Hesabım
    Çırak
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    3,0
    Ortalama
    Çırak

    Singapur Sinemasından Sağlam Bir Film

    Yazar: Ali Ercivan

    Sağlam bir dramatik çatışma üzerine kurulu Çırak (Aprrentice). Bir cezaevinde gardiyan olarak çalışmaya başlayan genç Aiman, on yıllardır cellat olarak görev yapan Rahim’e yakın durmaya, onun güvenini kazanmaya başlar. Neticesinde de Rahim’in çırağı olur. Ancak Aiman’ın Rahim’e yakınlaşma ve mesleğini öğrenme çabasının başka bir sebebi vardır. Aiman’ın hiç tanımadığı babası, seneler önce o cezaevinde, bizzat Rahim tarafından asılarak infaz edilmiştir.

    Aiman’ın önce bir tür intikam amacıyla Rahim’e yaklaşıyor olabileceğini düşünürüz. Fakat zamanla Rahim onun gözünde bir nevi baba figürü haline gelir. Mesleğinden dolayı hayatını yalnız geçirmiş olan Rahim için de Aiman bir oğlun boşluğunu doldurur. Ta ki Rahim, Aiman’ın kim olduğunu anlayana kadar...

    Oldukça net, hatta Robert McKee kafasında, fazlasıyla klasik bir dramatik çatı kurmuş yazar ve yönetmen Junfeng Boo. Hiç itirazımız da yok buna. Sağlam kurulmuş, temiz filmler bir ihtiyaç. Çırak da böyle bir film. Singapur sineması için de önemli bir iş olduğu muhakkak. İlk gösterimini 2016 Cannes Film Festivali’nin Belirli Bir Bakış bölümünde yapan, yönetmenin başarılı zanaatı ve iki başrol oyuncusunun inandırıcı performanslarıyla izleyenin dikkatini yakalayıp bırakmayan bir film

    Aiman’ı canlandıran Firdaus Rahman, ülkesinde bir televizyon yıldızıymış. Bu ilk sinema denemesi ama yakın gelecekte uluslararası projelerde rastlarsak şaşırmayacağımız bir oyuncu. Ülkesinin deneyimli aktörlerinden biri olan Wan Hanafi Su ise yer yer Yeraltı Peygamberi (Un Prophéte) filmindeki Niels Arestrup’u hatırlatıyor doğrusu. Rahim’in mesleğiyle ilgili vicdan muhasebesini, hatta vicdan azabını seyirciye etkili bir biçimde geçiriyor. İki oyuncunun arasındaki dinamik, filmi sırtlayan unsur oluyor.

    Yine de Aiman’ın giderek Rahim’e dönüşmeye başladığı, onun yerini almaya hazırlandığı ve bu esnada bir insanın canını alıp alamayacağını sorguladığı sürecin gitgide şaşırtıcı olmaktan uzaklaştığını ve tahmin edilebilir, standart bir izleğe dönüştüğünü belirtmek lazım. Bu anlamda filmin ucu açık finali de güçlü bir etki bırakmak yerine, kolaycı bir klişe hissi veriyor. Çırak, elindeki malzemenin imkan sağladığı uç noktalara gitmekten çekinip beylik bir öyküyle yetiniyor.

    Bu yine de filmin eli yüzü düzgün, takdiri hak eden bir iş olduğu gerçeğini değiştirmez. Singapur sinemasından takip etmeye değer bir yönetmen kazandığımız şüphesiz. Umalım ki Çırak’la elde ettiği başarı ve kat ettiği yol, Junfeng Boo’yu daha kendine güvenen ve cesur bir sinemacı olarak olgunlaştırsın.

    Twitter: aliercivan

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top