaktan aciz figürler olarak sunması... Gerçi dayanışma duygusu ve bencilliğin aşılması konusunda öncülük hep kadınlardan geliyor, kadınlar erkekleri olumlu anlamda değiştiriyor ama erkekler zombilerle savaşırken kadınlar ve kızlar çoğunlukla pasif kalıyor. Prodüksiyon kalitesi açısından Amerikan filmlerinden geri kalmayan “Zombi Ekspresi”ni zombi filmlerini sevenlere gönül rahatlığıyla öneririm. Kendi türünün iyi örneklerinden biri.
Hurriyet
Öte yandan ‘Zombi Ekspresi’ öyküsü itibariyle kapitalizme ve sistemin yalan üretme mekanizmalarına dikkati çekerken, insanlığı kaybetme çizgisinin sadece zombileşmeyle ilgisi olmadığına da vurgu yapıyor: Tren sathında hareket ve yaşam alanı daralırken ve karşı cepheye geçenler çoğalırken, kimileri biraz da hayatta kalma dürtüsüyle bencilliği üst noktalara taşıyor. Ama malum, her şey zıddıyla var olur: Süreç boyunca âşık olduğu için, kız kardeşi için, hamile eşi için, kızı için ve bütün bir insanlık için kendini feda edenler ön plana çıkıyor. Film, şükür ki kâğıt üzerinde bu ‘hamasi’ görünen meseleleri görsel açıdan izlenmesi zevkli sahnelerle donatmış; ‘Zombi Ekspresi’ hem raylar üzerinde hem de perdede kayıp gidiyor.
Star
Filmin iki baskın özelliği var. Birincisi filmin büyük bölümünün son sürat giden bir trende geçmesi, diğeri ise G.Korelilere özgü o klişe, dramatik yapınında etkili olması. Fakat bu klişe ve absürt dramatik yapı benim gibi izleyiciye bir yabancılaşma hissi veriyor. Zaten aynı hissi bütün Uzakdoğu yapımlarında hissederim, karate filmlerinden, bilim kurgularına kadar. Bütün bunları bir kenara bırakırsam filmin asıl beğendiğim tarafı siyasi söyleminin geleneksel zombi filmlerinin devamı olması. Zaten yönetmen Sang Ho Yeon “Filmin G. Kore toplumuna bir katarsis deneyimi yaşatmasını istedim” demiş. Yani korkularıyla yüzleşip geçmişlerinden ders çıkarmalarını istemiş.